Serdar Arseven

Serdar Arseven

CHP ''İslâm karşıtı'' mı?..

CHP ''İslâm karşıtı'' mı?..

Ya da şöyle soralım: “Başörtüsüne cephe alışı İslâm karşıtlığından mı?..” Durup dururken gündemimize almış değiliz böyle bir soruyu… Eski Devlet Bakanlarımızdan Kamran İnan’la, şahit olduğumuz “yüksek gerilim” ve “son siyasi gelişmeler” üzerine sohbet ederken…
“Başörtüsüne karşı çıkış”la “İslâm karşıtlığı” arasındaki ilişkiye takıldık… Pardon duyamadım?.. “Kâmran İnan da nereden çıktı” mı dediniz?.. Şuradan: Malûm, başını çektiği “Milli Egemenlik Hareketi” adlı bir oluşum var.
Eski siyaset adamları, emekli askerler, diplomatlar, şu, bu… Ara sıra bir araya gelip “kamuoyu açıklamaları” filan yapıyorlar. Son marifetleri de: “Seferberlik çağrısı!..” Ne dedikleri tam olarak anlaşılmıyor aslında.
Son günlerin hararetli tartışma konularına dikkat çekerken; “Cepheleşmeden, dinimizin ve inançlarımızın ülke aleyhine kullanılmasından” filan bahsediyorlar. Siyasetin duayeni Kamran İnan ve dava arkadaşları hükümetin üniversitelerde “başörtüsü”nü ya da “türban”ı serbest bırakma çabalarına kesin bir dille karşı çıkıyorlar…
Başta Erdoğan olmak üzere AK Partililerin ortamı “gerdiğine” inanıyorlar... MHP’nin de… “Başörtüsü meselesindeki” son tavırlarıyla “muhalefet işlevini” büyük ölçüde kaybettiğini savunuyorlar…
-
Kamran İnan, bildiğim kadarıyla vatansever devlet adamıdır.
Kendisinin, öyle Vural Savaş gibi militan demokratlarla örtüşmesine, milletin değerleriyle çatışmasına razı olamam.
Bu hassasiyetle aradım kendisini…
Mevzu, döndü dolaştı…
Bu yazının başlığındaki soruya geldi…
Nasıl mı?.. İzahı zor… Olduğu gibi vereyim en iyisi:
BEN: Sayın Bakanım… Malum; Yeni Vakıflar Yasası’nın veto edilen maddeleri Meclis’ten geçti… Bu düzenlemeyi nasıl buluyorsunuz?..
KAMRAN İNAN: O bir felaket kardeşim. 2006 yılı Aralık ayında, International Herald Tribune’de tam sayfa ilan çıktı. Amerika’daki Ortodoks Kiliseler Birliği, o ilanda diyordu ki; “Türk hükümetleri 1935’ten başlayarak, Hıristiyanlara ait 6 bin mülkü zapt etti.” Bunlar içinde kiliseler, okullar, mezarlıklar var, yetimhaneler var… Ve diyordu ki; “Türkiye bunları iade etmedikçe, Hıristiyanlar üzerindeki baskıyı kaldırmadıkça batıyla bütünleşmesi mümkün değildir.” Şimdi hükümet bu taleplere cevap veriyor. Bu Yeni Vakıflar Kanunu devletin başına en büyük belayı açacak bir adımdır. Ve son zamanlardaki bir gelişmeyi de lütfen atlamayalım.
- Hangi gelişme?..
- Türkiye’ye gelen Yunanistan Başbakanı’na iki konuda söz verildi: Biri Ruhban Okulu’nun açılması diğeri de ekümeniklik. Adeta “Bütün taleplerinizi karşılamaya hazırız” diyor bu hükümet. Bunun altından kalkamayız kardeşim. Türkiye’de bir avuç Ortodoks var. Bunlar için papaz, rahip yetiştirmek mi lazım?.. Yok böyle bir ihtiyaç. Bunları gündeme getirdiğinizde bir şey diyorlar.
- Ne diyorlar?..
- Bir laf çıkardılar: Ulusalcılar!..
- E, bu noktaya da düşmemek lazım Sayın Bakanım. Ulusalcı-çeteci filan…
- Ulusalcı bilmem ne.
- Sayın Bakan; Başörtüsü meselesiyle, Vakıflar Kanunu’nu aynı günlerde tartışıyoruz.
- Evet bu da önemli.
