Kafesteki ülke

Kafesteki ülke

Almanya genel kurmay başkanı,Afganistan’da sivil hedeflerin vurulması üzerine kapının önüne bırakıldı.
Türkiye 2 yıldır merkezinde askerlerin bulunduğu andıçlar, eylem planları, darbe hazırlıkları ile çalkalanıp duruyor.Daha bir kişi bile görevden alınmadı. Ağır ithamlar altında yargılanan subaylar, birliklerinin başındaymış gibi görevlerine devam ediyorlar. Hiçbir iddia, hiçbir suçlama onları görevden almaya yetmiyor.
Darbecilerin son oyunu, kafes eylem planı.
Bazı medya organlarının suskunlukla, bazılarının dehşetle karşıladığı planla, Türkiye bir kan deryasına çevirmeyi amaçlanıyor.
Mezhep çatışması, cinayetler, toplu katliamlar bir film senaryosu yazılır gibi kurgulanıp,uygulamaya konulmuş.
İhanetin de bir sınırı olur. Hangi ülkenin askeri deniz müzesinde çocukların yığıldığı bir saatte bomba patlatmayı planlar.Müzedeki deniz altına yerleştiren bomba zamanında bulunup, ortaya çıkarılmasa şimdi belki de yüzlerce masum çocuğun ölümüne ağlıyor olacak, failleri bilmediğimiz için bilinç altımızdaki suçluları itham ediyor olacaktık.Bir bomba patlatılacak ama herkes birbirini suçlayacaktı.
Bunu bir işgal ordusunun askeri bile esaret altındaki ülkenin çocuklarına yapmaya cesaret edemezdi.
Bazıları hala Ergenekon davasına, yakalanan onca silaha,ortaya çıkan onca belgeye bir tiyatro oyunu gibi bakıyor. Keşke bu bir oyun olsa, içimizde benzerini moskofun bile yapmadığı bu ihanet planları çıkmasaydı.
Yazık ki bu bir oyun değil. Deniz müzesinde ortaya çıkarılan bombaların polis bölgesinde olmasına rağmen, jandarma tarafından alınıp imha edilmesi, delillerin karartılması nasıl bir kafese alınmak istediğimizi gösteriyor.
Aslında 1960 darbesinden beri darbecilerin ördüğü bir kafesin içindeyiz. Azıcık başını kafesten çıkaranın başı vuruluyor.Özal onun için istenmeyen adamdı, nasıl öldüğünü hala kimse açıklıyamıyor. Erdoğan’ın onun için paçalarına yapışmışlar, kah Yargı darbesi , kah medya kuşatması ile,başını ezmeye çalışıyorlar. Her şey kuşun kafesten çıkmaması, gerçek bir demokrasinin gelmemesi için.Demokrasi onların en büyük düşmanı.Gerçek bir demokraside onların dediği değil, milletin dediği olacak.Bir ABD’ye bir AB’ye kiraya verdikleri kaleleri bir, bir düşecek.Milleti satıp saltanata süremeyecekler.Onun için muhayyel tehlikeler üreterek, toplumu aslı astarı olmayan öcülerle korkutarak demokratik Türkiye’ye engel olmaya çalışıyorlar.
Bu oyun er geç bozulacaktır. Askerliği kendi milletini esir almak sanan bu darbe artıklarını, önce demokrasiye bağlı kendi meslektaşları tasfiye edecektir.Bunca suçlamaya rağmen üniformasını kirletenleri savunmakta ısrar edenler de gidecektir.Millet kendisine tuzak kuran bir asker değil,ülkesini savunan bir asker istemektedir.Asker milletin efendisidir devri geçmiştir. Bu milletin kendinden başka efendisi yoktur, olmadığını da gösterecektir.Kafesten çıkışa vesile olması temennisiyle tüm haber vaktim okuyucularının bayramını kutluyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi