Dereden... Tepeden...

Dereden... Tepeden...

Mehmet Akarca yazılarımı takip eden değerli dostlarımdandır.. Hafta içinde mesajını aldım.. Mesajında bizim sık sık İstanbul dışındaki etkinliklerde boy göstermemize esprili bir yaklaşımda bulunmuş; “Yahu Sami Bey, nedir bu kadar gezmek, biraz da İstanbul’da otursana kardeşim” diyor.. Ancak ardından da eklemeyi ihmal etmiyor; “Devam et dostum, keyifli anlatımlarından mutluluk duyuyorum!..”
Sağolsun, Mehmet Beyi çok severim.. Söz ustasıdır ve ülkemizin yetiştirdiği Türkçe’si düzgün spikerlerin başında gelir.. Sadece spikerlik mi?.. Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü görevinde bulundu ve rahmetli Özal zamanında ANAP’tan bir dönem de Samsun Milletvekili oldu Mehmet Bey!.. Şimdi de ATV’nin, Ankara temsilciliğini yapıyor..
Evet, Mehmet Akarca dostuma nazire yaparcasına yine İstanbul dışına çıktım ve hafta sonunu bu defa da Eskişehir’de geçirdim.. MÜSİAD’ın kısa adı GİK olan ünlü Genel İdare Kurullarından birine daha şahitlik ettim.. GİK her zaman olduğu gibi bu defa da kalabalıktı.. Adeta bayram havasında geçti.. Her GİK’e bir Bakan getiren MÜSİAD’lı kardeşlerimiz bu sefer de Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nu davet etmişler.. Veysel Hocayı İSKİ Genel Müdürlüğü’ndeki hayırlı hizmetlerinden tanıyoruz.. Şu anda da kabinenin de başarılı Bakanlarından!.. Hoca anlattı, biz dinledik.. Bu vesileyle de bilmediklerimizi öğrendik.
MÜSİAD Eskişehir Şube Başkanı Muhittin Yılmaz ve kıymetli yönetimi, misafirlerin rahat etmeleri için azami gayret gösterdiler.. Hepsine teşekkürler..
¥
Bugünkü yazıma anonim dörtlükle devam ediyorum;
“Bir zamanlar ben de Süleyman idim..
Ateşe rüzgâra hükümrân idim..
Sanmayın Sultan Süleyman idim..
Tersanede körükçü Süleyman idim..”
Bu anlamlı dörtlük, ünvanın, şanın, şöhretin, boş şeyler olduğunu, mütevaziliğin ise en güzel hasletlerden biri olduğunu nasıl da güzel öğütlüyor..
Ve ister istemez bir şeyler söylememiz noktasında bizi de tetikliyor;
Ey Hâlık-ı Zülcelâl’in eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanoğlu!..
Neyine güveniyorsun?..
Hacmin ne?..
Boyun, kilon, ne kadar?..
Allah’ın mülkünün yanında zerrenin zerresi bile değilsin!.. Ölüm yakana yapıştığında durdurabiliyor musun?.. Hayata sımsıkı bağlı ne Karun’lar, ne Nemrud’lar, ne Firavun’lar, ne zulüm makinaları geldi geçti dünyadan!..
Ey gözünün gördüğü her şeyi elde etmek için kendisini parçalarcasına mücadele veren ve bu esnada da “helal haram ver Allahım, senin kulun yer Allahım” diyen ihtiras sahipleri..
Ey terki hayat ettikten sonra kendi üstbaşlarını bile çıkartmaktan acizleşen ve kendisini başkalarına emanet eden çaresizler ordusu..
Yani; ben, sen, o, biz, siz, onlar!.. Bir başka deyişle, hepimiz!..
Yukarıdaki dörtlükte ifade edildiği gibi Sultan Süleyman da olsak, gariban Süleyman da olsak, gideceğimiz adres belli.. Amelimiz neyse o..
Kısacası;
Kişi imanlıysa, makamı Cenneti alâ..
İmansızsa, İlâ Cehenneme Zümera!..
¥
Geçen gün arşivimi karıştırıyorum.. Güzel mısralar gördüm..
