Başarı öyküleri...

Başarı öyküleri...

Yanılmıyorsam Eylül ayıydı.. İlyas Şişik’in rahmetli dedesinin cenazesindeyim.. Cemaat oldukça kalabalık.. Etrafımda dostlar, tanıdıklar ve de okuyucularım var..
Derken, genç bir adam yaklaştı yanıma ve “Selamünaleyküm Sami abi” dedi.. Tanıyamadım ve “Okuyucularımdan biridir herhalde” dedim!.. Selam veren kişi ısrarla; “Abi beni tanıyamadın ama biz seni iyi tanıyoruz hem de her gün okuyoruz, üstelik Fatih’ten de komşuyuz ve aynı sokaktanız” demez mi!..
Allah Allah, dedim.. Nasıl da çıkartamadım.. Halbuki gördüğümü de kolay unutmam!.. Uzatmayayım, genç adam kemali edeple adının “Hüseyin Güneş” olduğunu söyledi.. Tevazu dolu bir görünümü vardı Hüseyin kardeşimin!.. Ardından İlyas Şişik de geldi yanımıza ve “Sami abi, Hüseyin Beyi tanımadın mı?.. Hüseyin Bey Çift Geyik Karaca’nın sahibi” dedi..
Neyse, Hüseyin kardeşimle başladık ayak üstü Fatih muhabbetine.. Meğer Güneş kardeşler Hüseyin’in ifade ettiği gibi bizim mahallenin çocuklarıymış!.. Adapazarı’ndan İstanbul’a geldiklerinde bizim Fahribey sokağına taşınmışlar.. Biz de o vakitler İrfan Apartmanı’nda oturuyoruz.. Evlerimiz Hüseyin Güneş’le yan yana!.. Bir an hatırlayamamamın sebebi aramızdaki yaş farkından elbette.. Bizim delikanlı olduğumuz yıllarda Hüseyin Güneş ve kardeşleri henüz ilkokul çağlarında!.. Ama sağolsun Hüseyin kardeş bizi unutmamış..
Babaları Fethi Bey, çocukları İbrahim, Hüseyin, Hasan ve Cüneyt’le beraber triko mesleğiyle uğraşan bir Anadolu müteşebbisi.. İstanbul’a geliyor ve Sultanhamam’da başlattığı küçük çapta üretimini gün geçtikçe büyütüyor.. Baba ve evlatlar “bereketin birliktelikte” olduğunun idrakinde olarak beraberce çalışıyorlar ve önemli projelere imza atıyorlar.. Sonunda iş geliyor ve trikoculukta memleketimizin gerçekten ön saflarında görünen “Çift Geyik Karaca”yı satın almaya kadar dayanıyor..
Evet değerli okuyucularım; Türkiye’de gerçekten haklı bir üne kavuşan ve bir marka olan “Çift Geyik Karaca” şu an Fatih’imizin bağrından çıkan kardeşlerimizin idaresinde!..
Ve bayrak, eskisinden de ileriye taşınıyor..
Karaca mamulleri dendiğinde eskiden akla sadece triko gelirdi.. Ve biz de Fatih-Fevzipaşa Caddesi’ndeki Karaca mağazasından kazak, hırka vs alırdık..
Şimdi öyle mi?..
Müşteri, Karaca’da, trikodan elbiseye, gömlekten kemere, ayakkabıdan paltoya kadar, ne ararsa bulabiliyor.. Ayrıca hanımlar için de pek çok çeşit üretiliyor..
İstanbul’daki ana merkezin dışında, Ankara, Trabzon, Adana, İzmit, Erzurum, Adapazarı gibi şehirlerde de mağazaları var..
Evet, İstanbul’da Bayrampaşa’da devasa bir bina.. İmalat yeri, fabrika, ne sayarsanız sayın!.. Madde, iplik olarak içeri giriyor, çeşitli evrelerden geçtikten sonra karşınıza en son model bir ürün olarak çıkıyor..
Sağolsun Hüseyin kardeşim davet etti ve imalathaneyi A’dan Z’ye gezdirdi.. Gördüm ki; bizim Fatihliler, ya da “Fatihimizin çocukları” dünyayla yarışacak konuma gelmişler, hatta geçmişler bile..
Tek kelimeyle iftihar ettim..
Çalışıyorlar.. Çabalıyorlar..
Ve de yüzlerce kişinin ekmek yemelerine vesile oluyorlar..
Aslında kendileri kazanıyor gözükse de neticede kârlı çıkan Türkiyemiz oluyor!..
Allah yollarını açık etsin..
Kazançları bol dolsun..
¥
Bugünkü yazımıza konu olan başarı öyküsünün diğer aktörleri de Akbal kardeşler..
Mahmut Akbal, Eyüp Akbal ve Zeki Akbal..
Yıllar önce Konya’nın Kulu ilçesinden kalkıp İstanbul’a rızık aramaya gelen bir babanın evlatları.. Gelmişler ve başarılı olmuşlar..
Akbal kardeşler, Fuzul Otomotiv, Fuzul İnşaat derken, şimdi de İstanbul’un en mutena yerlerinden ve de çiçeği burnunda ilçelerinden Başakşehir’de dev bir Alış Veriş Merkezi (AVM) yapıyorlar..
Akbal’ların sahibi olduğu Fuzul Grup geçen hafta Taksim’deki The Marmara Otel’de bizim de davetli olarak bulunduğumuz basın grubuyla birlikte oldular ve projenin en son durumuna dair bilgi verdiler..
Evet, Olimpa, 40.000 m2 kapalı alanıyla, 100 adet mağazasıyla dev bir AVM olacak..
Olimpa’nın tasarımcıları, tüketicinin her türlü ihtiyacını aynı anda karşılamayı amaçlayan çağdaş alışveriş anlayışına uygun olarak tasarlamışlar Olimpa’yı!..
Olimpa AVM, Başakşehir’in tam ortasında, metro durağına da çok yakın bir yerde yapılıyor..
Olimpa AVM, müşterilerinin karşısına büyüklükleri 17 ile 1850 m2 arasında değişen mağazalarıyla çıkmayı hedefliyor.. 1850 m2 büyüklüğündeki mağaza hipermarket olarak düşünülüyor..
Ayrıca; mescidi, fastfoodları, kafeteryaları, sinema salonları, çocuk oyun alanları, fitness merkezi, 14 bin m2 alandan oluşan 400 araç kapasiteli açık ve kapalı otoparkları ve diğer sosyal aktiviteleriyle, açılış tarihini 10.10.2010 olarak belirlemiş Olimpa’nın yapımcıları..
Netice-i kelam; Fuzul Grup’un aziz milletimize bir bakıma armağan edeceği Olimpa AVM, Türkiye’nin ilk Regional Mall’u, yani, “Bölgesel AVM’si” olmaya hazırlanıyor..
Takip ettiğimiz kadarıyla yatırımcılarına kârlı ve farklı projeler üreten Fuzul Yapı, memleketimizin sahip olacağı ilk Regional Mall’da bir ilki daha gerçekleştirip, yatırımını müşterileriyle paylaşmak için 10 Ekim 2010’u heyecanla bekliyor..
Mahmut Akbal’ı, Eyüp Akbal’ı ve Zeki Akbal’ı tebrik ediyorum..
Ülkemizin, ana-baba duası almış, helal rızık peşinde koşan böyle müteşebbislere ihtiyacı var..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi