UHREVÎ TENBİHLER…
Peygamberimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
“Cennette dört şey vardır ki, onlar cennetten daha hayırlıdır:
Cennette ebedî olmak, cennetliklere meleklerin hizmet etmesi, orada peygamberlere komşu olmak ve cennette Allah’ın rızası…
Cehennemde de dört şey vardır ki, cehennemden daha şiddetli, daha ağır ve daha zordur:
Cehennemde ebedî olmak, meleklerin kâfirleri azarlaması, orada şeytanla komşu olmak ve cehennemliklere Allah’ın gadablanması.”
Peygamberimiz (s.a.v.) Ebû Zerr El-Gıfârî Radıyallâhü anh Hazretleri’ne şu tavsiyede bulunuyor:
“Yâ Ebâ Zer! Gemiyi yenile, çünkü deniz pek derin. Azığını (yol ihtiyaçlarını) tam ve eksiksiz al, çünkü yolculuk uzun. Yükünü hafif tut, çünkü geçeceğin geçit çok sarp. Yaptıklarını ihlaslı/samimi yap, çünkü onu kontrol eden (Allah senin ne yaptığını) görüyor.”
Bir şiirden:
İnsanların tevbe etmesi farzdır, günahları terk etmek ise daha mühim bir farzdır.
Belalara sabretmek zordur, kazanılacak sevapları muhafaza daha zordur.
Zamanı iyi kullanmak hayretlik bir şeydir, insanların zamanlarını boşa harcamaları daha hayret edilecek bir şeydir.
İleride gelecek olan her şey yakındır, ölüm ise her şeyden daha yakındır.
•
Dört şey güzel, fakat dört şey ondan daha güzeldir.
Erkeklerin utanması (hayâ sahibi olması) güzel, kadınların utanması daha güzeldir.
Herkesin adâletli olması güzel, idarecilerin (yöneticilerin) adâletli olmaları daha güzeldir.
Yaşlıların tevbe etmesi güzel, gençlerin tevbe etmesi daha güzeldir.
Zenginlerin cömert olması güzel, fakirlerin cömert olması daha güzeldir.
•
Dört şey kötü ve çirkin, dört şey ondan daha kötü ve daha çirkindir.
Gençlerin günah işlemesi çirkin, yaşlıların günah işlemesi daha çirkindir.
Câhilin (ilim sahibi olmayanın) kendisini dünya işlerine kaptırması çirkin, âlimin kendisini dünya işlerine kaptırması daha çirkindir.
İnsanların ibâdet konusunda tembellik yapmaları çirkin, âlimlerin ve ilim talebelerinin ibâdette tembellik yapmaları daha çirkindir.
Zenginlerin kibirlenmeleri çirkin, fakirlerin kibirlenmeleri daha çirkindir.”
•
Hazreti Osman radıyallâhü anh efendimiz buyurdular ki:
“İbâdetin lezzetini şu 4 şeyde buldum:
Allah’ın farz kıldığı şeyleri yapmakta.
Allah’ın haram ettiği şeylerden kaçınmakta.
Sevabını umarak, emr-i bi’l-ma’ruf (insanları iyiliğe teşvik) vazifesini yapmakta.
Allah’ın gadabından korkarak, nehy-i ani’l-münker (insanları kötülükten alıkoymaya çalışmak) vazifesini yapmakta.”
Yine buyurdular:
Dört şey var ki, onların dıştan görünüşü fazilet (üstünlük), aslı ise farzdır:
Sâlih zatlarla düşüp kalkmak fazilet, onlara uymak farzdır.
Kur’an okumak fazilet, onun emirleriyle amel etmek farzdır.
Kabir ziyaretleri fazilet, kabre hazırlanmak farzdır.
Hastaları ziyaret etmek fazilet, onlara vasiyet ettirmek farzdır.”
•
Hazreti Ali radıyallâhü anh efendimiz buyurdular ki:
“Cenneti isteyen hayırlara koşar (hayırlı işler yapmaya gayret eder.)
Cehennemden korkan (nefsin istediği) şehvetlerden uzak durur.
Ölüm gerçeğini hakkıyla bilenin, dünya lezzetlerine ilgisi kalmaz.
Dünya(nın geçici olduğunu) hakkıyla kavrayana, dünya sıkıntıları basit ve kolay gelir.”
•
Hâtem-i Esam rahmetüllâhi aleyh buyurdu ki:
“4 şey olmadan 4 şeyin varlığını iddia edenin iddiası yalandır:
Allah’ı sevdiğini iddia ettiği halde haramlardan kaçınmayanın, Resûlüllah’ı sevdiğini iddia ettiği halde fakir ve yoksulları sevmeyenin, cenneti sevdiğini iddia ettiği halde sadaka vermeyenin, cehennemden korktuğunu iddia ettiği halde, günah işlemeye devam edenin iddiası yalandır.”
•
Kötülüğün alâmeti dörttür:
Günahlarını unutmak.
Sevaplarına güvenmek.
Dünya malına sahip olmakta kendinden üstünler gibi olmaya bakmak.
İbâdetlerde kendinden aşağıları örnek almak.
İyiliğin (cennet yolunda olmanın) alâmeti de dörttür:
Günahlarını hatırlamak.
Sevaplarını unutmak.
Dinî işlerde/ibâdetlerde yani sevap işlemede, kendinden yukarı olanları örnek almak.
Dünya malına sahip olma istek ve gayretinde, kendinden aşağılara/fakirlere bakmak.