Köy Enstitüleri çağ dışında kalan kuruluşlardı
Köy Enstitüleri üzerine bildiklerimi yazsam, bu sütun ebadında 40 sütun bile kâfi gelmez.
Köy Enstitüleri gerici bir zihniyetle kurulmuşlardı. Mezunlarına imkân ve fırsat eşitliği tanınmıyordu. Mezunlar, 20 yıl köyde kalmak mecburiyetindeydiler. Enstitüler, önce CHP tarafından frenlenmeseydi, sonra DP tarafından islah edilmeseydi, milletimiz, devletimiz için büyük felâketlere yol açabilirlerdi.
Özdemir İnce’ye göre: “Birtakım kimseler, ağızdan dolma bilgilerle Köy Enstitülerini karalamakta onların komünizm yuvaları olduğunu söylemektedirler“ Breh! Breh! Breh!
Bu konuda, enstitülerin fikir babalarından İsmail Hakkı Tonguç’un oğlu Engin Tonguç’un açıklaması şöyle: “Köy Enstitüleri sistemi başlıbaşına, ne bir okuma-yazma kampanyası, ne bir öğretmen yetiştirme çabası, ne bir köy kalkınması sorunu idi. Temel amacı bakımından, tarihsel koşulların hazırladığı bir olanaktan yararlanarak, iktidara katılıp, elde edilen yürütme gücü ile, emekçi sınıfları bilinçlendirmek ve devrimsel süreci hızlandırmak için girişilmiş bir devrim stratejisi ve taktiği idi.”
Neymiş efendim? Demek ki Köy Enstitüleri öyle köylüye okuma-yazma öğretmek, öğretmen yetiştirmek için kurulmamış. Köy Enstitüleri, işçi sınıfını teşkilatlandırmak, bilinçlendirmek ve en kısa zamanda Marksist devrimi gerçekleştirmek için düzenlenen taktiklermiş.
Yine Özdemir İnce’ye göre: “Bir takım kimseler Köy Enstitülerine kara çalıyorlarmış. Enstitülerde din düşmanlığı yapıldığını iddia ediyorlarmış“
Adam, herkesi kör, alemi sersem sanarak desteksiz atıp duruyor. Milli Eğitim Bakanlığı Başmüfettişlerinden Fethi İsfendiyaroğlu kılı kırk yararak tuttuğu raporda diyor ki:
1- Enstitülerde, Komünist Manifestosu teksir edilerek dağıtılmıştır.
2- Rus eğitim sistemi övülmüş, enstitülerde de Rus eğitiminin uygulanması istenmiştir.
3- Düziçi Köy Enstitüsünde, bayrağımızdaki ay-yıldız yerine orak-çekiç resmi çizilmiştir.
4- Öğrenciler için düzenlenen konferanslarda denilmiştir ki:
“Bugün biz komunizmi kabul etmiyorsak, bu o rejimin kötülüğünden değil, bizim kafamızın geriliğindendir.”
“Aile kudsiyeti, bir saçmadan başka bir şey değildir. Tabiat, senin karın-benim karım diye bir ayırım yapmamıştır. Bu insan egoizminin ortaya çıkardığı bir şeydir. Bunları bizler ortadan kaldırmalıyız.”
“Arkadaşlar, köle olarak yaşayan köylüyü kurtarmak bize kalmıştır. Yegâne çare hükümeti devirerek yerine geçmek, komünizmi ilân etmektir.”
“Köy Enstitüsü dergisinde açıkça zengin düşmanlığı yapılmakta sermaya sahipleri hain olarak gösterilmektedir.”
Köy Enstitüleri, gerici bir zihniyetle kurulmuşlardı. Enstitü mezunlarına imkân ve fırsat eşitliği tanınmıyordu. Oradan mezun olanlar 20 yıl köylerde kalmak mecburiyetindeydiler. Maaşlarını Özel idareden alıyorlardı. Aylıkları sadece 25 liraydı. DP devrinde Tevfik İleri, Köy Enstitüsü mezunlarına da fırsat ve imkân eşitliği sağladı. İsteyenler köylerde kaldılar. Daha ileri seviyede eğitim almak isteyenler, şehirlerde okudular. Maaşları 105 liraya çıkarıldı. Şehirlere yerleşenler, eğitimde, şöhrette daha çok yükselenler, kendilerine bu imkânı sağlayan DP’ye ve Tevfik İleri’ye düşman kesildiler. Niçin? diyeceksiniz. Komünist oldukları için.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.