Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

'Gazze hür, biz mahkûmuz!'

'Gazze hür, biz mahkûmuz!'

Kesif bir gündemle yoğrulmuş bir haftanın ardından bugün, bir girdap gibi herkesi içine çeken başörtüsünün bir kez daha gün yüzüne çıkarttığı ‘seküler cinnet’i yazıp, bir grup ‘zulmetli münevver’ (veya fason aydın mı deseydim?) bilmem ne kurulu mensuplarının bağrışmalarını tahlil edebilirdim...
Yahut “Ya devlet başa!” diye yola çıkıp, “ya kuzgun leşe!” ile daha çok iştigal eden sahte vatanperverlerin kanlı toprağını besleyen deccal artığı çete yapılanmalarını masaya yatırabilirdim...
Veya, Deniz Feneri’nin düzenlemiş olduğu Uluslararası Yoksulluk Sempozyumu’ndan yola çıkarak, açlığın bugün nasıl silah gibi kullanıldığını ve yoksulluk, yolsuzluk, cehalet ve ihtilaf düşmanlarından kurtulmanın yollarını araştırabilir, “yoksulluğu mazide bırakmak istiyorsak adaleti gelecek yapmak zorundayız” cümlesiyle yazıyı bitirebilirdim...
Ama olmadı!
‘Küresel cinnet’in kirli meyvesi İsrail ablukasındaki Gazze’den gelen haberler tüm planları altüst etti; etmeliydi!
-
Başlıktaki cümle İHH’dan ümit Sönmez’e âit... Sönmez, Gazze-Mısır sınırındaki ablukanın delindiği yıkık duvardan Gazze’ye ulaşan ilk ‘yabancı’ heyetin, İHH Yardım Ekibi’nin bir üyesi. Perşembe günü izlenimlerini dinleme imkânı buldum. Gazze’deki insânî trajedi ile birlikte, ‘îmânî sebat’ın da pekçok örneklerini veren Sönmez, Gazzelilerin davetini bize getirdi ve Filistinlilerin “Siz gelmek istediğiniz zaman haber verin, sizin için sınırı açarız” latifesini de nakletti.
Sönmez’in ilk izlenimleri de İHH sitesinde geçen hafta şöyle yayınlanmıştı: “Burada büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Aylardır İsrail ablukası altında bulunan Gazze’de her şey tükenmiş durumda. İnsanlar son çareyi sınır duvarını yıkarak Mısır’a geçmekte buldu. Buraya geçenler, Mısır’dan gıda, yakıt, ilaç ve diğer temel ihtiyaç maddelerini tedarik edip geri dönüyorlar. Ancak Mısır’ın kapılarını kapatacağını açıklaması bölgede büyük tedirginlik oluşturdu. Hâlâ yüzbinlerce ailenin yiyecekleri bir şeyleri yok. Eğer uluslararası camia ve İslâm ülkeleri Gazze’ye seyirci kalırsa yaşanan dram daha da büyüyebilir!”
-
İHH İnsani Yardım Vakfı, İsrail işgal ve ablukası altındaki Gazze ile ilgili çarpıcı bir rapor da hazırladı. çarşamba günü düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanan raporda aylardır İsrail ablukası altında bulunan Gazze’de yaşanan insani dram rakamlarla gözler önüne serildi.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın okuduğu rapordan bazı noktaların altını çizmekte fayda var:
- İsrail, güvenliğini öne sürerek tüm Filistinlileri terörist ilan ediyor. Ve onlardan korunmak için topraklarını işgal ettiğini savunuyor. Ancak rakamlar, kimin terörist, kimin masum olduğunu gösteriyor. İsrail 2005 yılında 216, 2006’da 678, 2007 yılında ise 896 Filistinliyi öldürmüş. Rakam sürekli artıyor. Filistinli gruplar tarafından öldürülen İsrailli sayısı ise 2005 yılında 48, 2006 yılında 25, 2007’de ise 13. Rakam sürekli düşüyor.
- İsrail, kendi topraklarının dışında sivil insanları öldürürken, Filistinliler kendi topraklarında işgalci durumunda bulunan İsrail askerlerini öldürmüşler. Yani kim kimin toprağında, kim kime saldırıyor. Rakamlar bunu çok iyi anlatıyor.
- 1000 Filistinli ile 40 milletvekili hiçbir suçu olmamasına rağmen hâlâ İsrail hapishanelerinde tutuluyor.
- Abluka, Gazze’nin sağlık, tarım ve balıkçılık sektörünü de bitirdi.
- İsrail, direnişi kırmak için Filistinlileri ekonomik olarak da cezalandırıyor. Ekonomik ambargo 2007 yılı Haziran ayından beri intikam siyasetine dönüştürülmüştür. Bugün Filistin’de yılda kişi başına düşen milli gelir 385 dolara düşmüştür. Diğer alanlarda işsiz kalan 200 bini aşkın kişi de eklendiğinde Gazze’deki 400 bini bulan işgücünün neredeyse tamamı iş yapamaz duruma düşmüştür. Bölgede işsizlik oranı yüzde 80’leri aşmış durumdadır.
Peki ya yapılabilecekler? Bunlar o kadar çok ki! İHH raporunun bir maddesinde, “İslâm ülkeleri, blok halinde hareket etme konusunda prensip kararı almalı!” deniliyor. çözümün ruhu bu ama çok fedakârlık istiyor!
Ezcümle, Gazze bizim imtihanımız! Kudüs bizim vicdanımız! Mescid-i Aksa, bizim kalbimiz! Bir kez daha Filistin için duâya duralım!
Bir dostum, Filistin’i konuşurken, “İstanbul’un yağmursuzluk musibetine maruz kalmasında, kürevî/global güçlerin günahlarına seyirci kalışımızın hiç mi payı yok?” diye sordu.
Başta denildiği gibi aslında Gazze hür, biz mahkûmuz!
Zincirleri kıralım artık! Kıralım ve gerçek hürriyetin izzetini ve lezzetini yaşayalım!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi