Sayın Adalet Bakanı
Madem yargıdaki kökleşmiş aksaklıklara neşter vurulması düşünülmektedir, o halde bizim de tecrübelere dayalı söyleyeceklerimiz vardır.
Bu köşelerde hep yazdık çizdik ama demek ki söylenenleri siyasetçiler sigara kapağı üzerine not etmiş olacaklar ki şimdiye kadar hiçbirisinden beyaz haber gelmedi.
Eski tas eski hamam derken iyi ki yetiştiniz...
Yargıdaki iki temel şikâyet ve de sızlanma:
Birincisi, ideolojik kadrolaşmalar. İkincisi, adamın adamı liyakatsizler...
Malumunuz, dosyalar 15 yıla uzayan yaşlarında raflarda hem tozlanmak hem de küflenmek üzeredir. Adalet ne tozlanmalı ve ne de küflenmeli...
Neler oluyor diye sual edilecek olursa kısaca söyleyeyim. Adalet mülkün temeli olmaktan çıkarılmış, “devletin temeli” olma yolunda yürüyüp gidiyor.
Sincan adliyesinin duruşma salonlarında yazar:
“Adalet devletin temelidir”.
İşte o devletlu!
Darbeler yaptırır, adam harcar, sicilleri tutar, meçhul cinayetlere imza atar...
Sözü fazla uzatmadan meramımı maddeler halinde sıralayayım:
a- HSYK’nın nihai kararları hem idari hakimler hem de yargı hakimlerinin oluşturacağı bir kurul tarafından incelenmeli...
b- Ayrılıklara ve de ideolojik gruplaşmalara neden olan seçim sistemi yargının tepesinden kaldırılmalı, yerine liyakat ve kıdeme dayalı kur’a veya sınav sistemi getirilmeli. Çoğunluk sayıyı (125 gibi) elinde tutanların kadrolaşmaları ancak bu şekilde önlenebilir.
c- Anayasa Mahkemesi’nde olduğu gibi HSYK üyelerinin dörtte biri cumhurbaşkanı tarafından birinci sınıf hakimler arasından (Yargıtay üyesi olması şart değil) resen atanabilir.
d- HSYK üyesi olmak için lisan, kıdem, akademik unvan, mesleki başarı gibi kariyerlere öncelik tanınmalı. Adaylar seçim yerine kur’a veya sınav ile belirlenmeli.
e- Cumhurbaşkanına HSYK üye atamalarında geniş takdir hakkı tanınmalı.
f- Yargıtay ve Danıştay üyelikleri, HSYK tarafından tespit edilirken yine aynı kariyerlere öncülük verilmeli, seçme yerine kura veya sınav usulü getirilmeli..
g- Heyet halinde çalışan tüm mahkemelerin başkanlıklarına atama veya seçim sistemi yerine o mahkemenin kıdemli üyesi doğrudan atanmalı. Böyle olması halinde üyelerin çalışmaları teşvik edilmiş olacağından daha çok iş çıkar...
h- Danıştay ve de Anayasa Mahkemesi üyeliklerine kontenjan ataması yapılırken mutlaka tabii hakimlik ilkesi gözetilmeli.
ı- Meslek kuruluşları ile Meclis Genel kurulu hakim atamalarına karıştırılmamalı.
i- Anayasa Mahkemesi teklik yargılama sisteminden ihtisaslaştırılmaya doğru kaydırılmalı. Bunun için de ceza, hukuk, idare daireleri kurulmalı, kararlar kesin yerine üst genel kurulda temyize tabi tutulmalı...
j- Anayasa Mahkemesi’nden tedbir denilen ara kararlar mutlaka kaldırılmalı.
k- Anayasa Mahkemesi üyeliği aynen Danıştay-Yargıtay üyelikleri gibi belirlenmeli.
l- En kıdemli hakimi başkan olmalı.
m- Ülke genelinde hakim açığı varken yüksek mahkemelerde fazlalık olan tetkik hakimliği kaldırılmalı. Aksi takdirde üyeye dosya okutamazsınız.
n- HSYK’da müsteşar ile bakan mutlaka bulunmalı, siyasi sorumluluğu olarak bakanın bazı kararları veto etmek yetkisi olmalı.
o- Devletin ödeyeceği tazminatlar HSYK üyelerine rücu edilmeli.
Daha da söyleyeceklerim bu sayfaya sığmaz.
Kısacası, atamalar objektifleştirilmediği sürece yapı değişmez, sonuç da alınamaz.
Dilerim yargıya olan katkınız ülkenin hayrınadır ve hem de kalıcı olur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.