Zahid Akman günlüğü!
Hani, ceza alınmadığı sürece herkes masumdur felsefemiz vardı ya, işte bu felsefe Zahid Akman için geçerli değil. Onunki hem öyle, böyle...
Ürkek, korkak ve de yalpalama siyaseti..
Madem muhalefet bir kelle istiyor, bizde kelle çok, bir değil ikisini birden veririz.
Bir taşla iki kuş.
Hem Zahid Akman gider, hem de iktidar koltukları yerleşir...
Aslında yerleşmez, sallanır.
Gelin şu hukuk bilgilerimizi bir sefer daha yoklayalım.
Zanlı... Suçlu... Mahkumiyet...
Bu üç kavram birbirinden oldukça farklıdır.
Birisinde ortada elle tutulur, gözle görülür net bir şey yoksa, sadece zanlısınız, diğerinde ise deliller alenen ortalıkta ise suçlusunuz...
Örneğin:
Adam cinayeti herkesin gözü önünde işlemiş...
Kavga ettiği adamı yaralamış...
Veya rüşvet olayında paralar numaraları ile birlikte üzerinde suçüstü yakalanmış.
Zina halinde enselenmiş...
Bunlara suçlu deriz, zanlı diyemeyiz. Çünkü bu tiplerin yargılamalarının sonucu bellidir, mutlaka mahkum olacaklar...
Zanlı/şüpheli ise bir başkadır.
Henüz ortalıklarda somut bir şey yok, şüpheler var, suçlamalar var.
Şüphelinin sonucu ya aklanmadır ya da mahkum olmak.
Şüpheli ceza alıncaya kadar masumdur.
Maalesef bu kelimeler kanun kitaplarımızda yerli yerinde kullanılmıyor.
Mahkumiyet ise suçluluğun yargı tarafından hüküm altına alınmasıdır.
Mahkum: Hükümlü...
Bu açıklamadan sonra Zahid Akman’a gelelim.
Şu anda Zahid Akman masumdur...
Ortada elle tutulur, gözle görülür bir şey yokken hadi sen ola ki bize de zarar verirsin, veya vermezsin ama görevinden istifa et ki muhalefet “vay canına” desin.
“Adam RTÜK başkanlığı gibi bir görevi bırakıp kaçtığına göre, demek ki Deniz Feneri denilen derneğin paralarını iç etmiş”. Öyle ya, neden istifa etti?
Madem suçsuzdur aklanırdı, neden kaçtı?
Hani derler ya, bekara karı boşamak kolaydır.
Bana göre hükümet cephesi bir şeyi göz ardı ediyor gibi. Zahid Akman olayı doğrudan Deniz Feneri ile alakalı olmasa da ucu gelir iktidara dayanır.
Adamların derdi Akman değil ki, doğrudan iktidardır.
Baykal’ın deyimiyle “bu iktidarın hırsızlıkları”..
Bugün Zahid Akman’a herkes istifa et diyerekten yükleniyorsa, yarın da hükümete yüklenecekler. Hani Yeniçeriler isyan edince önce ağalarının başını padişahtan isterlerdi, sonra da padişahın kendisine sıra gelince son sözü Yedikule Zindanları söylerdi.
Devlet başa gidince kuzgun da leşe hemen konar.
Ekranlardaki seks rezaletlerini hatırlayın...
RTÜK’ün son yıllarda bu sahnelere acımasız makas atması ahlâksız kapitalizmi iyice bunalttı.
Zahid’e bu cenahtan kılıçlar çekildi.
O bakımdan RTÜK’ün başı ezilmeli!
Hep bir ağızdan “git git!..” diye bağırmıyorlar mı?
Sanki bu ülkede hakkında soruşturma açılan tek kişi Zahid Akman’dır.
Çankaya eski Belediye Başkanı gitti mi?
Aynı sesler ona da ötseydiler ya.
Görülen odur ki bütün hedefler istifada birleşiyor.
İstifa et, işin bitsin.
Ondan sonrasında istersen mahkum ol, istersen beraat et o çevreler için önemli değil.
O zaman ben de Bülent Arınç’ın aksine düşüncelerimi söyleyeyim.
Zahid Akman, akıllı ol.
Malum çevreler senden ne istiyorlarsa sen mutlaka tersini yap.
İntihar et diyorlarsa, etme!
Yaşamaya bak.
Düşme, yerler seni.
Denemişizdir, bu adamlar hiçbir zaman hayrına bir söz söylemezler.
Sonuna kadar diren.
Benden sana dost tavsiyesi... (*) Emekli Hakim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.