Haccın terbiye yönü
İlk bânisi Hz. Âdem, son bânisi Hz. İbrahim olan Kâbe, onun çevresindeki harem, haccın odak noktasıdır. Kâbe, nice peygamberlerin ve salih kulların, evliyanın uğrağı olan bir yerdir.
Harem’den kastımız Harem-i şerif değil, Kâbe’nin etrafındaki beş kilometrekarelik bir alandır. Burası kutsal olup ilahî koruma altındadır. Bu kutsal mekâna girenler, Kur’an’ın ifadesine göre, güven içindedirler. Hatta eskiden, suçlu biri kendi isteği ile bu alana girse, dışarı çıkmadıkça ona dokunulamazdı.
Hacılar işte bu peygamberler, veliler ve salih kulların uğrağı olan kutsal mekânı ziyaret etmek için yola çıkan çok mutlu ve şanslı kimselerdir. Bu açıdan bakılınca hacı, bir bakıma peygamberlerin de yoldaşı olmaktadır. Hacı onların duasından, feyiz ve bereketinden, ahlakî kemal ve üstünlüklerinden yararlanan kimsedir.
Daha başka bir ifade ile, ilk defa gidenler için, hacı adaylarıdır dememiz gerekir. Hac kurası çıkan ve bu yıl hacca gidecekler listesine dâhil olan mümin kardeşlerimizi bu mazhariyetlerinden dolayı kutluyor, başarılı bir hac ibadeti gerçekleştirmelerini yüce Mevlam’dan niyaz ediyorum.
Hacı adaylarının, bu nimetin kıymetini iyi bilmeleri ve onu en iyi şekilde değerlendirmeleri gerekir. Çünkü ömürde bir defa nasip olan ve herkese de nasip olmayan bir ibadettir hac ibadeti... Bu vesile ile hacı adayları için bir kaç söz söylemek istiyoruz. Belki bu hakir kulu da o kutsal yerlerde hatırlayıp dua ederler, böylece haccın nimetlerine ortak olmaya mazhar oluruz.
Hac ibadeti, harem sınırları içinde bulunulduğu süre içinde, her bir saniyesinin en iyi şekilde değerlendirilmesi, daha başka bir ifade ile mânevi ganimet olarak algılanması gereken çok önemli bir ibadettir. Bu ibadeti ifa ederken hacı adaylarının son derece hassas davranmaları gerekir. Aksi takdirde bir turist gibi çantası dolu fakat eli boş olarak geri dönmek de mukadderdir. Kanaatimizce hacı adaylarının şu hususlara özen göstermeleri gerekir:
¥ Hacı, evinden ayrıldığı andan itibaren, dönünceye kadar, ibadete odaklanmalı ve bütün zamanlarını buna göre güzel söz ve güzel davranışlarla değerlendirmelidir. Çünkü hac bir mevsimlik ibadettir, bu ibadette bütün bir mevsim boyunca kendine hâkim olarak yaşamak ve ilahî huzurda olmak gerekir.
¥ Her şeyden önce, hacı yüce Allah’ın misafiridir; dolayısıyla Allah’ın evindedir, O’nun haremindedir, O’nun huzurundadır, O’nun ikramları ile karşı karşıyadır, O’nun güvencesi altındadır. Hacı, bu ibadet süresince bu şuuru içinde hissetmeli ve fena fil-beyt, fena fi’l-harem, fena fi’l-mukaddes düşüncesi ile hareket etmelidir.
¥ Ömürlük bir fırsat olan hac’da dünyevî meşguliyetleri bir kenara itmeli, Mekke’de Beytullah etrafında tavaf, Kur’an’ı okuyup anlama, düşünme, iç dünyasını temizleme ile meşgul olmalı, tam anlamı ile arınmaya bakmalıdır.
¥ Kutsal topraklarda bulunduğu sürece, hacı güler yüzlü, güzel davranışlı olmalı, herkese imkânlar ölçüsünde hizmet vermeye çalışmalıdır. Çünkü buraya dünyanın her tarafından gelen hacılar, hiç şüphe yok ki Allah’ın misafirleridir. Bu kadar kalabalık misafirleri başka bir yerde bir arada bulmak mümkün değildir. Onlara hizmet verip dua almak hac yapmak kadar değerlidir. Kimin duasının ne ölçüde kabul edileceği bilinemez. Dolayısıyla Allah’a en yakın kullarla tevafuk etmek ve onların ibadetlerine ortak olmak, dualarına nail olmak bu şekilde imkân dâhiline girer.
