IMF ile son düzlükte...
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF bahar toplantıları esnasında IMF’nin tüm üst kadrosuyla biraraya gelecek. Aylardır -hatta bir yıldır- kimilerinin merakla, kimilerinin hasretle beklediği o meşhur stand-by anlaşmasının tam adı konulmuş olacak bu toplantılarda...
***
Mehmet Şimşek, yazarlarla yaptığı kahvaltılı toplantıda -rakam telaffuz etmeden- Türkiye’nin 3 yıllık dış açığını finanse edecek bir kredinin IMF anlaşmasında yer alabileceğini söylemişti. Şimşek’in IMF ile yapacağı “finishing” görüşmelerinde rakam da kesinleşecektir muhtemelen...Lakin, rakam kadar önemli olan, anlaşmanın ana ekseninin neyin üzerine oturacağı olacak. Bakan’ın müzakerelerin “serencamını” anlatırken verdiği “özel detaylar”dan, IMF’nin “kargadan başka kuş, sıkı para ve mali disiplinden başak kural tanımam” diye özetlenebilecek “ortodoks” politikalardan esnemek zorunda kalacağını anlamıştık. Nitekim, G-20’den hemen sonra Meksika’ya açılan 47 milyarlık IMF kredisi, bu esnemenin ilk sinyali oldu. Türkiye anlaşmasının da, -bütçenin ucunu da elden kaçırmadan- kamu harcamalarının biraz genişlemesine, fiilen zaten açılmış olan bütçenin bir süre daha açık vermesine “zımni” izin vereceğini zannediyorum.
***
Hükümet’in hazırlamakta olduğu yeni istihdam paketinde kamuya 500 bin geçici eleman almak üzere hazırlıklar var. Rekor üstüne rekor kıran işsizliğin daha da azmasını engellemek için kamuda bir süre “iş yoksa iş üret” uygulaması yapılacak anlaşılan... Ağaç dikimi, otoyol kenarı temizliği gibi “vasfı ve ücreti düşük” işlerle aslında bütçeden vatandaşa doğrudan kaynak aktarımı yapılmış olacak. Demek ki IMF ile bu konular “hale yola” konulmuş ki, Hükümet de oturup 500 bin kişiyi işe almanın hesaplarını yapabiliyor. Süleyman Yaşar Eylül’den beri “devlet şirketlere para dağıtacağına kamuya geçici işçi alsın; elindeki kaynağı daha verimli kullanmış olur” diye ısrarla yazıyordu. Sonunda dediğinize geliyorlar galiba Süleyman Hocam, ne dersiniz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.