Grup toplantısı

Grup toplantısı

Saygıdeğer milletvekilleri, sevgili partili dostlarım. Partimizin grup toplantısında sizlere hitap etmenin şerefi içinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gündemimiz mühimdir ve ülkemiz çok önemli olaylarla çalkalanmaktadır. Bakınız İstanbul'da düzenlenen 4. Uluslararası UFO ve Yeniçağ Kongresi'nin açılışında konuşan Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Başkanı Haktan Akdoğan önemli şeyler söyledi; bunları sıralıyorum:

1-UFO gerçeğini herkesin kabul etmesi gerekir.

2-Türk Hava Kuvvetleri ve MİT bünyesinde UFO masası vardır.

3- Dünya dışı varlıklar bize dostça davranacaklardır.

Önce birinci meseleden başlıyorum: UFO gerçeğini herkesin kabul etmesi gerekir cümlesi, dayanaksız bir temennidir ve kanaat hürriyetini korumak isteyen vatandaşlara yönelik bir baskıdır; işte tam da bu yüzden laikliğe aykırıdır zira anayasamızda bu hususta herhangi bir hüküm bulunmuyor. Oysaki 1982 Anayasası'nda ormanlar ve orman köylüsü, madenler ve madencilik, kooperatifçiliğin geliştirilmesi, esnaf ve sanatkârların korunması gibi ayrıntılara, hatta şapka iktisası, tekke ve zaviyeler, tevhid-i tedrisat, beynelmilel erkam ve medenî nikaha dair ayrıntılara özellikle yer verildiği halde UFO konusundan sarfınazar edilmesi elbette mânâsız değildir.

UFO diye bir şey olsaydı, bunu anayasa yapıcılarımız herhalde UFO Cemiyeti başkanından daha iyi bilir ve düşünürlerdi; dolayısıyla ben UFO'ları ne kabul ne de reddediyorum; bu hususta görüş belirtmeme hakkımı kullanırken hükümeti bu konuda uyanık olmaya ve üzerine düşeni yapmaya çağırıyorum; bu tarihî sorumluluktan kurtulamazlar.

Sevgili partililer...

Geliyoruz THK ve MİT bünyesinde birer UFO masası bulunduğu yolundaki iddiaya.

Hükümet, Deniz Feneri, Ergenekon gibi şeylerle ülkenin asıl gündemini gözden uzak tutmaya, saptırmaya çalışıyor; oysaki bu konu son derece ivedi ve önemlidir. Bakınız sayın partili dostlarım, bu iki kurumda böyle birer masa mevcut olsa bile, bunların "gizli" birer masa olduğundan şüphe edilemez; eğer bu masalar hakikaten gizli ise Sayın Haktan Akdoğan bu masaların varlığını nereden bilmektedir?

Acaba bu bir tesbit mi, yoksa bir temenni midir; acaba sayın Akdoğan, "böyle birer masa olsa çok iyi olur" demeye mi getirmektedir? İşin garibi bu esnada hükümet yetkilileri uyumakta mıdırlar?

Gelelim plağın öteki yüzüne. THK ve MİT'te birer UFO masası varsa bu masalar nerede durmaktadır ve bu masalara her gün oturup kalkan bazı görevliler var mıdır; bunlar varsa kimlerdir ve acaba hükümet bu masalarda da bir kadrolaşmaya gitmiş midir; yoksa bu masalar sadece üzerinde "UFO Masası" yazan bir mobilyadan mı ibarettir? Hükümet sözcüsü bu konuda açıklama yapmalı, başbakan da kamuoyunu aydınlatmalıdır.

Acaba hükümet yetkilileri, soranlara, "Bizde UFO Masası bile var." diyebilmek için böyle bir çözüme gitmiş olabilirler mi? Öyle zannediyorum ki bu soruların cevabı, kozmik derecede gizli ve saklı olup devlet sırrı niteliğindedir.

Tam bu esnada aklıma ilginç bir olay bağlantısı geliyor: Acaba iki yıl önce Dolmabahçe Sarayı'nda dönemin Genelkurmay Başkanı ile Başbakan arasında yapılan "gizli görüşme"de bu UFO meselesi görüşülmüş müdür? O günlerde Kumburgaz, Şile ve her iki fener açıklarında bu gibi UFO olayları görülmüş müdür? Bütün ısrarlarımıza rağmen içerde neler konuşulduğu açıklanmayan Dolmabahçe toplantısında acaba Türkiye'nin, bölgenin, dünyanın ve hatta Samanyolu galaksisinin geleceğini ilgilendiren ehemmiyette şeyler mi konuşulmuştu ki bir türlü öğrenememekteyizdir?

Hükümet aymazlık etmemelidir; halkımız bunların hesabını sorar; biz sorarız en azından.

Sevgili milletvekili arkadaşlarım,

Zihnimde sorular birbirini kovalıyor; mesela bu UFO'lar Türk siyasî hayatına müdahale etmekte midirler; bazı uzaylı kişi ve kurumların çaktırmadan yüksek teknoloji kullanarak bazı devlet adamları ve büyük bürokratların yerine geçmeleri mümkün olabilir mi?

