Şirketler artık kulağı tersten göstermeyecek
Bakan Ali Babacan’ın Pazartesi günü açıkladığı döviz kredileriyle ilgili yeni düzenleme, hem şahıslar hem de şirketler için iyi sonuçlar verecek. Bireysel kredilerin döviz cinsinden verilemeyecek olması çok doğru bir karar...Zira, geliri döviz cinsinden olmayan şahısların, hesaplayamadıkları, hatta düşünmedikleri kur riskleriyle karşılaşmalarının ve ciddi zararlara uğramalarının önüne geçilmiş olacak. Kriz öncesinde çok popüler olan japon yeni kredi kullanarak ev alanların, yendeki yükseliş yüzünden düştükleri durum ortada...
***
Şirketlerin, döviz kazancı olmasına bakılmaksızın, 5 milyon dolardan ve bir yıl vadeden az olmamak üzere döviz kredisi alabilmesine imkan veren düzenleme ise, Türk bankaların yurtdışı ve off shore şubeleri üzerinden kredi vermek zorunda kalmalarını engelleyecek. Bu şekilde verilen kredilerin toplamının 35 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam, hem Türkiye’nin toplam dış borcunu şişiriyor, hem de bankaların, kredi verebilmek için yurtdışında döviz tutmalarına yol açıyordu. Yeni uygulama ile özel sektörün gerçek dış borcunun ne olduğu ortaya çıkacak. Bankalar bu krediler için tutmakta oldukları dövizleri geri getirecekleri için ülke rezervleri de artmış olacak.
***
Bu kararın üçüncü bir etkisi daha olabilir belki ama emin değilim o konuda...Şirketlerin yurtdışı kredilerinin hatırı sayılır kısmı, o şirketin veya sahibinin yurtdışındaki mevduatına karşılık olarak verilmiş durumda...Bankacıların back to back dedikleri bu kredilerin, yeni düzenleme ile nasıl bir seyir izleyeceğini merak ediyorum. Patronlar paralarını ülkeye getirip şirketlerine buradan kredi verirler mi, veya bu paraları şirketlerine koyarlar mı bilmiyorum. Türkiye’de -istisnalar hariç- patronlar zengin, şirketleri ise fakirdir. Bakalım yeni düzenlemeden sonra patronlar şirketlerinin sermayelerini mi güçlendirecekler, yoksa “para benim, borç şirketimin olsun“ mu diyecekler?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.