Serdar Arseven

Serdar Arseven

MHP Kurultayı öncesinde...

MHP Kurultayı öncesinde...

Bir “Tanınmış Ülkücü” geldi...
Ve bize, “Sayın Bahçeli’nin açılım sürecindeki tutumuna ilişkin birtakım yaklaşımların adil olmadığını düşünüyoruz” mesajını iletti.

Söz bana söyleniyor ya..
“Acaba” dedim...
Ve..
Hemen, “MHP’nin” geçtiği yazılarıma baktım...
Yerel seçimde, “Kastamonu ve Karabük”ü MHP’nin alacağını tahmin etmişiz.
Tam isabet.
MHP camiasının “olmadık işlere bulaştırılmaması” için büyük çaba sarf eden Devlet Bahçeli’nin, “açılım” sürecinde son derece tahrik edici bir üslup kullandığına dikkat çekmiş ve bu tutumun ancak “PKK” gibi çözümsüzlükten beslenen yapıların işine yarayacağını söylemişiz...
Ona da itiraz olmasa gerek.

Dedi ki misafirimiz; “Aslında sizi suçlamış değilim. Siz, olabildiğince objektif bakıyorsunuz meselelere. Ancak AKP’ye yakın bazı meslektaşlarınız hem kantarın topuzunu kaçırıyor hem de bazı olumlu adımları ısrarla görmezden geliyor.”

En çok rahatsız oldukları, “MHP’nin tıpkı DTP gibi kandan beslendiğine” dair yorumlarmış...
DTP ile aynı kefeye konulmaları çok zorlarına gidiyormuş...

Konuştukça...
“Net olarak dile getirilemeyen” bir noktaya geldik...
Sayın Bahçeli’nin üslubundaki sertlik, süreci tıkamayı amaçlamıyormuş!..
Sürecin önünü açmayı amaçlıyormuş!..

Hiç de yabana atılamayacak bu yaklaşıma göre; Devlet Bahçeli’nin bugüne kadarki tutumu “Açılım” tartışmasının “çatışmaya” yol açacak bir mahiyete bürünmesine engel olmuş.
“Ayrıntıları gözden kaçırmamak lazım” cümlesinin ardından söylenenler dikkat çekici:
-Kamuoyunun gündeminde pek yer bulmadı ama...
-Sayın Bahçeli, “açılım” tartışmalarının provoke edilebileceğine işaret etti.
-Bir genelgeyle bütün teşkilatları uyardı.
- “Tuzak ve tahriklere dikkat” dedi.
-‘Hareket’, ‘Ocak’, ‘Ülkü’, ‘Hilal’ gibi parti sembollerinin dışımızdaki bazı dernek, parti, kurum gibi oluşumlar tarafından kullanılabileceğini belirtti.
-Buradaki “Kurum’ ifadesi özellikle önemliydi.
-Süreci tıkamak isteyen bazı “Kurumlar”ın, hadi daha da açalım, “Darbeci Kurumlar”ın, MHP’nin, ülkücülerin sembollerini olur olmaz yerlerde kullanarak, camiayı “çatışma ortamına çekebilecekleri” yönünde tarihi uyarıda bulundu.

Çayından bir yudum aldıktan sonra, şöyle devam etti misafirimiz:
-Genelgedeki şu ifadeye de dikkat çekmek isterim: “Partimize doğrudan nüfuz edemeyen odakların, eski ülkücü veya eski MHP’li sıfatı ile bilinen şahıslar üzerinden makale, toplantı, söyleşi gibi faaliyetlerle tabanımızı yönlendirme, duruşumuzu sorgulatma arayışlarına karşı uyanık olunacak, bunların gerçek yüzleri ve maksatları konusunda partililer uyarılacaktır.”

-Bütün bunlar, birtakım “provokasyonlara” dikkat çağrısının ötesinde bir anlam taşımaktadır.
-Sayın Bahçeli, bu uyarıyla kendi tabanına da “Sembollerimizi olmadık yerlerde kullanmaktan vazgeçin” mesajını vermiştir.

Olmadık yerlerde?..
Mesela?..
-Maçlarda, cami avlularında, şehit merasimlerinde... Vesaire...

Evet, söylem olumlu.
MHP yönetiminin “fren mekanizmalarını” zaman zaman “böyle” çalıştırması lazım.

Doğrusu; Genel Başkan Bahçeli’nin, “açılım” sürecine destek verenleri ve hatta “kesin olarak karşı çıkmayanları” hedef almasının...
“İhanet” gibi fevkalade ağır bir kavramı her fırsatta kullanmasının son derece yanlış bir tutum olduğunu düşünüyorum.
Zamanında Başbakan’ı olan Ecevit’e hürmette zerre kusur etmediğini “kıvançla” anlatan Sayın Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e karşı takındığı tavrın, “genelgeyle” dikkatli olmaya çağırdığı “MHP ülkücüleri” için hiç de iyi bir örnek teşkil etmediğini görüyorum.
Bahçeli’nin tavrından etkilenen genç MHP’lilerden bazıları; Sayın Cumhurbaşkanı hakkında olmadık iddialar üretiyorlar.
Paketin “açıklanmasına” bile fırsat tanımaksızın, en üst perdeden “suçlamalarda” bulunmak, Sayın Bahçeli’nin işaret ettiği çevreler, “Kurumlar” için “provokasyon zemini” oluşturuyor aslında.
Sayın Bahçeli, “Gaz almak” isterken, dozu tutturamayınca böyle bir “tehlike” de çıkmış oluyor ortaya.

Kendisinin bazı durumlarda “son derece sorumlu ve dikkatli” davrandığına ilişkin bilgilere sahibim.
Mesela; “zamanın çok önemli bir ismine”...
“Bu eski paşalar buralara çok sık gidip geliyor ve arkadaşlarımızı tahrik ediyorlar. Lütfen bunları çekip alın” dediğini biliyorum.

Son zamanlardaki tavırları, “böyle davranmak mecburiyetinde” mazeretiyle izah edilmeye çalışılsa da...
“Amacı” fersah fersah aşar mahiyette.

Sayın Bahçeli’nin bu Pazar gerçekleştirilecek olan “Kurultay”da çok daha “ölçülü” bir üslup tutturmasını dilediğimizi belirterek bitirmiş olalım.
Türkiye’nin buna ihtiyacı var.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi