Güven bunalımı
Bu ülkede kimse kimseye güvenmiyor, en büyük sorun bu. En hayırlı, en gerekli icraatların arkasında bile bir çapanoğlu aranıyor.
AKP açılım mı yapmış, mutlaka ülkeyi satmış, ABD nin direktifiyle hareket etmiştir. Belgeye, vesikaya gerek yok. Böyle inanmak, böyle olduğunu kabul etmek için kafi.
Açılımın ne getirip ne götürdüğü kimsenin umurunda değil. Psikolojik tatmin, hakikat duygusunun, milli menfaatlerin önünde geliyor.
İrtica ile mücadele eylem planı ile ilgili tartışmalarda öyle. Belgenin vahameti,Türkiye’yi götüreceği nokta tartışılacağına, zamanlaması tartışılıyor. Belge Habur’daki gösterilerin ardından medya’ya düştüğüne göre, belgeye inanmaya gerek kalmıyor. Eh, bir de AKP'nin işine yarıyorsa o belge düzmece bir belge olduğunun artık ispatına gerek yoktur.
Halbuki bu ülkede yaşı 30 un üzerine olan herkes darbelerin acısını yaşadı. İnsanlar evlerinde, iş yerlerinde, sokakta, mahallede ezildiler. Kimine fiili işkence, kimine psikolojik işkence yapıldı. Milletçe hayvan sürüsü yerine konulduk. Cuntacılar her fırsatta milleti aşağıladılar. Bir onbaşı bir vali’nin üstü haline geldi. Milletin devletinin yerini, cuntacıların devleti aldı. Bütün ülke içindekilerle birlikte cuntacıların, darbecilerin malı oldu. Kadınlar kadınları, bankalar kasaları, memurlar hizmetçileri oldu. Daha birkaç ay önce irtica belgesi ile ilgili İlker Başbuğ’un tavrını, üslubunu hatırlayınız. Kölelerini tedip eden efendilerin üslubuyle konuşuyordu. Biz hepimiz darbecilerin azat kabul etmez köleleriyiz ya.
Birbirimize güvensek kimse çelişkilerimizden istifade etme imkanı bulamayacak. Ama güvensizliğimizi öyle derinleştirmişler ki, birbirimizle didişmekten, bizi hepimizi istismar eden, imkanlarımızı, kaynaklarımızı ısraf edenlerden hesap soramıyoruz. Hesap soran çıkınca da kendi vehimlerimizle ürettiğimiz acabalarla kendi ellerimizi bağlıyoruz. Şüphe imanı öldürür derler. Şüphe sadece imanı öldürmez aksiyonunuzu da etkiler. Şüphe tavır almanızı, konumunuzu netleştirmenizi mani olur. Şüphenin olduğu yerde eylem yoktur.
Şu irtica ile mücadele belgesi CHP iktidarında ortaya çıksaydı bugün sus pus olanların o zaman da sükut yolunu seçmelerine imkan var mıydı? Kıyameti koparırlardı. Ama AKP döneminde çıkmış ya, şüphelenmek için bu kadarı kafi.
Birbirimize güvenirsek aşamayacağımız engel yoktur. Özgüveni olmayanlar başkalarına güvenemezler. Başkalarına güvenmek için önce insanın kendine güvenmesi, İtminanı nefs sahibi olması gerekir. Güvenmeyen, kendisine güvenmediği, kendisiyle ilgili problemler yaşadığı için güvenmez.
Demokratik açılım, kimse bizi bölemez güvenini taşırsak devam eder. PKK-DTP ihaneti,bizi birbirimizden koparamaz inancını taşırsak bertaraf edilir. Korku, vehim bizi birbirimizden uzaklaştırır, bizi birbirimize düşman eder.
Son tartışmalar göstermiştir ki en çok güvene ihtiyacımız var. Önce kendimize, sonra da birbirimize. Bu güven ortamını oluşturabilirsek problemlerimizi çok daha rahat çözebiliriz.