Serdar Arseven

Serdar Arseven

CHP’li Başkan: “Ben insanım, mescit düşmanı değilim”

CHP’li Başkan: “Ben insanım, mescit düşmanı değilim”

Nüfusu yaklaşık 650 bin olan bir ilçe. İl olsaydı, nüfus bakımından 31. sırada yer alacaktı.
Ankara-Yenimahalle’den bahsediyorum; “CHP’nin kalesi”nden. Niçin CHP’nin kalesi?.. Burada solcu çok ve dahi üç dönem üst üste CHP’li Başkanlar tarafından yönetilmişti de onun için.
-
Bu 15 yılın sonunda, sokakları adeta geçit vermeyen bir ilçe haline gelmişti; parklarında pervasızca fuhuş pazarlıklarının yapıldığı, belli bölgelerindeki dükkânların ancak ‘çetelere haraç ödeyerek’ çalışmaya devam edebildiği bir yer. Kurtarılmış bölge!..
-
Bu 15 yılın ardından, 2004 yerel seçiminde bir sürpriz yaşandı; Yenimahalle, tercihini AK Partili Ahmet Duyar’dan yana kullandı.
Ahmet Duyar iyi insandı, İlahiyat mezunuydu, başarılı bir iş adamıydı, ilişkileri sağlıklıydı, sempatikti.
Hiç de adetim olmadığı halde... Sırf Başkan adayının doğru seçilmiş olmasının hatırına, destek vermiştim Ahmet Duyar’a.
O da, çok sıkı bir seçim kampanyası yürüttü. CHP’li Başkanlardan bıkmış olan Yenimahalle “sakinleriyle” kısa süre içinde kaynaştı. Ve, seçimi de büyük bir farkla aldı.
-
Seçimin büyük sürprizlerinden biriydi bu; CHP’nin “kurtarılmış bölge”yi kaptıracağına inanan yoktu.
Ben o günlerde Duyar’ın CHP’yi yıkacağını yazıyordum ısrarla. Öyle de oldu.
-
Başkanlık koltuğuna oturduğu andan itibaren dikkatle izlediğim Ahmet Duyar, hiçbir Yenimahalleli’nin inkâr edemeyeceği kadar başarılı oldu.
Turgut Altınok’un dev hizmetlerinden dolayı Ankara’nın rantı en yüksek ilçesi Keçiören’di. Yenimahalle, sınırlı sayıdaki “varsıl”ın yaşadığı birkaç semti hariç, hep kaybeden taraftaydı. Taaa ki, Ahmet Duyar Başkan oluncaya, daha doğrusu Başkanlık’ta ilk yılını dolduruncaya kadar.
Ahmet Duyar’ın atılımları sayesinde, ilk defa “değer kazanan” bir ilçe haline gelmişti, Yenimahalle. Belediye-Emniyet işbirliği ile parkları, bahçeleri düzelmiş, “gasp” ve “fuhuş” olayları Ankara ortalamasının altına inmiş, Şentepe gibi “sıkıntılı” bölgeleri bile “yaşanabilir” olmuştu.
-
Hiçbir dünyevi karşılık beklemeksizin ve talep etmeyi de aklımızın ucundan geçirmeksizin destek verdiğimiz bir Başkan’ın bu kadar başarılı olması bizi sevindiriyordu haliyle.
Yol, asfalt, kanalizasyon, park, bahçe vesaire... Bunlar önemli de, ben O’nu en çok Yenimahalle’deki kutuplaşmaları sona erdirmeye dönük çalışmalarından dolayı takdir ediyordum.
AK Partili bir başkandı, lâkin Saadet Partililerle, MHP’lilerle ve hatta CHP’lilerle çok iyi ilişkileri vardı. Doğruyu söylemekten çekinmiyordu lâkin bunu yaparken kırıcı olmamaya azami özen gösteriyordu.
“Sol teröristlerin” kol gezdiği ilçe, bir anda huzura kavuşmuştu.
Bu süreç içinde birkaç yazımız oldu. Her yazımızda Ahmet Duyar’ın “İlahiyat eğitimli” bir Başkan oluşunu öne çıkarttık. Ve böyle olmasının bir “eksiklik” değil tabloda görüldüğü gibi bir “üstünlük” olduğunu dile getirdik.
-
Malûmlarınız; başarılı bir Başkan olduğunu muhaliflerinin dahi “tereddütsüz” kabullendikleri Ahmet Duyar, 2009 Yerel seçimini kaybetti.
