İnşaallah sık sık gelmez!..
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyareti, kendisi açısından nasıl geçti bilmiyoruz ama, bu gezinin özellikle Ankara ve İstanbul'da yaşayanlar açısından oldukça 'sıkıntılı' geçtiğini söyleyebiliriz...
Bu işlerin en iyisini şüphesiz ilgililer bilirler ama, bu kadar aşırıya kaçan güvenlik tedbirleri almak hakikaten gerekli miydi acaba?..
Önce Ankara'nın ve sonra da İstanbul'un trafiğini altüst eden ve vatandaşları saatlerce yollarda bekleten tedbirler, biraz daha elastiki şekilde uygulanamaz mıydı?
ABD Başkanı gittiği her ülkede, bizde olduğu gibi mübalağalı güvenlik tedbirleri ile mi karşılanır, bilmiyoruz.
Ziyaret ettiği ülkelerdeki böylesi durumlar geçici olacağı için neyse de, eğer memleketinde de durum böyle ise, yandı Amerikalılar...
Neyse ki, Obama'nın ziyareti iki günle sınırlıydı. Hani bir de hoşlanıp, birkaç gün kalmaya karar vermiş olsaydı, halimiz iyice haraptı.
Türkiye'ye indiği andan itibaren nerdeyse her hareketi, her konuşması, hatta her kelimesi kayıtlara girdi ve medyada yer aldı Obama'nın.
Bütün bunlardan bu ülkenin vatandaşları olarak ne anlamamız gerektiği üzerine de saatlerce konuşulup, ciltler dolduracak kadar yazı yazıldı. Bundan sonra da, konuşulacak ve yazılacak elbette.
Asıl önemlisi de galiba şu: ABD açısından, eskiden olduğu gibi stratejik bir ortak mı Türkiye, yoksa sadece dost ve müttefik bir ülke mi?..
Amerika ve Türkiye arasında var olduğunu vurguladığı 'model ortaklık', bir yönüyle gönül okşayan ama diğer yönüyle ürküten bir kavram. Ürküten bir kavram, çünkü gelecekte bölgede olup bitmesi düşünülen şeylerin ne olduğunu ve Türkiye'ye ne gibi roller öngörüldüğünü, bilmiyoruz.
Obama, mesela Ermeni meselesi ve Türkiye Ermenistan münasebetleri hakkında tam olarak ne dedi ya da ne demek istedi? Bunu net olarak öğrenemedik.
Önümüzdeki 24 Nisan'da Kongre'de yapacağı konuşmada 'soykırım' kelimesini kullanmayacağı anlaşıldı. Ama bu hususta seçim kampanyası sırasında söylediklerinin altını çizmeyi de ihmal etmedi.
PKK'dan bahsederken, El-Kaide'ye de değinmesi ve Irak'ta olup bitenlerle bu örgüt arasında bağlantı kurması ilginçti.
Obama, Türkiye ziyaretinin İslâm ülkelerine bir mesaj taşıyıp taşımadığı hususundaki sorulara 'evet' cevabı vermiş olsa da, bu mesajın ne olduğunu anlayabilmiş değiliz.
Halen Afganistan ve Irak'ı işgal altında tutan bir gücün başı olan Obama'nın, İslâm Alemi'ne verdiği mesaj, "her iki ülkedeki işgalin büyük birer hata olduğu ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olan bu durumun kısa sürede bitirileceği ve bundan böyle kesinlikle benzer olaylar yaşanmayacağı..." şeklinde olsa, hadi neyse. Ama böyle bir şey yok.
Mesaj denilen şeyin arka planı: "Bizim istediğimiz gibi davranır ve menfaatlerimizi haleldar etmezseniz mesele yok. Aksi halde, bakınız Afganistan ve Irak..." değildi belki. Ama Obama'nın, fiili olarak var olan ve en azından Afganistan'da -belki Pakistan'ı da işin içine sürükleyerek,- sürdürüleceği anlaşılan yanlışlıklardan dönme niyetinde olmadığı, açık...
Filistin meselesinde de yeni bir şey yok!..
Obama'nın Türkiye ziyaretinin hülasası, hemen her kesime dağıttığı mavi boncuklar oldu...
Her ne ise, Obama geldi ve gitti.
Obama ne söylemiş olursa olsun; umarız, ülkemizi yönetenler lehimize olan bölümlerini alır, kalanını da çöpe atarlar...
Ve yine umarız ki, Obama sık sık gelmez..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.