“Karanlıktaki ülke: Afganistan”
11 Eylül’den sonra El-Kaide bahanesiyle ve BM onayıyla ABD tarafından işgal edilen Afganistan, 40 yıldır ‘büyük oyun’un merkezi olan bir ülke. 40’dan fazla ülkenin gönderdiği 70 bin askere rağmen Afganistan’a ne barış gelebildi ne de Bush’un hayalini gördüğü, “Asya’nın ortasında büyük bir demokratik devlet” inşa edilebildi. Kukla Karzai yönetiminin her geçen gün çöktüğü, sivil ölümlerin geçen yıla göre yüzde elli arttığı Afganistan, şimdi, yeni felaketlere mahkûm edilmek isteniyor. Tüm altyapısı çöken ve tamamen bir ‘savaş kültürü’nün hâkim olduğu Afganistan yahut çok etnikli yapısıyla ‘Avrasya Balkanları’, şimdilerde, küresel güçlerin ve bölgesel aktörlerin kozlarını paylaştığı, normalleşmesi için en az birkaç kuşağın geçmesi gereken mazlum ve mağdur bir ülke durumunda.
ABD’nin yeni Başkanı Obama, göreve gelir gelmez önceliği Afganistan’a verdi ve Irak’taki on yedi bin askeri çekip Afganistan’a kaydıracaklarını ifade etti. Geçtiğimiz haftalarda yeni Afganistan stratejisini de açıklayan Obama, bir yandan asker göndermeyi gündeme getirirken bir yandan da “Radikallerle savaş sadece mermi ve bombalarla olmaz” diyerek sivil ve ekonomik tedbirler almanın lüzumuna işaret ediyor. Mart ayında ABD’ye giden Ahmet Davutoğlu ise Afganistan’da askeri tedbirler yerine askeri olmayan adımların atılmasına dikkat çekmişti. Obama, tutarsız söylemleriyle, Bush sonrası ABD’nin içinde bulunduğu veya bize öyle görünen ikilemi gözler önüne seriyor. ABD’nin yeni stratejisine göre agresif bölgesel diplomasi uygulanacak ve Rusya, İran, Hindistan ve Çin gibi çevre ülkeler, Afganistan’a yönelik politika hakkında ikna edilecek, yardımları temin edilecek. Plana göre Afganistan ve Pakistan birlikte ele alınacak ve AfPak diye isimlendirilen projeye göre sivil unsurlar artırılıp, eyalet yönetimleri güçlendirilecek.
Strasbourg’da 3-4 Nisan’da toplanan ve 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getiren NATO zirvesinin de birinci gündem maddesi Afganistan. Bilindiği gibi Aralık 2001’de BM tarafından kurulan Uluslararası Güvenlik Destek Gücü (ISAF) komutasını Ağustos 2003’te NATO devraldı ve böylece NATO ilk defa kendi coğrafyası dışında bir operasyon gerçekleştirmiş oldu. Bu, NATO’nun misyonu için ciddi bir kırılma noktası oldu. Dün sona ermesi beklenen zirve sonunda hem ‘Atlantik İttifakı Deklarasyonu’ hem de ‘Afganistan Deklarasyonu’ yayınlanacaktı.
ABD, zirvede, Afganistan’a yeni asker gönderme taleplerini tartıştı ve ‘çoklulaşma politikası’na kuvvet vermeye çalıştı. Bu şekilde yeniden silkinmeye çalışan Rusya’yı çevreleme ve kuşatma politikası yara almamış olacak!
“Dünya asker toplamının yüzde 5’i ile dünyaya hükmedebilmenin yolu başka ülke askerlerini hizmete koşmaktan geçiyor” diyen sosyolog Micheal Mann’a göre Bush’tan kalan ABD, bugün, “askeri bir dev, ikinci sınıf ekonomik bir güç, siyasi bir şizofren ve ideolojik bir hayalet.” ABD’nin bu hüviyeti, her geçen gün dünyayı Irak ve Afganistan gibi iki çıkmaza sürüklüyor.
Nitekim bazı insan hakları örgütleri, NATO zirvesi öncesi uyarı mesajları yayınlayarak her yeni gönderilen askeri gücün Afganistan’da sivil kayıpları artıracağını ve yarayı daha da derinleştireceğini duyurdular.
21 Mart tarihinde İslâm Dünyası STK’ları Birliği (İDSB), üyeleriyle yaptığı aylık istişare toplantısında verimli bir panelle Afganistan’ı masaya yatırdı. Yakınlarda bölgeye gidip gelen TvNet haber müdürü Metin Mutanoğlu’na göre Afganistan’da güvenlik ve altyapı sorunları başı çekiyor. “ABD askeri aydınlıkta, Afganistan halkı karanlıkta” diyen Mutanoğlu, Afganistan’ı “Karanlıktaki Ülke” diye nitelendiriyor. Bölgeyi çok iyi bilen Mehmet Güney ise toplantıda Sovyetler Birliği gibi dev bir gücü dize getiren Afgan cihadının meyvesiz kalma sebeplerine ve sürecin, Taliban gibi bir ucûbeyi nasıl doğurabildiğine dikkat çekti. Uzun yıllar, Afganistan’da kalan Mahmut Osmanoğlu da bir milyon şehid veren ve iki süper gücü (önce İngilizler sonra SSCB) yekvücut bir şekilde yenen Afganistan’ın iç savaş ve son işgal sonrası alt ve üstyapısının çöktüğüne, Taliban gibi temsil sorunu olan bir yapıyı ortaya çıkardığına ve lider aymazlığının Afganistan’ı bugünlere getirdiğine vurgu yaptı.
Afganistan’daki yapı ve Batı dünyasının Afganistan’a bakışı başta Türkiye ve tüm İslâm dünyası içim çok ibret verici. Bölge tahliline haftaya devam edeceğiz…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.