Krizin temelinde IMF var
İstanbul son dönemde uluslararası toplantıların ve etkinliklerin merkezi haline geldi. Gittikçe de bu tür etkinlikler için tercih edilen şehirler sıralamasında başa doğru çıkıyor. Fakat düzenlenen toplantıların hepsi de olumlu bulacağımız, takdir edeceğimiz türden olmuyor. Bazen toplantıların genel manzarası olumlu bir görünüm verse de çağrılan katılımcılar ve belirlenen amaçlar olumsuz görünüm veriyor.
Son olarak da global ekonomik krizle ilgili bir uluslararası toplantı düzenlendi. Bu toplantıda dikkat çeken ise IMF ve Dünya Bankası’nın vitrini oluşturmasıydı. Global ekonomik krize çözüm aranması için toplantı düzenlenmesi belki insanlığın karşı karşıya olduğu ekonomik sorunların giderilmesi açısından önemli. Ama çözümün yine çağdaş emperyalizmin kurmuş olduğu saltanatın ayakta kalmasını hedefleyecek tarzda olmasına kesin karşı çıkılmalı. Bilakis bu krizin çağımızdaki hâkim güçlerin kurduğu sömürü düzeninin yıkılması için bir fırsat olarak değerlendirilmesi ve bu amacın gerçekleşmesi için bir yere kadar global ekonomik krizden kaynaklanacak sıkıntılara katlanmanın göze alınması en uygun olanıdır.
Fakat çözüm formülü hazırlanması işinin IMF ve Dünya Bankası’na bırakılması sömürgeci düzenin ayakta kalmasını hedefleyecek bir formül uygulanmasına imkân tanınması demektir. Bugün böyle bir krizden farklı dozajlarda da olsa tüm insanlığın etkilenmesinin sebebi mühendisliğini IMF ve Dünya Bankası’nın yaptığı bir global ekonomik düzenin dünyaya hâkim kılınmış olmasıdır.
Bugün Gazze’ye uygulanan insanlık dışı ambargonun bu derece etkili olabilmesinin sebebi de global ekonomik sistemdir. Yakın geçmişte Irak’a ve Libya’ya uygulanan ekonomik ambargonun bu ülkelerde çocukları mamasız, hastaları ilaçsız bırakmasının sebebi de yine aynı sistemdi. Demek ki uluslararası faizci kapitalist sömürü düzeni olarak tanımlayabileceğimiz global ekonomik sistem, yerine göre çağdaş emperyalizmin hâkim güçlerine her ne şekilde olursa olsun itiraz edenlere karşı da korkunç bir zulüm ve baskı düzenine dönüşebiliyor. İşte bu düzen yeri geldiğinde mazlum halkların âhına uğrayarak global ekonomik kriz yaşayabiliyor. Ama söz konusu sistemde tüm toplumların ekonomik yapılarının merkezi otoriteye bağlanmış olması sebebiyle dünya çapında bir sarsıntı yaşanıyor. İşin gerçeğinde global ekonomik kriz sömürgeci güçlerin finans sistemlerinin kendi iç meselelerinden kaynaklanıyordu.
Eğer ki yaşanan global ekonomik krizden, baş haydutluğunu IMF ve Dünya Bankası’nın yaptığı uluslararası eşkıya düzeninin çökertilmesi veya en azından bu düzenin küresel hâkimiyetinin yıkılması için istifade edilemezse yarın bir gün benzer bir krizin yaşanması durumunda zayıf toplumların etkilenmesi daha büyük çapta olacaktır.
İstanbul’da böyle bir toplantının düzenlenmesi bir gerçeği daha ortaya koyuyor: Global ekonomik krizin hâlâ zihinleri ciddi şekilde meşgul ettiğini. Çağdaş emperyalizmin bazı yetkilileri global ekonomik krizin büyük ölçüde aşıldığına dair açıklamalar yapmışlardı. Bazı yorumcular da finans krizinin temelinde güven sorunu olduğunu, bu sorunun artık aşıldığını, dolayısıyla yastık altı edilen paraların piyasaya aktarıldığını ileri sürüyorlardı. Ben şahsen bu iddiaların gerçekleri tam yansıtmadığını, bu tür iddiaların gündeme getirilmesinin amacının finans krizinin aşılması için psikolojik yönlendirme olduğunu, tam aksine krizin devam ettiğini, başvurulan suni teneffüs metotlarının ileride daha büyük sıkıntılara yol açmasının da muhtemel olduğunu dile getirmiştim. Bütün bunları bir ekonomi uzmanı olduğum için söylemiş değilim. Uluslararası sistemle, sömürü düzeniyle ilgili bilgi ve müşahedelerime dayanarak söylüyordum. Bugün gelinen nokta ve düzenlenen uluslararası toplantılarda açığa çıkarılan gerçekler, krizin aşılamadığını ve özellikle küresel sistemin hâkim güçlerini ciddi şekilde endişelendirdiğini gösteriyor.
Bazılarının global ekonomik krizi de komplo teorileriyle açıkladıkları ve aslında bu işin ABD’nin bir oyunu olduğunu ileri sürdükleri biliniyor. Ben şahsen bu işin kesinlikle bir komplo olmadığına, bu krizin Amerikan emperyalizmini de küresel ekonomik sistemi de ciddi şekilde sallayacağına inanıyorum. Ne var ki yukarıda da ifade ettiğim üzere küresel sistem yüzünden bu sallantıdan tüm toplumlar etkilenecek. Soyvetler’in kurduğu sistemin çöküş merhalesinde bu sisteme bağlanmış tüm toplumlar sallantı yaşadı. Bu bir geçiş dönemiydi. Sonra bu ülkeler kendi bağımsız sistemlerine geçmenin yollarını araştırmak zorunda kaldılar.
İnsanlığın IMF ve Dünya Bankası zincirlerini kırması için bu kriz bir fırsattır. Tabii bu fırsattan yararlanmanın sıkıntıları ve zorlukları da olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.