Neden mi kaybetti?.. Politika böyle bir şey; gerçek oyunuz 200 bin olduğu halde, bunların çoğunu, (mesela) “hemşehrilik” bağlarından dolayı bir başka aday çekerse... Başkanlığı normal şartlarda alması pek de mümkün görülmeyen bir başkası aradan sıyrılıverir.
MHP’nin Yenimahalle’den aday gösterdiği Yaşar Yıldırım, “hemşehrilik” faktöründen dolayı oyların yüzde 21’ini aldı. Bu oylar da büyük ölçüde Ahmet Duyar’dan gitti.
Yüzde 35’te kalan Ahmet Duyar kaybederken, CHP adayı yüzde 40 ile kazanmış oldu. MHP’nin adayı 5 puan daha az almış olsaydı, Ahmet Duyar hizmetlerine devam etme imkânını bulabilecekti. Ve Yenimahalle, hizmetlerin bütün hızıyla devam ettiği bir beş yılın sonunda parmakla gösterilen ilçelerden biri haline gelebilecekti.
-
Peki şimdi ne oldu?.. Yani, CHP’li Fethi Yaşar’ın Başkan olması, “eski günlere dönüş”ün mü habercisi?.. Yine mi CHP, yine mi kavga, yine mi parklarda, bahçelerde o pis görüntüler?..
-
Peşin hükümlü olmamak lazım; eski Başkanlar da CHP’liydi ama Fethi Yaşar bir başka adam. Başka adam da... İyi mi kötü mü?..
“CHP’den de iyi adamlar çıkar” diye düşünüyorduk ve bu Başkan’ın “azınlıktaki iyi adamlardan biri” olmasını diliyorduk ki... CİHAN kaynaklı bir haber geldi...
“İlk icraatı Mescid yıkmak!” başlıklı haberin spotu şöyle: “Yenimahalle’nin CHP’li Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın seçildikten sonra ilk icraatı kaçak yapıldığı ileri sürülen bir mescit ile çevresindeki evleri yıkmak oldu. Mahalle sakinleri, CHP’li Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın mahalledeki 6000 oydan kendisine sadece 300 oy çıktığı için mescidi ve evlerini yıktığını ileri sürdü.”
Evet, böyle bir haber... CHP’li Başkan’ın ilk icraatı mescid yıkmak olmuş!..
Öyle mi değil mi?..
Araştırdık; ortada “imar izni” konusunda bir sıkıntı var.
Burası işin başka tarafı... Mescid tarafına gelince... Vaziyet şöyle: Orada mescid olarak kullanılan bir ‘konteynır’ bulunuyor. O konteynırın yanına, kadınların da ihtiyaç giderebilmeleri, abdest alabilmeleri ve namaz kılabilmeleri için briketten bölme yapılmış.
Yenimahalle Belediyesi’nin “kaçak” diyerek yıktığı bu bölme. “Konteynır” ise halen mescid olarak kullanılabiliyor.
-
Bu mescid yıkmak mıdır, değil midir okuyucum karar versin... Ben; CHP’li Başkan’la görüşmemden bahsedeyim.
Adı “Gelir gelmez mescid yıkan Başkan”a çıktı ya; pek üzülmüş. Diyor ki; “Ben din düşmanı değilim!..”
“Ben İslam’la kavga eden kirli adamlardan değilim!..”
“Gelir gelmez böyle bir durumla karşılaşmak istemezdim. Ben, mazbatamı alıncaya kadar oraya kaçak yerler yapmışlar. Oraları yıktım, ama mescid yıkmadım.”
“Mescid yıkan, abâd olamaz!..”
“Mescid yıkan insan da olamaz!..”
-
Bilemiyorum; bir CHP’li Başkan’ın bunları söylemesinin sizce “önemi” var mıdır?.. Ben önemsiyorum... Demek ki, “Belli gerçeklerin farkına varmışlar.” Bu milletin “din düşmanlarını” affetmeyeceğini öğrenmişler!..
Hatırlayınız; din düşmanı olmadıklarını “kim” söylemişti son olarak!..
Farkındalık iyidir!.. Birazcık aklı olan, bu “milletin inancıyla” çatışmanın çıkar yol olmayacağını bilir!..
Yenimahalle Belediye Başkanı bunun farkındaymış gibi geldi bana... Takipçisi olalım da anlayalım; aslında neymiş ve ne değilmiş!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi