Utanılacak bir 12 Eylül hatırası
12 Eylül 1980 darbesi yapıldığında Ankara’daydım ve Kültür Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısıydım.
Ordunun idareye el koyduğunu radyo ve TV yayınlarından öğrendim. Sabahleyin kalktım, giyindim ve Bakanlığın yolunu tuttum. Bakanlık binasına geldiğimde, gördüm ki bir manga asker ön kapıyı tutmuş durumdadır. Ben, hiçbir şey olmamış gibi, askerlerin arasından geçip kapıyı açmak istedim. Önüme dikildiler:
-Yasaktır! Giremezsiniz!
-Ben bu bakanlıkta müsteşar yardımcısıyım. Çalışmaya geldim.
-Yasaktır dedik ya! Bakan bile olsanız giremezsiniz!
Bakanlık kapısından ayrılıp personel kapısına yürüdüm. Orada kapı önünde birkaç askerle bir teğmen vardı. Kendimi tanıttım ve içeriye girmek istediğimi söyledim. Teğmen daha sert çıktı:
-Bakanlıkta arama yapıyoruz! Giremezsiniz!
-Ne arıyorsunuz teğmenim!
-Silah arıyoruz.
-Ne silahı teğmenim?
-Silahın ne olduğunu bilmiyor musunuz?
-Ama ben silahımı bakanlıkta bırakmam teğmenim. Üzerimde taşırım hep.
Verin o silahı bana öyleyse!
-Maalesef veremem teğmenim!
-Vermezseniz, zor kullanmak mecburiyetinde kalırım.
-Mademki ısrar ediyorsunuz ben de veriyorum işte.
Sonra ceketimin iç cebinden dolmakalemimi alıp uzattım:
-Buyurun! dedim. Benim silâhım işte bu! Ömrüm boyunca üzerimde çakı bile taşımadım.
Yüzüme derin bir öfkeyle baktı. Sonra hiçbir şey söylemeden arkasını dönerek kapıya doğru yürüdü.
Öğleden sonra tekrar Bakanlığa gittim. Abluka kaldırılmıştı. Odama çıktım. Gördüm ki dolapların kapıları açık, askerler, koltukların minderlerini bile kaldırıp altlarına bakmışlar ama özellikle tekrar yerlerine koymamışlar.
Bu durumu 12 Eylülden önce Kültür Bakanımız olan Tevfik Koraltan’a söyledim. Gülümseyerek dedi ki:
-12 Eylülden sonra, karımla birlikte Kıbrıs’a gitmek istedik. Pasaport için başvurdum. Aradan 10-15 gün geçtiği halde pasaportum çıkmadı. İlgili makamlara gittim. Dediler ki:
-Maalesef veremiyoruz. Çünkü sizin dosyanız dumanlı!
-Ne demek dumanlı? Anlayamadım.
-Siz 12 Eylülden önce Sivas AP il ve ilçe teşkilatlarına, makam arabanızın arkasına silah doldurup götürmüşsünüz!
-Olacak iş mi bu? Kim diyor bu saçmalıkları?
-Milli Emniyetin düzenlediği bir rapor var dosyanızda!
Tevfik Koraltan dedi ki:
-Dondum kaldım. Sivas’a hep beraber gidip geldik. Benim makam arabamın bagajında silah gördün mü hiç? Silahı kime karşı kullanacağız? Ne için kullanacağız? Aynı iftiralar 27 Mayıs darbesinden önce, DP teşkilatları için de yapılmıştı. Böyle raporlardan maksat, orduyu darbeye zorlamaktır! Yazık, çok yazık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.