Mesela uzayda kamusal alan diye bir kavram mevcut mudur; uzay boşluğunda başka dünyalara ait canlılar da kamusal alanlarda başlarını örtmekte midirler; bizim dünyalı astronotların giymek zorunda kaldıkları ısı ve hava geçirmez dayanıklı elbiseleri görünce, "Uzayı magandalar bastı; bu köylü dünyalılar kendi hayat tarzlarını bize dayatmaya kalkışıyorlar ayol!" diye huzursuzlanan genç uzaylılar, bu gibi durumlarda kimi göreve davet etmektedirler?

Ve en önemlisi, bizim THK ve MİT'teki UFO masasında görevli kişilerin bu hususta amirlerine ulaştırdıkları herhangi bir bilimsel rapor var mıdır, yoksa bunlar, "UFO gözlemlemek benim hobim; geçen gün yine sahilde dürbünüm ve kameramla pusu atmıştım, baktım iki uzay gemisi, tak, anında görüntüledim yavruları!" şeklindeki tehlikeli amatörlere ait gazete beyanatlarının google aracılığı ile derlenmiş şeylerden mi ibarettir?

Ve bu konuda en çok merak ettiğim suali sona sakladım: THK ve MİT'teki UFO masalarının kaç bacağı vardır, daha doğrusu bu masaların bacağı var mıdır, varsa niçin ve kaç tane, yoksa o masalar havada mı durmaktadırlar? Hükümet bu olayı ciddiye almalı, gerekirse Meclis'in kapalı oturumunda Parlamento üyelerine açıklama yapmalıdır.

*

Peki, dünya dışı varlıkların bize dostça davranacağını nereden çıkarıyoruz bakalım? Bu gibi haberleri yaymak, zinde savunma güçlerimizin mukavemetini zayıflatmak, inancını kırmak ve onları savaşmaktan alıkoymak için çıkarılmış psikolojik silah taktikleri olabilir mi? Devletimizin iki mühim kurumunda mevcut bulunan masa görevlileri bu konuda neler söylemekte, amirlerine nasıl bilgi vermektedirler?

Bir defa bu dünya dışı yaratıklar sağcı mıdır, solcu mu? Hükümet bunları araştırmış mıdır. Bu nokta önemli. Laikler mi? Hangi gazeteleri okuyor, hangi kanalları seyrediyorlar? Laikliği nasıl anlıyorlar bakalım? Ergenekon olayına nasıl bakıyorlar? Bunlar hakkında emniyet güçlerimiz iyi soruşturma yapıyor mudur? Yoksa, "Ergenekoncular dururken Şile sahillerinde UFO kovalayacak zamanımız mı var bizim?" diyerek ipe un mu serilmektedir? Bu ne aymazlıktır? Bu yaratıkların çaktırmadan abdest alıp namaz kılmak, dini toplantılara katılıp hu demek gibi alışkanlıkları olup olmadığı araştırılıyor mudur?

Sorulsun, araştırılsın bakalım; dünya dışı yaratıkların yaşadığı yerlerde en son ne zaman inkılap yapılmış; bizim inkılaplardan haberleri var mıymış? Askerliklerini adam gibi yapmışlar mı; ülkelerini yeterince seviyorlar mıymış? Seviyorlarsa tâ o kadar yoldan gelip ne demeye buralarda bizim dünyamız civarında sürtüp durmaktalarmış?

Değerli partili arkadaşlarım, sevgili ...liler

Bunlar elbette insanı şüphelendiren, hatta kurdeşen eden sorular. Neye benzediğini bile bilmediğimiz birtakım cisim ve yaratıkların, vatanımızın hudutlarını selamsız sabahsız ihlal ederek Kumburgaz'da şurda burda medyatik gösteriler yapmasını fevkalade uygunsuz ve calib-i dikkat bulmaktayım; ağaç yaşken eğildiği gibi bu türden sorumsuz yaklaşımlara da zamanında sert ve ciddi tepki verilmelidir. Yukarda sözü edilen Sirius müessesesinin, ülkemiz hudutları içinde beşinci ve altıncı kol faaliyeti yürüten şüpheli bir sivil toplum kurumu olmasını ciddiye almalıyız; bunların İstanbul'un orta yerinde otel salonu kiralayıp Kongre düzenlemeye kalkmalarıyla İngiliz Muhipleri Cemiyeti'nin faaliyetleri arasında bir fark görmüyorum şahsen: Ha İngiliz Muhipleri Cemiyeti, ha Uzaylı Muhipleri Cemiyeti, ne fark eder ki?

Sözlerime son verirken hepinizi sevgiyle kucaklıyor, hükümeti kınıyor, bilumum zinde güçleri uzaylılar konusunda uyanık olmaya çağırıyorum efendim. Saygılarımla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi