ETÖ'nün yeni karargahı GATA mı?
İki yıl aradan sonra Ergenekon mitingleri yeniden başladı. Tandoğan’da yapılan miting öncekilere göre katılım düzeyi düşük olmasına rağmen, içerik olarak aynıydı.
Tandoğan’da toplananlar Cumhuriyeti savunduklarını söylüyorlardı her zamanki gibi.
Sloganlar, konuşmalar toplumun bir kesiminin, dünya ne kadar değişirse değişsin gündemlerinin hiç değişmediğini gösteriyordu.
AKP iktidarı ile başlayan, Cumhuriyetin kazanımlarının yitip gittiği düşüncesi yine konuşmaların ana temasını teşkil ediyordu.
Halbuki, biraz da bu tür suçlamalara muhatap olma kompleksi yüzünden Türk siyaseti yüzünü batı’ya en çok AKP iktidarı döneminde çevirdi.
AB ile münasebetler hiçbir dönemde olmadığı kadar bu hükümet döneminde ivme kazandı.
Üstelik AKP’ye oy veren tabanın taleplerine rağmen 28 Şubat ihanetinin muhafazakar insanların hayatlarına koyduğu yasakların hiç biri kaldırıl-a-madı. Kuran kursu yasağı hala devam ediyor, Üniversiteler hala baş örtülülere kapalı, Askeri okullara öğrenci alımında hala aile fotoğrafı istenerek ayrımcılık yapılıyor, ama Cumhuriyet tehlikede.
Değişen ne peki? AKP’nin iktidar olması.
Yani kendini bu milletin efendisi gibi görenlerin tekelinde olan bir alana farklı toplum kesimlerini temsil eden bir partinin girmesi. Bütün kavga bunun için. İrtica, Cumhuriyet,Atatürkçülük,laiklik, bu kavgayı kışkırtanların kendilerini meşrulaştırmak için kullandığı araçlar.
Ortada ne demokrasiyi ne de Cumhuriyeti tehdit eden bir tehlike var. Bunu en çok kavga çıkarmak isteyen çevreler biliyor. Üstelik bu hükümetin bu değerlere bağlılığı, bu kavramları kavga konusu yapanlardan daha fazla. Çünkü demokrasinin varlığı halinde bugün iktidarda olan,AKP’nin iktidarda olması mümkün. Diğerlerinin demokrasiye ihtiyacı yok. Çünkü yıllarca sahte bir demokrasi, yalan bir Cumhuriyet, olmayan bir laiklik adı altında saltanatlarını sürdürdüler.. Bütün kavramlar onların saltanatını tahkim etmeye yaradı. Laiklikte, Cumhuriyet de aslında onların ilelebet iktidarda kalması demek. Kimsenin bu kurtarılmış bölgeye girmeye cüret ve cesaret etmemesi demek. Bunun için bazı kavramları kullanarak toplumu kışkırtmakta, aklı gözlerinde olan bazı idraksiz insanları aldatmakta beis görmüyorlar.
Bu mitingler demokrasiyi yok etmek için. Bunu herkesin anlaması lazım. Ancak asıl anlaşılması gereken önemli bir kadrosu içeride olan ETÖ’nün bu mitingleri organize edecek gücü kendinde nasıl bulduğudur. Bu sualin cevabının mutlaka bulunması gerekiyor. Mitinglerin başlaması, ETÖ’nün sanılanın aksine ölümcül darbeyi henüz almadığını gösteriyor. Daha önce bu mitingleri Eruygur’un organize ettiği biliniyordu. İkinci önemli ihtimal Lider kadrosu Gülhanede olan ETÖ’nün burada kurduğu ilişki ve irtibatlarla hükümeti yıkma, demokrasiyi askıya alma çalışmalarına bıraktığı yerden devam etmesidir. PKK’nın yeni karargahının İmralı olması gibi, ETÖ’nün yeni karargahının GATA olması gibi bir durumla karşı karşıyayız yani. Hastalık iddiasıyla GATA’ya kapağı atanların bu kadar rahat hareket etmesine müsaade etmek, tutukluluğun amacı ile de bağdaşmaz. ETÖ savcılarının GATA’dan yönetilen örgütün ilişkilerini, hastane raporlarını, ziyaret trafiğini mercek altına almaları gerekir. Devlet korumasında yeni bir örgüt merkezinin ihdasına müsaade edilmemelidir. Ama asıl dikkati göstermesi gereken Türk halkıdır. Demokrasi istiyorsak, bu çirkin oyuna gelmemeli, silahını millete çevirenlerin yargı önünde hesap vermesine destek olmalıyız. Bu mitingler Cumhuriyet için değil, bizi bir birimize düşman etmek için. Birbiriyle boğuşan bir halk Cumhuriyeti koruyabilir mi? Bunu anlar, gereğini yaparsak asıl o zaman Cumhuriyeti korumuş oluruz.