Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Eserinle Övünebilirsin...

Eserinle Övünebilirsin...

Son günlerin popüler gündemi HSYK üyesi Ali Suat Ertosun.
Ne yaptı bu Ertosun?
Hiçbir şey...
Sadece Ergenekon hakimleri ile savcılarından bir kısmının görevden alınmasını HSYK’ya önermiş.
Önermez mi?
Burasına bir parantez açtıktan sonra devam edelim.
Önerir de, şöyle olursa öneremez.
Hakimin önünde ülkenin demokratikleşmesine etki edecek kadar hayatı bir dava varken o hakimi görevden almak, diğerlerine de en azından gözdağı vermek demektir.
Türkçe’si Ergenekon davasını sulandırmak...
Hakimi görevden aldınız ama yerine gelene de şu mesajı vermiş oluyorsunuz:
“Senden öncesinin başına gelenleri gördün, şimdi sen de ona göre bizden olanlara dikkat etmezsen başına gelecekleri düşün...”
Şüphesiz HSYK kimsenin gözünü çıkarmaz, ama zamansız ve de zeminsiz tayinler hakimin gözünü yıldırabilir, cesurca davaya bakamaz, tarafsız karar veremez.
Tayin olayı normal zamanlarda ise farklıdır.
Ola ki o hakim veya savcı çalıştığı yerde yıpranmış veya süresini tamamlamıştır, o zaman bu kişilerin yerleri değiştirilebilir.
Ergenekon öylesi değil.
Ertosun hakkında Kent Oteli buluşmalarında darbeci generallerin adı ve sanı geçince işin rengi tabii ki değişiyor.
Bir hakimin darbeci paşalarla ne işi olabilir?
Hem o tip pahalı yerlere gidecek kadar parası yok, hem de iş çokluğundan zamanı yok.
Gene de buluşmuşlar...
Buluşunca hoş kahve falına bakmadılar...
Hani şu merdiven altı brifingleri vardı ya, onun gibi bir şey. Devletçiliğin darbe günlüklerindeki beyin yıkama ameliyeleri...
Bizden olanları başka türlü nasıl yetiştireceksiniz...
Asıl üzerinde durulması gereken konu daha başkadır. Ertosun, kendiliğinden gidip o makamlara oturmadı. Zamanın Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in elinden “Üstün Hizmet Madalyası”nı alınca yıldızı ister istemez parladı. Arkasından Yargıtay üyeliği...
Ne iştir?
İki Başbakan Yardımcısı; birisi Bülent Arınç, diğeri de Cemil Çiçek.
Bülent Arınç Manisa’dan sesleniyor: Çetelerle başa çıktık, Ergenekon denilen darbecileri çökerttik. Hodri meydan hodri meydan!..
Güzel...
Diğer Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de darbeci generallerle Kent Oteli buluşması yapanlara Üstün Hizmet Madalyası sunuyor...
Sade o mu?
Aynı bakanın atadığı bir önceki müsteşarın da alelacele görevden ayrılma nedenini deşin de görün. Altından hangi generaller çıkar...
Bu olaylar bir rastlantı mı, yoksa ülkemizdeki menfaate dayalı siyasi hamlığın gereği midir? Kimileri ortam icabı ve de gelecek kaygısıyla yapmış olabiliyor...
Ama kırılan bardakları yerine koymak için bir başka fabrikamız olmadığına göre, bu siyasetle bu kervan daha fazla uzaklara gidemez.
Açıkçası, hükümet Başbakanı ile iyi niyetli ama içerisindeki birtakım indi hesaplar peşinde olanlardan ciddi bir şekilde yara alıyor...
Alın Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ı...
PKK’yı dağdan indirmek için hükümete Öcalan anlaşmasını öneriyor.
O olmadan olmaz diyor...
Anlaşılan, Öcalan İmralı’da hayli sıkıldı, çıkacak da etrafındakiler hükümete diz çöktürmek suretiyle delikler arıyorlar...
DTP bir yandan arıyor, AK Partidekiler de diğer yandan arıyor.
Kim başarırsa sonuçta PKK’nın tabanı onun olacak...
Arslan diyor ki; “Devlet, Mehmet’e sahip çıktığı gibi kendisine silah çeken teröriste de sahip çıksın. Ailesine yardım etsin, benim insanım desin...”
Ortada madem Kürt hakları var...
Niye milletin hakları değil de sadece Kürt hakları? Fakültenin kapısında durdurulan başörtülülere ırkını mı soruyorlar? Veya bu ülkede harf darbesi sadece Kürtlere mi yapıldı?
Görülüyor ki tablolar oldukça karışık...
Herkesin eseri ortada...
Geriye övünmek kalıyor...
(*) Emekli Hakim

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi