Genelkurmay Başkanı ve 250. maddedeki suçlar!..
Hükümet, Genelkurmay Başkanı dahil bütün muvazzafların Ceza Muhakemesi Kanunu 250. maddede sıralanan “eylemlerden” dolayı “sivil” mahkemede yargılanabilmesinin yolunu açıyormuş da, bu son derece berbat bir şeymiş…
CMK 250. maddedeki eylemlerden dolayı…
Hangi eylemler?.. Bir bölümünü sıralayalım:
¥ Örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu ve uyarıcı madde imal etmek ve ticaretini yapmak,
¥ Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit kullanmak,
¥ Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına sokmak,
¥ Devletin birliğini bozmak,
¥ Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmak,
¥ Devletin bağımsızlığını zayıflatmak,
¥ Düşmanla işbirliği yapmak,
¥ T.C. Devleti ile savaş hâlinde olan devletin ordusunda hizmet kabul etmek,
¥ Düşman devletin yanında T.C. Devletine karşı silâhlı mücadeleye girmek,
¥ T.C. Devletine karşı savaş açması veya hasmâne hareketlerde bulunması için yabancı devlet yetkililerini tahrik etmek,
¥ Silahlı örgüt kurmak ve yönetmek…
Böyle, bir dolu “suç” sıralanıyor 250. maddede…
Ben diyorum ki; bunlardan herhangi biriyle suçlanan Genelkurmay Başkanı veya herhangi bir asker…
Sivilde yargılansa ne, askeriyede yargılansa ne!..
“Asker bu suçlara ilişkin iddialardan dolayı ‘sivil’ mahkemede yargılanmasın” diyenler, askere nasıl hakaret ettiklerinin farkındalar mı acaba?!..
Bakın;
Kenan Evren, “Yargılanırsam intihar ederim” diyor…
Bu tür iddialarla karşı karşıya kalan bir başka asker ne yapmaz ki...
ASKERÎ YARGIYA, ASKER NE KADAR GÜVENİYOR?..
Hükümetin, “Askerlerin de (Aslında Generallerin de demek lazım) ‘sivil’ mahkemede yargılanabilmelerinin” yolunu açan düzenlemesine karşı çıkışlarda, “Askerî yargıya güveniniz yok mu?..” sorusuna da yer veriliyor.
Böylesine sakıncalı bir soruya cevap vermeyi düşünmediğimizi belirttikten sonra, bir soru göndermiş olalım:
“Onu-bunu bırakın da. Askerî yargıya, asker ne kadar güveniyor acaba?..”
¥
“Bu ne biçim soru?” diyenler için de bir sorum var:
“Askerin askerî yargıya güveni tamsa eğer…
Binlerce ordu mensubunun dosyalarını niçin askerî yargıya götürmedi de; ordudan uzaklaştırma işlemi için yargısız infazı, yani YAŞ infazını tercih etti… Ve ediyor acaba?..”
Devam edelim:
Asker, “disiplinsizlik” iddialarına konu olan fiillerin YAŞ yoluyla ordudan uzaklaştırılan faillerini, (böyle yapmak yerine) Askerî İdare Mahkemesi’ne taşıyamaz mıydı?..
Niçin böyle yapmadı da “yargısız infaz” yolunu tercih etti...
Ve ediyor…
Ha bir de;
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, 1998 yılının Ocak ayında “YAŞ kararlarının yok hükmünde olduğuna” karar vermişti…
“Askerî Yargı”nın bu tür kararları niçin görmezden gelinir acaba?
BAYKAL’IN BERBAT LAFLARINDAN BİRİ!..
“Milletimiz, askerin siyasete karışmasına tepki gösterir ama siyasetçinin de askerin işine karışmasından hoşlanmaz!..”
Sahibi CHP’nin Genel Başkanı da olsa, bu tür lafları yadırgıyoruz…
Siyasetçinin askerin işine karış-a-maması ne demektir?..
Askeri savaşa göndermekten, bütün ihtiyaçlarını karşılamaya kadar bütün yetkiler “Meclis”te değil mi?..
“Siyasetçi askerin işine karışmamalı” görüşünü bir de Meclis kürsüsünden dile getiren Deniz Baykal, bir gün “iktidara” gelecek olsa…
Askerin işine karışmayacağını ilan etmiş oluyor böylece...
Milletten umudu kesmiş ya...
Askere selam çakmakta;
“Seçim kazanacağım yok, beni de Mesut gibi Başbakan yapın” anlamında!..
Ne hoş!..
EŞEK YÜKÜYLE PARAYI ‘UYUYASINIZ’ DİYE Mİ ÖDÜYORUZ!..
Baykal ve diğer CHP’liler “Askere ‘sivil’ yargı yolu”nu açtığı söylenen düzenlemeye, “Hükümet bizi oyuna getirdi, geceyarısı geçirdi” diye tepki gösteriyorlar…
Velev ki öyle olsun…
Meclis açık ise, sizin göreviniz, olan biteni yakından takip ederek, parti politikalarınıza uygun tavırlar koymak değil mi?..
CHP seçmeni size, “Hükümet düzenleme geçirirken” uyuyasınız diye mi oy veriyor…
“Meclis’e hiç gelmeseniz de olur. Nasılsa kaçırdığınız düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi iptal eder” mi diyor!..
Bırakın CHP seçmenini, bu asil millet size niçin “eşek yüküyle” para ödüyor!..
Şu CHP’nin haline bak; bir gün “orama burama böcek koyuyorlar” diye ağlar, bir başka gün “geceyarısı düzenleme geçiriyorlar” diye yakınır!..
Ne hoş!..
EKONOMİYE DİKKAT!..
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), birinci çeyrek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 13.8 daraldığını açıkladı.
Tarihi daralma.
Teşvik tedbirleri sayesinde, ikinci çeyreğe ilişkin verilerin daha iyi (veya daha az kötü) olacağı görünüyor ama bu gelen “berbat” rakam, yılı en iyi ihtimalle “yüzde 6”lık küçülmeyle kapatabileceğimizi gösteriyor.
Daralmanın iki sebebi var; birincisi iç talep, ikincisi ihracatın düşüşü.
Tüketimin beşte dördünü gerçekleştiren hanehalkı, harcamalarını yüzde 9.2 oranında kısmış durumda.
Hanehalkı para harcamaktan korkuyor.
Piyasaya para akışı iyice zayıfladı, dolayısıyla esnafın vaziyeti de fena.
İmalat sanayiinde yüzde 11, toptan ve perakende ticarette yüzde 19, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 8, inşaatta yüzde 11, tarımda yüzde 4’lük daralmalar dikkat çekiyor.
Dışarıdan bol sıcak para akışının sağladığı “geçici rahatlık” da artık yok…
Cebinde para olan vatandaşın “makul ölçülerde” harcama yapabilmesini sağlayacak “güven ortamı”nı hep birlikte sağlamak mecburiyetindeyiz...
Yoksa fena!..