¥ Bedenî kudrete, malî imkâna sahip olan hacılar, kutsal topraklardaki bu hacılara hayır yapmaya da çalışmalıdırlar. Zengin olanlar kudretleri ölçüsünde mal ile, diğerleri de keselerine ve bedensel güçlerine göre, birkaç şişe zemzem suyu, birkaç meyve, meşrubat yahut bir yeri tamir etmek, bir hastaya hizmet vermek, bir kimseye yol göstermek yahut başka bir hayır yapmayı ihmal etmemelidir. Bilmek gerekir ki hayrın küçüğü büyüğü olmaz. Her hayır niyete göre büyük olur.
¥ Kimsenin gönlünü kırmamaya ve herkesten dua etmeye ve dua almaya çalışılmalıdır. Dua etmek ve dua almak Müslüman’ın hayatında çok önemli bir olgudur. Hac bunun için çok önemli bir fırsattır. Milyonlarca hacının duasına ortak olmak ve onlardan dua almak önemlidir. Bunca hacı arasında elbette duası keskin insanlar vardır. Bunların duasına tesadüf etmek de önemli bir mazhariyettir.
¥ Ölmüş anne-baba, dede, nine, dost ve akraba ve özellikle evlatlar için tavaf yapmalı, onlara burada dua etmeyi ihmal etmemeli. Zira onların bizim üzerimizde hakları vardır. Eğer onlar olmasa biz olmazdık. Onların hizmeti ve eğitmesi olmasa biz bu nimetlere mazhar olamazdık. Ana-baba ve akrabanın haklarını ödeyebilmenin bir yolu da bu gibi yerlerde kendilerini hatırlayıp dua etmekten geçer.
¥ Hiçbir ayırım yapmaksızın, tüm İslam âlimleri için, eğitim ve öğretim veren öğretmenler için, okuyan, sınava giren öğrencilerin başarısı için dualarda bulunmalı.
¥ Müslümanların şuura ermesi, bilim, teknoloji ve ekonomide yeniden güçlü duruma kavuşması için ısrarlı dualarda bulunmalı.
¥ Özellikle bizi yetiştiren hocalarımıza dua etmeli. Hocanın insan üzerindeki hakkı babanın hakkından daha fazladır. Hac ibadetleri esnasında hocalarımızı hatırlayıp dua etmek daha çok feyiz ve bereket kazanmaya vesiledir.
¥ Kimsenin bu kutsal yerde ne yaptığına, nasıl yaptığına, niçin yaptığına bakmamalı; kusur aramakla uğraşmamalı; göze çarpan kusurları görmezden gelmeli, başkalarının işleri ile asla kendini meşgul etmemeli; kendi işleri, kendi kusurları ve kendi günahları ile meşgul olmalı; bunların temizlenmesi ve tamiri ile meşgul olmalı. Başkalarının kusurları ile meşgul olmak, insan için bir fayda getirmez, belki başlı başına bir ziyandır. Bu kutsal yerler ziyana uğrama yeri değil, belki hacılar için kâr kazanma yeridir.
¥ Maddi unsurlarla, çarşı pazar gezip dünyalık mallara dalmakla asla meşgul olmamalı, sadece bir defaya mahsus olmak üzere, hatıra olmak ve hediye edilmek için, Mekke ve havalisine ait bir şeyler satın aldıktan sonra, geride kalan zamanları haremlerde ibadet ederek, nefis muhasebesi yaparak yahut dinlenerek ve düşünerek geçirmeli.
¥ Hacı, Kâbe’ye ve kutsal bölgeye eşya almaya, hacılık payesi elde etmeye, ticaret yapmaya değil, kul olmaya, iyi bir kimlik kazanmaya gitmelidir.
¥ Hacının, hacdan önceki hali ile döndükten sonraki hali ve kemali arasında mutlaka bir değişiklik, bir fark olmalıdır. Hacı kimlik değiştirmeli ve yeniden doğmuş gibi sıfırdan fıtrata uygun olarak tertemiz bir hayata nail olmalıdır.
¥ Tüm hacı adaylarına bu güzelliklere nail olması ve bu hakiri de dualarına katmaları dileğimle sözlerimi noktalıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.