Serdar Arseven

Serdar Arseven

'Beyin, Kuzey Irak'ta değil… Ermenistan’da!..'

'Beyin, Kuzey Irak'ta değil… Ermenistan’da!..'

— Kara harekâtına ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın “başörtüsüne özgürlük” düzenlemesini onaylamasına denk gelen bir “Cumartesi Sohbeti”… Harekâttan başlarsak… Ne diyorsunuz, sizce faydalı olacak mı?
— Fayda derken?
— PKK’yı çökertir mi?
— Böyle bir beklenti oluşursa, gerçekleşmediği takdirde hayal kırıklığı yaşanır. Hayır, çökertmez.
— Harekât niçin o zaman?
— PKK, Dağlıca’dan bu yana maalesef genel psikolojiyi fena halde bozdu. Bilhassa TSK mensuplarının, şehit ailelerinin morale ihtiyacı vardı. ABD izni ile harekât gerçekleştirmemiz, ihtiyaç duyulan morali bir ölçüde temin edebilir.
— Moral için harekât yapılır mı?
— Yapılabilir. Medyanın gündemine pek gelmiyor ama… PKK terörü, şehit yakınlarının sisteme olan inancını bir hayli sarstı. “Şehit yakını” dendiğinde zannediliyor ki; yalnızca anne, baba, kardeş; en fazla dayı, hala, amca… Hayır, böyle değil. Bir şehit haberi en az on bin kişiyi doğrudan etkiliyor. Aile bireyleri, yakın ve uzak akrabalar, mahalleli, belde-ilçe-şehir halkı… çok şey kanıksanıyor ama şehit haberlerine alışmak mümkün değil. Ben bir yaz boyunca 20 vilayette şehit ailelerini ziyaret ettim. Bir tuhaf olmuşlar. Anne, baba, kardeşler, yetimler… Hani bazıları “şehit maaşı” aldığı daha çok da bu sayede bir “statüye” kavuştuğu için biraz teselli buluyor ama… Nereye kadar.
— Harekâtın “şehit haberlerinden etkilenen” çevrelerin gazını almak için mi gerçekleştirildiğini düşünüyorsunuz?
— Yalnızca o değil tabii. Birkaç “terk edilmiş” sığınağa ulaşılabilir. Bir “tampon bölge” oluşturulacağı, PKK’lı sızmasının engelleneceği söyleniyor. Aslında, bunun da çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum.
— Niçin?
— çok dikkat çekici: Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu aralarında elebaşlarının da olduğu çok sayıda PKK’lının Ermenistan’a geçtiğine dair kesin bilgiler almış. Bu bilgileri, devletin ilgili birimleriyle paylaşmış. Sayın Halaçoğlu PKK’lıların yeni “merkez” olarak Ermenistan’a yöneldiklerini söylüyorsa… “örgütün merkezi artık Kuzey Irak’ta değil… Ermenistan’da!..” mesajını veriyorsa… Ciddiye almak gerek.
— Ermenistan’a da girmek gerekecek, öyle mi?..
— Böyle operasyonlar, fayda verir ama nereye kadar kovalayacaksınız? Ya da şöyle diyelim: Kara harekâtı yapılmışsa, desteklemek lazım. Bununla birlikte kara harekâtının PKK’yı bitiremeyeceğini de bilmekte fayda var. Zira PKK dediğin nedir, ne zaman ortaya çıkmış daha doğrusu çıkarılmıştır? Bunlara baktığınızda, PKK’nın salt “etnik ayrımcılıktan” beslenen bir “terör örgütü” olmadığını; pek çokları gibi, “uzantılık” fonksiyonu gördüğünü unutmamak gerek. “Laik karakterli” bir “terör örgütü” olarak, “İslâmi” hassasiyetleri çok güçlü olan bölge insanının başına musallat edilen bir örgüt… Temel fonksiyonlarından biri de, Güneydoğu kaynaklı bir “şeriat tehlikesini!” ortadan kaldırmak… Müslüman Kürtlerin, güçlenmesini, kendini toplamasını, refaha kavuşmasını engellemek… Bunu bazı açıklamalardan da anlıyorsunuz zaten.
— Ne gibi açıklamalar?
— PKK çevreleri, “laikliğin teminatı” olduklarını zırvalıyor fırsat buldukça. Güneydoğu’daki cemaat faaliyetlerinden ne ölçüde rahatsız olduklarını dile getiriyor, çocukların “Kur’an eğitimi almasına” karşı çıkıyor, “dogmalara karşıyız” filan diyorlar. Bu açıdan baktığınızda, “PKK terör örgütüdür” diyemeyenin söylemiyle, “Başörtüsünü serbest bırakmak mahalle baskısına yol açar” diyenin söylemi arasında fark göremiyorsunuz.
— Ne çıkar bundan?
— Bir şey çıkmaz! Bunu söylüyorum zaten! PKK, Türkiye’nin ayağa kalkmasını engelledi. CIA raporlarında “Emperyal-Yayılmacı damarı güçlü bir halk” olarak yer bulan Anadolu insanını yıllar boyunca yedi bitirdi. Anadolu’nun iki temel unsuru olan Türklerle Kürtlerin arasına “nifak” soktu. Bizi, dünyanın en borçlu dolayısıyla da en tutsak halklarından biri haline getirdi. PKK terör örgütü, bugüne kadar yaptıklarıyla Anadolu’nun ABD ve tabii bölgedeki tek gerçek müttefiki İsrail açısından “tehlikesiz” hale gelmesini sağladı!.. ABD Ordusu’na ait silahların, PKK’dan çıktığını biliyoruz… Yani, aslında her şey o kadar açık ki.
— PKK’nın kara harekâtıyla bitmeyeceğini söylemiştiniz. Nasıl biter?
— Kolay kolay bitmez!.. Bu operasyonun “bitirici” olmayacağını bütün uzmanlar kabul ediyor. Bakın, Türkiye’nin kara harekâtı gerçekleştirmeye hazırlandığına dair bilgiler öncelikle PKK haber kaynaklarında yer aldı. PKK terör örgütünün elebaşları, kara harekâtının an meselesi olduğunu söylüyorlardı. Harekâtın sürpriz tarafı yok yani. Gafil avlanmadılar, bir başka ifadeyle. Hem… PKK sadece Kuzey Irak’ta mı? Ermenistan’a yerleşmiş işte!.. Geçiniz onu, PKK yalnızca yurtdışında değil ki. Maalesef, ülkemizde de ciddi tabanları var. PKK’ya terör örgütü demeyen DTP, grup sahibi üç partiden biri. PKK’lıların sadece Güneydoğu’da olmadıkları da malûm… Büyükşehirlere bakın. Bilhassa “meyhane-bar semtlerindeki” PKK’lı ağırlığına dikkat edin. PKK’nın başa çıkılamaz bir örgüt olduğunu filan söylemiyorum. Ancak, “Sınır ötesi harekât oldu-bittiler, bitiyorlar, çöktüler, çöküyorlar” diye düşünmek yanıltıcı olabilir, onu söylüyorum.
— Sayın Başbakan, harekâta ilişkin açıklamasında “PKK’nın tecrit edilmesi”nden bahsetti… Arkasındaki yurtdışı desteği kesiliyor mu?
— AK Parti, “PKK meselesini” dünyaya anlatmakta hayli etkili oldu. Ve çok ilginç, PKK’yla mücadeleye ağırlık vermesinden bu yana “laikçi kesimlerin” yaylım ateşinde! Gelişmeleri ıskalamayalım!
— PKK büyükşehirlerde şiddeti tırmandırabilir mi?
— çok dikkatli olmak gerek. Bütün güvenlik birimleri teyakkuz halinde. Vatandaş da etrafına daha bir dikkatli bakmalı.
— PKK vurabilir mi?..
— Vurur, ABD-İsrail isterse!.. Dikkatli olalım.
— Sayın Gül, üniversitelerde başörtüsü özgürlüğünü hedefleyen Anayasa değişikliğini onayladı. Artık Anayasa Mahkemesi’ni tartışacağız. Nasıl bir karar çıkar oradan?..
— “İptal” kararı için hukukun bir kez daha katledilmesi gerekiyor da... ‘Burası Türkiye’ gerçeğini unutmamak ve “sürprize” hazırlıklı olmak lazım..
— Diyelim ki, “esasa” girerek iptal etti. Ne olur?..
— Anayasa Mahkemesi’nin ne kadar “gerekli” olduğu tartışılıyor zaten. Bu tartışma daha da yoğunlaşır. Sayın Arınç “Meclis isterse Anayasa Mahkemesi’ni bile kaldırabilir” demişti. Bunu da tartışırız.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi