“Askerlerim ülkenize girer!..”
PTT Genel Müdürü Osman Tural’a tebrikler; birlikte yaptığımız iftarın ardından hediye ettiği “Geçmişten Günümüze Posta” adlı nefis kitabından çok istifade ettim.
Özellikle de,
“Tarihten Mektuplar” bölümünün başında yer alan “Hazret-i Muhammed”in (s.a.v.) mektuplarından.
•
Hz. Peygamber’in bilhassa hükümdarlara gönderdiği mektuplarda “İnanıyorsanız üstünsünüzdür!..” emrinin net bir şekilde tatbiki var.
Diyor ki Muazzez Peygamber:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,
Allah’ın kulu ve Resul’ü Muhammed’den Cülendaoğulları Ceyfer ile Abda’ya; Hidayete ittiba edenlere (doğru yola girenlere) selam.
Sizleri Müslümanlığa davet ediyorum; Müslüman olunuz, selâmet bulursunuz!..
Ben bütün insanlara gönderilmiş bir Peygamber’im.
Kalbi diri olana Allah’ın azâbını bildiririm!..
Kâfirlere Allah’ın azâbı yerini bulacaktır!..
Eğer sizler Müslümanlığı kabul ederseniz, sizi makamınızda bırakırım.
Eğer İslâm’ı kabulden çekinirseniz, ikinizin de hükümdarlığı elinden gider!..
Askerlerim ülkenize girer!..
Ve peygamberliğim memleketinizde hakim olur!..”
KABUL ETMEYEN SAVAŞ AÇMIŞ DEMEKTİR!..
PTT’nin kitabında yer verilen bir başka mektup:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
Siz esenlik içindesiniz.
Bahreyn temsilciler kuruluyla birlikte elçileriniz, bana geldi. Hediyenizi kabul ettim.
Sizden kim Allah’tan başka İlah olmadığına, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik eder, kıblemize yönelir ve kestiklerimizden yerse, bizimle aynı hak ve yükümlülüklere sahip olur. Kim kabul etmezse, cizye ödeyecektir. Can güvenliği açısından cizye, erkek ve kadına bir dinardır. Kim kaçınırsa, Allah ve Peygamber’ine savaş açmış demektir!..
DOĞRU OLDUĞUN MÜDDETÇE GÖREVDE KALIRSIN!..
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
Allah’ın Resûlü Muhammed’den Münzir B. Sava’ya:
Senin için eşi, ortağı olmayan Allah’a hamd ederim.
Şehâdet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Muhammed O’nun kulu ve Resûlüdür. Sana kudret ve celâl sahibi Allah’ı hatırlatırım!.. Muhakkak ki, nasihat eden onunla kendisi de nasihatlenmiş olur.
Elçilerime itaat eden ve emirlerimi yerine getiren bana itaat etmiştir.
Onların öğütlerini dinleyen benim öğütlerimi dinlemiştir.
Elçiler seni övdüler.
Ben de sen ve senin kavmin için aracılığı kabul ettim.
Müminleri iman ettikleri hâl üzerine bırak.
Kabul etmeyenleri bağışladım.
Bu yüzden onların özürlerini kabul et!..
Doğru olduğun müddetçe seni görevden uzaklaştıracak değiliz!..
Yahudi ve Mecusi olarak kalanlar da cizye ödeyeceklerdir!..
•
Hz. Muhammed (sav)'den, Bizans İmparatoru Heraklius'a:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
Selam hakikat yolunu izleyene (olsun)!
Seni bütün olarak İslâm'a davet ediyorum.
İslâm'ı kabul et ki felah bulasın.
İslâm'ı kabul et ki Allah değerini iki kat artırsın.
Ama eğer kaçınırsan, tebanın günahı da senin üzerine yüklenecektir.
Ve siz, ey Kitab-ı Mukaddes'in insanları (Ey Ehl-i Kitab!) sizinle bizim aramızda aynı olan bir söze doğru geliniz; ki biz ancak Allah'a taparız, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayız ve aramızda kimse kimseyi, Allah'ın dışında sahib (Rab) edinmez. Eğer kaçınırlarsa, şöyle deyiniz:
Şahit olun biz Allah’a teslim olanlardanız!..
•
Hazret-i Muhammed’den (s.a.v) Gassan Hükümdarı Haris b. Ebi Şimr’e:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
Selâm hidâyete uyan, bana iman edip nübüvvetimi tasdik edenler üzerine olsun. Seni, eşi ve benzeri olmayan tek bir Allah’a iman etmeye davet ediyorum.
Kabul ettiğin takdirde yerinde hükümdar alarak kalacaksın!..
YALANCI MÜSEYLİME’YE!..
Hazret-i Muhammed’in (s.a.v.) Müseylemetü’l Kezzab’a gönderdiği mektup:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla;
Allah Resûlü Muhammed’den YALANCI Müseylime’ye;
Selâm Hidâyete tabi olanların üzerine olsun.
Bundan sonra bilesin ki yeryüzü Allah’ındır!..
Onu kullarından dilediğine ihsan eder.
Hüsn-i âkıbet ise müttakilerindir.
Sen ve beraberindekiler eğer tövbe ederseniz, Allah da seni ve seninle beraber tövbe edenleri affeder!..
•
Mektuplar mektuplar…
Okudukça, O “Asil duruşa” ne kadar uzak kaldığımızı düşünüyorum.
Şartlarını ortaya koyan ve dayatan “Yüce Tavır!..”
Diyor ki Hz. Peygamber (s.a.v.)
“Kabul ettiğin takdirde yerinde hükümdar alarak kalacaksın!..”
“Kim kaçınırsa, Allah ve Peygamber’ine savaş açmış demektir!..”
“Eğer İslâm’ı kabulden çekinirseniz, ikinizin de hükümdarlığı elinden gider!..
Askerlerim ülkenize girer!..
Ve peygamberliğim memleketinizde hakim olur!..”
•
Bu mektupları okudukça… Günümüzün zalim krallarına “Buyruk” gönderecek “Hükümdar”ın özlemiyle yanıyorum!..