Cumhurbaşkanı’ndan “Rejimi Koruma Bahanesi”ne önemli u
Yeni Yasama Yılı açılış merasimine katılmak üzere Meclis’teydik...
Bir süre oturduğumuz muhalefet kulisinde ilginç bir tabloyla karşılaştık:
Birlikte olduğumuz CHP’liler, “Bayan Paksüt’ün tavırları çok yakışıksızdı. O esnada büyük sıkıntı yaşayan eşini izlerken çok üzüldük” diyorlardı.
Yorumsuz kaldık, mesele fazla ilgimizi çekmediğinden.
•
Kuliste makûl bir görüntü sergileyen CHP’lilerin, “Cumhurbaşkanı tarafından verilen” ve aklı başında her kul tarafından kabullenilmesi gereken net mesajlarını alkışlamamak bir yana...
AK Parti, MHP, DTP gruplarının ve askerlerin aksine ayağa kalkma nezâketini göstermemeleri dikkat çekti.
Böyle bir fark var;
“Konuşmalarında ayrımcı zihniyetini ortaya koyan ve ağırlıklı olarak da AK Partilileri hedef alan” A. N. Sezer’i her seferinde alkışlamıştı AK Partililer.
Bu arada;
Meclis’in “mizah” unsuru pozisyonundaki iki zâtın Cumhurbaşkanı’nın konuşması esnasında bağırışlarına şahitlik ettik.
Bunlardan biri “Çukurambar Çukurambar” diye bağırıyordu.
“Çukur”dan bir ses!..
•
Bu arada;
“Meclis’e milletin vekilleri için gelmiyorsunuz ama elin Obama’sı için geliyorsunuz” yollu DTP cenâhı yüklenmeleri de işe yaramış galiba!..
Genelkurmay Başkanımız ve diğer paşalarımız da, bize göre sağ üst köşedeki mevkilerine yerleşmişlerdi...
“Bu güzelliğe, Obama ve DTP vesile oldu” filan;
hatada ısrar kime ne kazandırmış.
•
Buraya kadarı mesele değil!..
Üzerinde esas durmak istediğim haliyle Cumhurbaşkanı’nın konuşması...
O kadar çok “nasıl buldun?” sorusuna muhatap oldum ki...
Tek tek cevaplandırmak yerine, bu sütundan seslenmek çok daha mantıklı.
Efendim,
Şurası özellikle dikkatimi çekti:
“KONUM VE SIFATI NE OLURSA OLSUN HİÇ KİMSE HİÇBİR NEDENLE HUKUKUN DIŞINA ÇIKAMAZ!..”
Bu “darbe yapamaz!..” demek.
“Muhtıra veremez!..” demek.
“Dava hakkında karar verme pozisyonunda olduğuna aldırmaksızın, terör örgütü sanıkları ile buluşamaz, yemek yiyemez, iş pişiremez!..” demek.
“Sahte çürük raporları düzenleyemez!..” demek.
Üzerine vazife olmayan işlere “burun”, siyasilere “dil” uzatamaz demek!..
Ona buna “ağa, mağa” diye sataşamaz...
Demek!..
Konum ve sıfatı ne olursa olsun!..
•
Aklı başındaki her vatandaşın destek vermesi gereken cümlelere devam edelim mi:
“HİÇ KİMSE, DEVLETİ VE REJİMİ KORUMAK BAHANESİYLE HUKUK DIŞINA ÇIKAMAZ!.. DEVLETİ VE REJİMİ KORUMA BAHANESİYLE HUKUK DIŞI YOLLARA BAŞVURMAK, DEVLETİN GÜVENLİĞİ VE REJİM İÇİN BÜYÜK TEHLİKEDİR!..”
•
Adres neresi...
Birileri, devleti ve rejimi korumak bahanesiyle hukuk dışına mı çıktı?..
Sayın Gül, içimizden geçeni duymuşçasına cevap verdi:
“GEÇMİŞTE BU ALANDA YAŞANMIŞ YANLIŞLIKLARIN FATURASINI HEP BİRLİKTE ÖDÜYORUZ!..”
•
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında, özellikle “açılım” meselesine ilişkin çok önemli ifadeler dikkat çekiyordu.
İki muhalefet partisini yani MHP ve CHP’yi işaret ettiği belli olan “Partili olmakla partizan olmak arasındaki çizgi kalın bir şekilde çizilmelidir. Devletin ve milletin bekasını ilgilendiren bütün milli sorunlarda aynı hedefe kilitlenmenin yolları aranmalıdır” bölümü önemliydi.
Sayın Gül;
Başta ABD’nin son dönem stratejileri olmak üzere uluslararası ve bölgesel gelişmelerin büyük çapta Türkiye’nin menfaatleriyle paralel hale geldiğinin altını çizdi...
Bu durumun sonsuza kadar devam edeceğini düşünmenin yanıltıcı olacağına vurgu yaparken de “Acelemiz var” mesajını vermiş oldu.
Eğitimde ayrımcılığa son, yargı reformuna ve ekonomik krizle mücadele tedbirlerine devam...
Hepsi önemliydi.
Lâkin, konuşmaların diğer bölümleri “HİÇ KİMSE, DEVLETİ VE REJİMİ KORUMAK BAHANESİYLE HUKUK DIŞINA ÇIKAMAZ!..” mesajının gölgesindeydi.
Zira,
Bugüne kadar, birileri çıkıp da “Rejimi korumak bahanesinin” ardına sığınmamış ve sisteme “hukuk dışı müdahalelerde” bulunmamış olsaydı, bugünkü sıkıntılarımızın büyük bir bölümüne muhatap olmayacaktık...
Terör ne, geri kalmışlık ne, kaynak yetersizliği ne?..
PKK terörünün 25 yılda kaç insanımızı ve kaç milyar dolarlık kaynağımızı yediğini isabetle hesap ederken;
Yarım asır boyunca karşı karşıya kaldığımız, “Devleti koruma bahaneli” müdahalelerin kaç vatan evlâdını yediğini ve kaç trilyon dolarımızı heba ettiğini es mi geçeceğiz!..
•
“Rejimi koruma bahaneli” müdahaleler bitmezse...
“Siyasete müdahale” anlamına gelen basın açıklamalarına filan son verilmezse...
“Açılım”dan iş çıkmaz.
“Yargı reformu” olmaz.
Ekonomi düzelmez.
“Eğitimde fırsat eşitliği” gelmez!..
•
Bundan dolayı da, Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının sadece “HİÇ KİMSE DEVLETİ VE REJİMİ KORUMAK BAHANESİYLE HUKUK DIŞINA ÇIKAMAZ!..” bölümüne kulak vermişim.
Gerisi de önemli ama!..
İşte... Ama!..