- İktidar partisi, bir yandan üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakmaya diğer yandan da AB sürecinde çok önemli gördüğü Vakıflar düzenlemesini geçirmeye çalışıyor… Onun pozisyonu böyle.
- Tabii bu karışıklıkta Vakıflar da geçiyor.
- Ya muhalefetin pozisyonuna ne diyeceksiniz?..
- MHP zaten muhalefet işlevini kaybetti.
- MHP de, “üniversitelerdeki yasağa karşıyım” diyordu öteden beri. Ben özellikle CHP’nin ve Sayın Baykal’ın duruşuna dikkat çekmek isterim.
- CHP kendince muhalefetini yapıyor.
- Bakın, biraz evvel Vakıflar Kanunu’nun ülke çıkarları açısından ne kadar önemli, ne kadar hayati olduğunun altını çizdiniz. Bakıyoruz; “türban” meselesinde ortalığı yıkan, işi “darbe tehdidine” kadar götüren CHP, Vakıflar meselesine pek muhalefet etmiyor.
- Doğrudur…
- Halbuki, bu Vakıflar Kanunu’nu ısrarla gündemde tutsa, hükümeti buradan sıkıştırsa çok daha etkili olacak.
- çok doğru.
- Başörtüsüne karşı çıktınız mı yanınızda en fazla yüzde 20’yi bulursunuz, ancak Vakıflar düzenlemesine şöyle adam akıllı karşı çıktığınızda yüzde 80 yanınızda olur.
- Bu da doğru.
- CHP, “türban” meselesinde böyle ortalığı ayağa kaldırırken, “Vakıflar” meselesinde niçin “dostlar alışverişte görsün muhalefeti” yapıyor, sizce?
- CHP tek başına kaldı da…
- Sayın İnan… Baykal, ana gündem maddesi “Vakıflar Kanunu” olan bir basın toplantısı bile düzenlemedi. Bu meseleye, şöyle bir laf arasında değiniyor. Ben mi yanılıyorum yoksa?..
- Yoo, hayır haklısınız. öyle bir çıkışı olmadı, Sayın Baykal’ın.
- Peki koca Vakıflar düzenlemesi, “türban” meselesinin yarısı kadar ilgiyi hak etmiyor mu sizce?..
- Haklısınız. Daha fazla önem vermeleri gerekirdi.
- Milletin desteğinden mahrum bir “Türban politikası”nı canhıraş bir şekilde savunan Baykal, Vakıflar Kanunu’nda bu heyecanın yarısını sergilemiyor...
- Ne denebilir ki, çok haklısınız.
- “Türban” konusunda “Laiklik elden gidiyor” kampanyası yürüten Baykal’ın, Hıristiyan ve Yahudi cemaat vakıflarının iyice güçlendirilmesine “ılımlı tepkiler” göstermesi ilginç değil mi?
- Türkiye o kadar çok yoğun bir sis perdesi altındaki.
- Vakıflar Kanunu’nda “laiklik ihlali” yok mu?..
- Olmaz mı?.. Bu gayrimüslim vakıf işlerine devlet müdahale etmiş oluyor.
- İşte geldik o noktaya: Sayın Baykal’ın ve CHP’nin laiklik hassasiyeti “Müslümanların hakları söz konusu olduğunda” depreşiyor. Gayrimüslime ise müthiş hoşgörü.
- İşimiz zor kardeşim. Muhalefet yok.
- Muhalefet olmaz mı efendim; “türban” meselesinde nasıl da muhalefet yapıyor CHP...
- Yapıyor.
- Okuyucum, “Sayın Baykal türban meselesinde ortalığı yıkarken, bu Vakıflar meselesinde niçin bu kadar ‘ılımlı’?” sorusunu yöneltiyor… Haksız mı?..
- Ne denebilir ki… Haklı okuyucunuz.
-
Evet… Sohbetimizin o bölümü böyle…
Sayın İnan, hem “başörtüsü serbestisi”ne hem de “cemaat vakıflarına” tanınan muazzam imkanlara karşı çıkıyor…
Görüşlerinin bazılarına katılmasak da…
“Tutarlı davrandığını” ve “İslâm karşıtlığı” yapmadığını söyleyebiliriz...
CHP’nin tavrına gelince…
E, o kadar yazdık işte… Onun tavrı ne anlama gelir… Bunu da lütfen siz söyleyin...


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi