Serdar Arseven

Serdar Arseven

Baykal'a değil Erdoğan'a kızgınlar!..

Baykal'a değil Erdoğan'a kızgınlar!..

“CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’a…”
Tuhaf bir mektup…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, Anamuhalefet Lideri Deniz Baykal’a “şikâyet” ediyorlar!...
“Mektup sahibi” mi?.. Malûm; Deniz Baykal, AK Parti’yi ve Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alırken, Hizb-ut Tahrircilerden de bahseder zaman zaman…
Son olarak… Partisi’nin İstanbul İl Kongresi’nde ve NTV’deki söyleşisinde yine onlara dikkat çekmişti… Daha doğrusu… “AK Parti hükümetinin bu gruba destek verdiğini” filan iddia etmişti…
Tuhaf… Hizb-ut Tahrir de… Deniz Baykal’a bir mektup yazmış!..
Bizim posta kutumuza da gönderilen mektup,
“Ne diyon kardeşim sen,
Erdoğan’dan neler çekiyoruz bir bilsen!..” anlamında…
Birkaç satırını buraya alsak…
Mesela… Şu bölüm: “Söz konusu ettiğiniz AKP iktidarı döneminde, Hizb-ut Tahrir’e karşı daha şiddetli tutumlar sergilenmiştir. AKP iktidarının başladığı 2002 yılının sonlarından itibaren operasyonlar gerçekleştirilmiştir. Bu baskı ve yıldırma çabaları halen hem de artarak devam etmektedir.
Halen hapishanede bulunan (Y.ç.) defalarca tutuklanmış, aleyhinde açılan dâvâ sayısı beşe yükselmiştir. (…) Erdoğan ve taifesi, o zamandan sonra medyaya Hizb-ut Tahrir’e karşı halen süregelen bir yayın ambargosu salık vermiş, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu yedi yıl aradan sonra ilk kez toplanmış, MGK öncelikli tehditler listesinin başına Hizb-ut Tahrir’i koymuştu. Bizâtihî Erdoğan, Türkiye’deki tüm Hizb-ut Tahrir üyelerinin tutuklanması tâlimatını vermişti.”
Evet… Deniz Baykal, Başbakan’ın H.T. gibi oluşumları himaye ettiğini filan söyleyedursun… O taraftan kendisine gönderilen mektupta kabaca; “Aksine… Solun iktidar olduğu dönemlerde bile, daha az rahatsız edilirdik” değerlendirmesine yer veriliyor!..
Mektup, Sayın Erdoğan’ın, “Baykal iftirası”na muhatap olduğunu belgeler mahiyette…
Bir Başbakan’ın, herhangi bir örgüte destek verdiğini iddia edenin, bunu belgelemesi gerekmez mi?.. Hayır, gerekmiyor demek ki… Saldır, gitsin!..
“Destekliyor” de… “Himaye ediyor” de…
Kendisini sırtında taşımaya devam edecek kadar “zeki, çevik ve de ahlâklı” olan biçare CHP’li, her lâfa gözü kapalı inanacaktır, nasılsa…
Yo, hayır o kadar ucuz değil…
Bakın; Deniz Baykal, “Başbakan’ın ve AK Parti’nin H.T.yi himaye ettiğini” öne sürdüyse… İspatlamak durumunda!..
İşte; himaye edildiği öne sürülen oluşum, “Ne himayesi, iyiden iyiye sıkıştırıldık bu dönemde” muhtevalı bir mektup göndermiş kendisine…
Baykal… “Yalan” söylememişse… çıkacak ve… Sözlerinin doğruluğunu ispat edecek!
önümüzdeki bir haftalık sürenin büyük bir bölümünü Ankara dışında geçirmek durumundayım… Baykal’la aynı mekanlarda bulunma ihtimalimiz yok… Telefonda diyalog da sağlıklı olmuyor…
Dönüşte söz… Kendisinden, “H.T.”nin hükümetçe himaye edildiğine dair belgeleri isteyeceğim…
