Nostaljik takılmak!..
Oh be!.. Nihayet bitti... Hürriyet'te yazan Özdemir İnce'nin ilki 11 Ağustos'ta yayınlanan ve 21 Ağustos tarihinde yayınlanan 8 numaralı yazıyla nihayet bitebilen 'Siyasal İslam'ın kalesi olarak İmam-Hatipler' başlıklı yazılarından bahsediyorum...
Özdemir İnce ile daha çok Star'dan Ahmet Kekeç ilgilenirdi eskiden. Bir ara Yeni Şafak'dan Ömer Lekesiz, Kekeç'e bir açık mektup yazarak 'birkaç yazı için ödünç vermesini' istemişti; ne oldu, bilmiyorum...
Özdemir İnce'nin edebiyatçılığı, şairliği, entelektüelliği ile ilgili konuları adı geçen arkadaşlara bırakıp, adeta bir destan gibi kaleme aldığı İmam-Hatipler meselesi ile ilgili yazılarına dönelim.
Birbiri ardına yazılan 8 yazının hedefinde de İmam Hatipler var, anlaşılacağı üzre.
YÖK'ün katsayı ile alakalı son düzenlemesine ciddi şekilde bozulduğu anlaşılan İnce, çeşitli argümanları ve bu arada özellikle de Tevhid-I Tedrisat Kanunu'nu anarak; olup bitenin yanlış olduğunu, İmam-Hatiplerin üniversitelere girişlerine mani olunması ve hatta bu okulların kapatılmaları gerektiğini söylüyor.
İmam-Hatiplerle ilgili alerjik durumların birçok isimde olduğunu ve bunların hemen tamamının esas niyetlerini gizlemeye çalışan bir dil kullanmaya özen gösterdiklerini, biliyoruz.
İmam-Hatiplerin dini eğitim de veriyor oluşunu kafaya takan bu grup mensupları, 'tamam, İmam‑Hatiplerin durumunu konuşalım ama liselere seçmeli din eğitimi konulsun' dendiğinde de suratlarını asıyorlar, her nedense.
Onların bütün dertleri, memleket çocuklarının dinlerini öğrenmelerine mani olabilmek!..
Çocuklarımızın dinini öğrenmesine neden mani olmaya çalıştıkları ayrı bir mesele ama, bir avuç bile olmadıklarına bakmadan, bu konuda kendilerini söz sahibi zannetmeleri, tam manasıyla ibretlik...
Lafa geldiğinde demokratlığı da kimseye bırakmıyorlar oysa...
Özdemir İnce'nin -ve onun gibi düşünenlerin- görüşlerine temel almaya çalıştığı Tevhid-I Tedrisat, yani Öğretim Birliği Kanunu, memleketteki bütün eğitim-öğretim faaliyetlerinin Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanması ile alakalı bir kanun.
İnce, 3 Mart 1924 tarihli ve 5 maddeden oluşan bu kanunun 4. Maddesi'ni bilmeden İmam-Hatipler üzerine yazı yazmanın 'ayıp, günah, hafifmeşreplik' olduğunu, yazıyor.
Kanunun, "Milli Eğitim Bakanlğ, dini bilgiler konusunda yüksek uzmanlar yetiştirmek üzere üniversitede bir İlahiyat Fakültesi kuracak ve [ayrca] imamlk ve hatiplik gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurlarn yetişmesi için de ayr okullar açlacaktr." şeklindeki 4. maddesine istinaden, İmam-Hatiplerin üniversiteye girişlerinin mutlaka önlenmesini ve hatta kapatılmaları gerektiğini ileri süren İnce'nin, Kanunun 4. maddesini okuduğunu ve ama anlamadığını söyleyebiliriz.
Ya da İnce, sözkonusu kanunun ve özellikle de 4. Maddesi'nin, kendisinin anladığı gibi anlaşılması gerektiği düşüncesinde.
Kendisinin anladığı gibi, yani mutlaka ve mutlaka İmam-Hatipler aleyhinde...
İnce ve onun gibi düşünenlerin tamamı, sözkonusu kanunun onların istediği gibi yorumlanamayacağını bal gibi biliyorlar aslında.
Kanunun temel gayesi, eğitim-öğretim faaliyetlerinin tek elden, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülmesi... Ve zaten öyle.
Ama Tevhid-i Tedrisat vurgusu hoşlarına gidiyor, nostaljik takılıyorlar yani.
Nostaljileri de; işlerin, Milletimizin değil, belirli bir kesimin arzu ettiği gibi yürüdüğüne inandıkları bir dönemle ilgili sadece.
Son olarak -ola ki bu yazıyı okur-, İnce'ye, sıklıkla atıfta bulunduğu Tevhid-I Tedrisat Kanunu'nun diğer maddelerini de dikkatle okumasını tavsiye ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.