27 Mayıs-Celal Bayar'ın köylüsüne işkence
27 Mayıs isyanı -II-
Geçenlerde bir TV programında Umurbey köylüleri dediler ki: -”27 Mayıs darbesinden sonra gördüğümüz zulmü, bize Yunan çeteleri yapmadılar!” (Umurbey, Celâl Bayar’ın köyü). Sadece Umurbey köylülerine değil, Demokrat Partililere bütün Türkiye’de zulmedilmiştir. Bu hal, isyana katılan CHP zihniyetli subayların cehaletinden, gafletinden ve siyasî ihtiraslarından kaynaklanıyordu. Bizim en büyük düşmanımız cehalettir. İsyancı subayların cehaleti yüzünden, devlet hayatımızın çivisi kopmuştu. Önce ordumuz, sonra milletimiz ve devletimiz yeni buhranlarla sarsılmaya başlamıştı.
1960 yılında ben, Ankara Hukuk Fakültesinin son sınıfındaydım. Cumhuriyet gazetesinden Yaşar Kemal ve Cevat Fehmi Başkut isyancı subaylarla röportajlar yapmışlardı. Onları dikkatle okumuştum. Hükûmet darbesi yapan subayların hemen hepsi, çok Atatürkçü olduklarını ve Atatürk’ü çok sevdikleri için DP iktidarını devirdiklerini söylemişlerdi. Kendilerine sorulmuştu:
-Hangi kitapları okudunuz?
Bu çok zor soruya darbeci subayların pek çoğu hep aynı cevabı vermişlerdi:
-Beyaz Zambaklar Memleketi isimli kitabı okudum.
Beyaz Zambaklar Memleketi, 100 sayfalık bir tercüme eser. Bize de ortaokul sıralarında okutmuşlardı. Peki sonra? Sonrası yok! Bir insan, bir kitap okumakla nasıl Atatürkçü olabilir? Atatürk’ün binden fazla kitap okuduğunu biliyoruz.
Sonra bu isyancı subaylar demişlerdi ki:
- “DP, Atatürk Anayasasını çiğnediği için onu iktidardan indirdik!
Böyle düşünen ve konuşan kişilerin, Atatürk’ün 1924 Anayasasına sahip çıkmaları gerekir değil mi? Şaşıracaksınız, çünkü: Darbeci subaylar, 1924 Anayasasını kökten değiştirmişlerdi. Atatürk Anayasasında kuvvetler birliği esası vardı. 1961 Anayasasıyla kuvvetler ayrılığı getirildi. 1924 Anayasasında Atatürk’ün: Cumhuriyetçilik, Halkçılık, laiklik, milliyetçilik, devletçilik, inkılâpçılık ilkeleri yer alıyordu. 1961 Anayasasında sadece laiklik ilkesi kaldı. 1924 Anayasasında senato yoktu ve komünizme kapalı bir Anayasa idi. 1961 Anayasası Türkiye’yi Marksizme doğru sürükledi. Öyle olduğu içindir ki, yine silâhlı kuvvetlerimizin isteği sonucunda, 1961 Anayasasının bir kısmı değiştirilmişti. 1980 askerî darbesinden sonra da o Anayasa tamamen ortadan kaldırıldı. Şimdi de 1980 askerî darbesinin getirdiği Anayasayı değiştirme çalışmaları yapılıyor. Peki söyler misiniz bana: Türkiye devlet idaresinden habersiz maceracıların deneme tahtası mıdır?
Atatürk, Millî Mücadelemizden sonra, ordumuzu ısrarla siyasetin dışında tutmaya çalışmıştı. Sonraki Atatürkçüler ise, ordumuzu siyasetin içine çekmeye koyuldular. Bu nasıl bir iştir?
Darbeci subaylar, 1960 yılında vatanımızı kurtardıklarını söylediler. 1980 yılında vatanımız yeniden kurtarıldı. Vatanımızın üçüncü defa kurtarılmaya ihtiyacı yoktur. Yeter artık! Yeter! Yeter!
Vatanımızı milli iradeye dayanarak demokrasiyle güzelleştirmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.