Sonuçtan da, (yine söz) sizleri haberdar edeceğim!..
TUHAF İŞLER!..
Bu arada… Recep Tayyip Erdoğan’ın “Takiyye” yapmadığının, Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlılık konusunda son derece samimi olduğunun tekrar tekrar vurgulandığı mektuptan küçük bir bölüm:
“AKP’nin (Ak Parti S.A.) laiklik ile hiçbir sorunu yoktur ve bu laik devletin en güçlü koruyucusudur. Erdoğan, 2001 krizinde kopma noktasına gelen devlet-millet köprülerini, belki de hiç olmadığı kadar sağlamlaştırmıştır. ”
Evet… Aynen böyle…
Mektup sahipleri, Erdoğan’ın ekonomik krizlerin üstesinden gelme konusundaki maharetinden şikâyetçi olduklarını açıkça ortaya koymuşlar!..
çok ilginç; Deniz Baykal da aynı noktada!..
Türkiye’nin 2001’in o kriz ortamından uzaklaşması ve en temel meselelerini çözmek için adımlar atmaya başlamış olması, Deniz Baykal’ı da en az o kadar rahatsız etmekte!..
Acayip: Baykal’a, “Hassas konuları önüne atıp kendisini öfkelendirmeye çalışan Erdoğan’ın oyununa gelmemesini” tavsiye etmişler, bir de…
Bu tür mücadelelerden her seferinde “KüçüK DüŞEREK” ayrıldığı hatırlatılan Baykal’a “Başbakan’ın popülaritesini arttırıyorsun” uyarısı da dikkat çekici!..
Deniz Baykal, H.T.’nin Başbakan tarafından “büyütüldüğünü” öne sürerken… H.T., Başbakan’ın Deniz Baykal tarafından “büyütüldüğünü” iddia ediyor… Tuhaf işler!..
SEKSENBEŞİNCİ OYLAMANIN ARDINDAN, 1960 öZLEMİ!..
CHP’nin, üniversitelerdeki hak gaspına son vermeyi hedefleyen Anayasal düzenlemeye itiraz şerhini Meclis Anayasa Komisyonu’na sunmasından kısa bir süre sonra… Mensubu bulundukları Yüksek Mahkeme’nin de kurucusu olan Meclis’in “Yasama yetkisini” hiçe sayar ifadeler kullandı Yargıtay 1. Başkanı…
O tarafı bir yana… Bir de şu sözlerine bakın: “İstanbul Hukuk Fakültesi’nin içinde ne örtünme ihtiyacı duyan bir kızımız vardı, ne de ‘örtünmeliyim, dini inancımın gereği budur’ diye eyleme giden bir kişi vardı. Türkiye’de bir dönemler üç üniversite vardı ve her birisi çağdaş kıyafetleriyle eğitimlerini sürdürdüler. Ne oldu bizim o güzide üniversitelerimize!..”
Bakın siz şu özleme…
“üç üniversitelik” bir dünyası var anlaşılan, konuşma sahibinin!..
Hak ve özgürlük taleplerinin gündeme gelmediği… “Sıradan insanların” çocuklarını okutmaya yeltenmediği… O küçücük dünyacık!..
Her satırıyla “geriye dönüş özlemi”ni ortaya koyan bir açıklama…
Bak şuna: “1960’ların fotoğrafını seviyoruz!..”
Merhum devlet adamlarımız Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın “asıldıkları” o karanlık günleri mi özlüyorlar!.. Merhum Menderes’in o “hayata son bakış” fotoğrafını mı?..
Hayır.. O günler geçti efendim…
Siz en iyisi… Görev alanınızda kalıp şu turlarınızı tamamlayın!..
Bakın, dün 85. oylamanızı da yaptınız… Yine sonuç yok!.. Yargıtay Başkanı hâlâ belli olmadı…
Millet, bitmez tükenmez turlarla koltuk mücadelesi vermeniz,
Meclis’inin yetkisine müdahale etmeniz için görevlendirmedi ki sizi!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi