Gülen ile Öcalan’ı aynı başlıkta incelemek!
Çarşamba günü Taraf’ta Rasim Ozan Kütahyalı, “Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan” başlıklı bir yazı yazdı. Gerek Gülen’in gerekse Öcalan’ın belli çevrelerde milyonlarca seveni olduğuna dikkat çekerek, bunun görmezden gelinmemesi gerektiğini dile getirdi.
Yazının muhtevasına baktığınız zaman bunu masum bir yazı olarak değerlendirmek mümkün. Yazar’ın Öcalan’ın Kürtler açısından, Gülen Hoca efendinin ise dindar insanlar tarafından taşıdığı öneme vurgu yaptığı düşünülebilir.
Ama kazın ayağı öyle değil. Yazının asıl maksadı başlığında gizli.
Öcalan gibi hayatı kan dökmekle geçmiş bir insanı Fethullah Gülen ile aynı başlık altında incelemek, biri için iltifat, öteki için hakarettir. Asgari iyi niyet taşıyan bir yazar, Fethullah Gülen ismi ile Öcalan ismini bir araya getirmez.
Kimdir Öcalan?
Bu ülkenin irfanına, kültürüne, itibarına katkıda bulunan biri mi? Yoksa otuz yıldır bu ülkeyi kan gölüne çeviren, yüzlerce askerini, polisini şehit eden, bizim çocuklarımızı bizden kopararak emperyalizmin kucağında bir piyon haline getiren biri mi? İnsan biraz edep eder yahu. Türkiye’nin kalbine PKK hançerini saplayan, şiddeti metot olarak benimseyen bir terörist, hayatını bu milletin değerlerine adamış, gittiği her yere bu ülkenin bayrağını dikmiş, sevenlerini sevgi ve muhabbet fedaisi haline getirmiş bir insan nasıl mukayese edilebilir? Nasıl, ortak yönleri varmış gibi aynı başlıkta ele alınır? Buna iyi niyet denilebilir mi?
Gülen bu ülkeye her zaman gelebilir ve her zaman bu ülkenin başında elmastan bir taç gibi muamele görür. Bazı nadanların, İslam’a düşmanlıklarından dolayı ona kin ve adavet hissi içinde olmaları hiçbir şeyi değiştirmez. Hoca efendi’nin kimsenin referansına ihtiyacı olmadığı gibi, hiç kimse Hoca efendi’nin pak ismiyle bir araya getirilerek temizlenemez.
Öcalan ile Gülen kutup yıldızı kadar birbirlerine uzaktırlar.
Aynı başlıkta inceleyerek, Hoca efendi sempatisinden Öcalan’a pay çıkarmaya çalışmak veya belli kitleler için aynı anlamı taşıdıklarını ima etmek tam bir akıl körlüğüdür.
Şiddeti metot edinen bir örgüt lideri dünyanın her yerinde aynı muameleyi görür. Üç milyon kişinin Öcalan irademizdir demesi bu gerçeği değiştirmez. Sayıların hakikati değiştirmek gibi bir gücü yoktur. Bir hainin arkasında üç kişide olsa haindir, üç milyon kişide olsa haindir.
Taraf son zamanlarda bu tip yayınları hep yapıyor. Herkes için özgürlükten belli çevreler için özgürlüğe doğru evrilen bu çizgi doğru bir çizgi değil. Geçen hafta Taraf, asker-polis taşlayan, araçları, iş yerlerini kundaklayan çocukları öven, onları masumlaştıran bir şiir de yayınlamıştı. Bir taraftan şiddete karşı çıkıp, diğer taraftan sokağa sürülen ve geleceğin militanı olarak kurgulanan çocukları övmek, bu karşı çıkışla bağdaşmıyor. Bu şiiri ayrı bir yazıda analiz edeceğim için şimdilik kısa kesiyorum.
Maksadım kimsenin niyetini sorgulamak değil. Ama biri boğazına kadar suça batmış, öteki ruhunun kıvrımlarına kadar milletine adanmış iki farklı kişilik ve misyonu aynı bağlamda ve başlıkta değerlendirmek bana iyi niyetli bir davranış gibi gelmiyor. Öcalan’ı aklamak için Gülen imajını kirletmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu aklama, temizleme işini de kimse yutmaz. Kaldıki, bu tür kalem oyunları sadece sahibine zarar verir.