Bir tanesi Yavuz Sultan Selim Han’dan..
Ey gafil aldanma endamına fani cihandır bu/.. Kendisi aşikar, ateşi gizli külhandır bu/.. İnsafı terkeyleme, makam-ı imtihandır bu/.. Gelen gideni görmez, iki kapılı handır bu..
Bir diğeri Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi’den;
Bak kitab-ı kâinatın safha-i renginine/.. Hâme-i zerrîn-i kudret, gör, ne tasvir eylemiş/.. Kalmamış bir nokta muzlim çeşm-i dil erbâbına/.. Sanki âyâtın Hüdâ nurla tahrir eylemiş..
Bir tanesi de Hz. Mevlana’dan;
Doğru olsam ok gibi, yayla atarlar beni/.. Eğri olsam yay gibi, elde tutarlar beni/.. Doğruda aç görmedim, eğride tok/.. Eğri yay elde kalır, menzil alır doğru ok..
Son olarak Ömer Hayyam’dan;
Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek.. Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek.. Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün.. Zira senin üstünde de otlar bitecek..
¥
Son olarak, dünyada kaliteli bir yaşam, ardından da ahiret mutluluğu için nasihatlarla bezenmiş hikmetli sözlerle yazımızı bitirelim;
Bakın ne güzel tesbitler;
Emanete ihanet etmeyin.. Halinizden şikayet etmeyin.. Büyüğünüze emretmeyin.. Boş şeylerde ısrar etmeyin.. Cahillerle sohbet etmeyin.. Nefesinizi boşa tüketmeyin.. İnsanları bekletmeyin.. Etrafınızı kirletmeyin.. Kimseye lanet etmeyin... İmanınızdan şüphe etmeyin.. İnsanları katletmeyin.. Hayatınızı mahvetmeyin.. Kimseye minnet etmeyin.. Yüze karşı methetmeyin.. Kimseye küfretmeyin.. Kötülüğe meyletmeyin.. Malınızı boşa sarfetmeyin.. Kimseye beddua etmeyin.. Sırrınızı açık etmeyin.. Her şeyi merak etmeyin.. Suçunuzu inkar etmeyin.. Şerefinizi kaybetmeyin.. Vatanınızı terketmeyin..
İyiliğe niyet edin.. Büyüklere hürmet edin.. Sıkıntıya sabredin.. Aza kanaat edin.. Sözünüzde sebat edin.. Bildiğinizle amel edin.. Hatanızı kabul edin.. Daima ibadet edin.. Yaramaz ise def edin.. Varken tasarruf edin.. Alimlerle sohbet edin.. Nefsinizle inat edin.. Sofranıza davet edin.. Zararlıysa men edin.. Seviyorsanız ifade edin.. Kalpleri fethedin.. Misafire ikram edin.. Muhtaca yardım edin.. Bilseniz de istişare edin.. Tehlikeye dikkat edin.. Hakkı teslim edin.. Unutacaksanız kaydedin.. Esirgemeyin, lütfedin.. Gariplere merhamet edin.. Kazanmaya gayret edin.. Müminlere dua edin.. Çalışanı takdir edin.. Başarıyı tebrik edin.. Mazereti kabul edin.. Her an tevekkül edin.. Hastaları ziyaret edin.. Çocuğunuzu terbiye edin.. Herkese tebessüm edin.. Güvenseniz de kontrol edin.. İnanmayana ispat edin.. Fakirleri gözetin.. Hayır için sarfedin.. Bize de dua edin..
¥
TEBRİK: Kısa adı ASKON olan Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin Genel Sekreteri Mehmet Akif Bayramoğlu 14 Kasım Cumartesi günü kızını evlendiren mutlu babalar safına katıldı.. Çetin ve Bayramoğlu ailelerini tebrik ediyorum.. Sümeyra ve Fatih’e ömür boyu saadetler diliyorum..
Mutluluk duyan babalardan biri de işadamı Eyüp Ataş’tı.. Eyüp Bey de geçtiğimiz günlerde oğlu Mehmet Hilmi’nin mürüvvetini gördü..
Merve ve Mehmet Hilmi’yi tebrik ediyorum..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi