Serdar Arseven

Serdar Arseven

Budur Ekrem Bey!..

Budur Ekrem Bey!..

Zaman'ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı aynen şöyle yazmış:
“Vakit gazetesi, Saylan'ın polis aramasından üç gün önceki fotoğrafını yayınlamış ve Saylan'ın 'Söverken turp gibi olduğunu' söylemişti. Koro halinde Vakit'i linç etmeyi biliyorsunuz da, aynı şeyi bir başkası için neden yapmıyorsunuz!..”

Dumanlı'ya bunları söyleten gelişmeleri biliyorsunuz...
Çağdaş Yaşamcı Türkan Saylan'ın evi polis tarafından aranınca bir fırtına kopartıldı.
ETÖ soruşturmasını “Ülkelerine büyük hizmetlerde bulunmuş saygın (!) insanlar bunu hakketmiyor” yaygarasında boğmaya çalışan medya Ergenekoncuları, tam da arzu ettikleri psikolojik ortamı oluşturuyorlardı ki...
VAKİT her zaman olduğu gibi “dur” dedi!..
Ve, o saygın (!) insanların esasında hangi “ülkelere” ve “ülkülere” hizmet ettiklerini teker teker ortaya koydu!..
Sergilenen oyunu da;
“Üç gün evvelki ve sonraki fotoğrafları” yan yana getirmek suretiyle bozdu!..
Başörtüsü yasağının devam etmesi için yıllar yılı canını dişine takmış olan bir şahsın, yakalandığı hastalıktan dolayı başörtmek mecburiyetinde kalışını da “mesaj yüklü bir tablo” olarak kamuoyunun dikkatlerine sundu!..

Sonrasında olanları buradan takip ettiniz...
ETÖ çevrelerinin yoğun saldırıları, üst üste bizleri aramaları, “Böyle gazetecilik mi olur!” filan diyerek sözümona sorgulamaları...
Binlerce belki de onbinlerce kez karşılaştığımız manzaralar...
Zihniyet belli; bunlar büyük adamlar!..
Bunlara laf söylenmeyecek, pislikleri ortaya konmayacak, desiseleri belgelenmeyecek, teröre, misyoner faaliyetlerine verdikleri destekler gözler önüne serilmeyecek!..
Onlar, dindarlara istedikleri kadar hakaret edecekler!..
Dindarların nasıl yaşayacaklarına, kamu haklarının ne kadarından faydalanabileceklerine, ne kadarından “yasaklı” olacaklarına karar verecekler; “Yüzde 99 da olsanız yönetemezsiniz”, “Karınla birlikte karşımda içki içmedikçe senin değiştiğine inanmam” muhtevalı hakaretleri savurmakta beis görmeyecekler...
Ve bizler de başa dönüyorum...
Kıvrım kıvrım olacağız...
ETÖ soruşturma süreci başlatılıncaya kadar hatta sonrasındaki aylar boyunca...
Kullanılan “dil” şöyle değil miydi mesela:
“Efendim, mesleki kariyerinize saygım var ama!..”
“Sizin gibi seviyeli bir yazar bile!..”
“Bu benim düşüncem değil, sokaktaki vatandaşın tepkisini yansıtıyorum!..”
“Dindar olduklarını söyleyenlerin sizi 'kartel olarak nitelendirmelerinden' ya da 'Pornocu' olarak nitelendirmelerinden nasıl rahatsızlık duyuyorsanız, biz de sizin 'dinci' demenizden o kadar rahatsızlık duyuyoruz!..”
Filan!..

Yağma yok!..
Sorgulama yapılacaksa, topluca yapılacak!..
Bu memleketin her ferdi eşit olacak!..
Ekrem Dumanlı'nın ifade ettiği gibi; Erbakan Hoca “Hani hastaydı?” başlığının “tekerlekli sandalyeyle” ve dahi “basın toplantısında” çekilmiş iki fotoğrafla desteklendiği bir haber kullanılabiliyorsa...
Türkan Saylan'ın üç gün arayla çekilmiş iki fotoğrafıyla desteklenmiş bir haber de bal gibi kullanılabilir!..
Ve hatta şu fark var;
Erbakan Hoca'nın tekerlekli sandalyedeki fotoğrafı taaa bilmem kaç 'yıl' öncesinden; Saylan'ınki ise üç gün arayla çekilmiş!..
Yani, Erbakan Hoca onca zamanlık bakımın sonrasında pekala biraz toparlamış olabilir;
Saylan'ın üç günde “o kadar” değişmiş olması ise...
Pekala bir haberdir!..

Ben bütün bunları, “bir kısım medya”nın sorularına cevap verirken dile getirdim...
Erbakan Hoca'ya yapılanı gözler önüne serdim, sorgulamak için arayanları da çatır çatır sorguladım!..
Sağolsun, Ekrem Dumanlı da, kartelin Erbakan Hoca'ya yaptığı ile Vakit'in Saylan'a yaptığını ortaya koyduktan sonra; “Koro halinde Vakit'i linç etmeyi biliyorsunuz da, aynı şeyi bir başkası için neden yapmıyorsunuz” sorusunu yerleştirmiş!..

Budur!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi