Danıştay ideolojik bir kurum mu? İktidar uyuma, uyudukça sıra sana gelec
Danıştay’ın katsayı ile ilgili verdiği karar Yargı reformunun ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu gözler önüne seriyor. İrfan Sönmez dünkü yazısında Danıştay’ın bir Yargı kurumundan nasıl sol bir muhalefet örgütüne dönüştüğünü yazmıştı.
Danıştay’ın sol ideolojinin bir kurtarılmış bölgesi olduğu doğru gibi ama bu şimdi olmadı. Danıştay evvelden beri Türk solunun kalesi olarak biliniyor.12 Eylülden önce de böyleydi, sonra da şimdi de böyle.
Dönemin Devlet başkanı Kenan Evren bile zaman, zaman konuşmalarında Danıştay’dan şikâyet etmiş, kararlarının ideolojik olduğunu söylemişti.
Katsayı kararının hukuki bir karar olduğunu söylemeye imkân yok.
Daha önce yapılan müracaatları görev YÖK’ün istediği gibi düzenleme yapabilir, bizim buna karışma kendimizi YÖK’ün yerine koyma yetkimiz yok diyen bir Yargı kurumu, YÖK’ün başındakiler değişince içtihat değiştirmede beis görmüyor.
Yani sağcıya başka, solcuya başka, hukuk.
Kararlar arasındaki bu çelişki Danıştay’ın kendini sağ hükümetleri hizaya sokan, onlara muhalefet eden siyasi bir kurum gibi gördüğünü gösteriyor.
Ayrımcılığın, insanlara inançlarına göre farklı muamelenin hukuk kisvesiyle yapıldığı tek ülke her halde Türkiye’dir. Meselenin hukuki boyutunu, daha doğrusu hukuksuz boyutunu hukukçular eleştiriyor. Hukuk nosyonuna sahip olmadığım için bu hususta kalem oynatmayı doğru bulmuyorum. Ama bir kararın demokrasiye, insan haklarına, dünyadaki eğilimlere ve tabi Türk milletinin vicdanına uygun olup olmadığını anlamak için hukukçu olmaya gerek yok. Yargı haksızlığın, hukuksuzluğun, solculuğun, din ve milliyet karşıtlığının, milliyetçi, maneviyatçı hükümetlere muhalefetin odağı haline getirilemez.
Bu kararla Danıştay ideolojik davranmakta ne kadar kararlı ne kadar pervasız olduğunu göstermiştir. İşçi partisi çizgisindeki İstanbul barosu pas atmış, Danıştay da hükümetin, daha doğru bir ifadeyle milletin kalesine gol atmıştır.
Eğer bu tip tuzaklarla hükümetin önünü keseceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bizzat Yargı erkinden kaynaklanan hukuksuzluklar sürdükçe bu hükümete verilen destek eksiklerine, yanlışlarına, hatta başarısızlıklarına rağmen devam edecektir. Hangi tuzağı kurarsanız kurun millet başarısız bir AKP yi, ötekilerin tamamına tercih edecektir. Çünkü toplumun kahir ekseriyeti problemlerinin çözümünü hala öteki parti kadrolarında görmüyor. Eksikleri, yanlışları, başarısızlıkları on koldan hükümete kurulan tuzaklara bağlıyor. Onun için hükümet ne yaparsa yapsın faturasını hükümete değil, başkalarına kesiyor. Bu stratejinin yeni bir Milliyetçi-Sol koalisyonuna zemin hazırlayacağını düşünenler yanılıyorlar. CHP-MHP bir hayaldir. Bu millet adları farklıda olsa, birkaç partinin kuracağı sol bir iktidara icazet vermez. Çünkü muhayyel bir CHP-MHP koalisyonu bir koalisyon olmaz solun tek başına iktidarı olur. Bunu bu millet ANAYOL-M de denedi, bir daha denemez. Hukuk dışı kararlarla ortalığı karıştırmaya, milleti germeye, solu iktidarda tutmaya çalışanlar er geç kaybedeceklerdir. Hükümet bu akıl dışı kararı yargının iflası olarak görmeli ve şimdiye kadar geciktirdiği Yargı reformunu bir an önce yapmalıdır. Bunu daha fazla geciktirmek hükümeti de olanlardan sorumlu hale getirecektir.