Provokasyon kalitesi çok düştü!
Yaptıkları provokasyonlarla bu ülkenin gündemini, bu milletin kanaatlerini değiştirmeyi hedefleyen derin mahfillerin ya kalitesi çok düşmüş ya da işlerini hiç ciddiye almıyorlar. üstelik "provokasyon" kavramı son dönemde o kadar çok konuşuldu, o kadar çok gündemimizde kaldı ki, hedef kitle de artık çantada keklik değil! öyle her yeme atlayacak alık balık kalmadı artık memlekette. Hedef kitle kendini geliştirip uyanırken, derin mahfillerin hiç mesafe alamaması, kotarılan provokasyonların daha yapıldığı anda bir karikatüre dönüşmesine neden oluyor.
Her bunalım tutuşturma döneminde anında kendini emir ve komutaya amade kılan malum medya organlarında (iyi gitti burada bu laf) şu sıra yine böyle kıtır haberler çıkmaya başladı. Ama bu sefer gerçekten "civcive atsan yemez" kıvamında hepsi... Vicdan ve insaf sahibi herhangi bir muhabir arkadaşımın sadece tek bir telefon görüşmesiyle kurulan yalan tezgâhını rahatlıkla devirebileceği çırpıştırma senaryolardan doğaldır ki kötü filmler çıkıyor. Ufacık bir gayret, "ülkemizi hızla sarmakta olan irticai tehdit"in uzantısı olarak acayiplik sergilemiş olan kişi ya da kişilerin asli vaziyetini aşikâr etmeye yetiyor. Sonuçta "ülkemizi hızla sarmakta olan irticai tehdit" tezini güçlendirmek dışında her şeye yorulabilecek psikopatlar, meczuplar, turistler, abuk sabuk konuşan ve ağır ağabeylere bağlantıları birkaç yıl sonra ortaya çıkacak olan şiddet düşkünü vatan kurtarıcıları kalıyor hep elimizde.
Ama dedim ya kendini geliştiremeyenler var hâlâ aramızda. Onlar bu gerçekten saçma sapan, pespaye, neredeyse komik kurgulamaları haber diye önümüze servis etmeye devam ediyorlar. Bu milletin bunca zaman ve bunca badirenin ardından bile Hanya'nın ve Konya'nın yerini bilemeyeceğini zannediyorlar. O devirler geçti, bu ülkenin insanları epeyce düşündüler bu meseleleri. Zaten malum medyanın yüz vermediği gerçek haberlerden çok uzak olmayan geçmişte hangi ateş olmayan yerden hangi dumanın çıkartılmış olduğunu da okuyup duruyoruz.
öteden beri bu ülkede bozulmayan tek istikrar, istikrarsızlığın istikrarı olarak kaldı. Görülüyor ki orada da acayip bir mayışma yaşanıyor. Malum medyanın, malum siyaset erbabının, malum iyi saatte olsunlar takımının kamuoyuna boca ettiği sözlü, yazılı, sanal her türlü beyanda dil ve mantık bakımından son anda aralanmış lise bir kompozisyonu kalitesi bile zorlanamıyor.
Peki bu ülkede onların büyüteçle aradığı türden hiç hadise yaşanmaz mı? Elbette yaşanır. Her ülkede saçma sapan düşünen, saçma sapan davranan, acayip haller sergileyen insanlar bulunur. Saçma sapan davranan her insanın provokatör olduğunu elbette söylemiyorum. Benim söylediğim, bu ülkenin gündemini değiştirmek adına provokasyon örgütleyen mahfillerin zihinsel olarak toplumun sıradan insanlarının bile gerisinde kalmaya başlamış olmasıdır. Bu kötünün de daha kötüsünün olabileceğinin açık ve net bir kanıtıdır.
Provokatörler iki yoldan birini seçmek zorundalar; hadise ve haber kurgularken ya bizi çok daha fazla ciddiye alacaklar ya da en azından kendilerini ciddiye almayacaklar. Böyle davranmaya devam ederlerse, korkarım "youtube"a malzeme olduklarıyla kalacaklar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.