CHP'nin payandası olmak
Derin bir güç, 2007 seçimlerinde başaramadığı CHP-MHP koalisyonunu önümüzdeki seçim gerçekleştirmek için şimdiden kolları sıvamış durumda.
Açılım bahanesi ile milliyetçilik yükseltilmeye,AK partinin oyları tırtıklanmaya çalışılıyor. Silopi’de DTP'nin yaptığı densizlik siyaset pazarına sürülerek ayranı kabaran milliyetçilerin hassasiyetleri üzerine zar atılıyor. İlginç bir tesadüf, irtica ile mücadele eylem planında da Ermeni açılımı ile Kıbrıs meselesi üzerinden milliyetçiliğin yükseltilmesi hedeflenmişti.
Bayram arefesinde Kamu-Sen ile CHP-DTP-İP çizgisindeki KESK’in yaptığı grevi de bir kenara not etmek lazım. Gerçek milliyetçilik hem KESK gibi bir sendika ile kol kola eylem yapmaya, hem de bayram arefesinde milleti mağdur etmeye cevaz vermez. Bayram tatiline çıkan binlerce insanın Tren Gar’larında bekletilmesi hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemez. Milliyetçinin kutsal bir günde insanları rahatsız eden, onlara bayramı zehir eden bir eylemi olamaz.
KESK’le Kamu-Sen’in flörtü sadece iki sendikanın flörtü değil, iki farklı zihniyetin sistemli bir şekilde birbirine yaklaştırılmasıdır. Bahçeli ağır ithamlar taşıyan konuşmalarında AKP ile aradaki mesafeyi açarken, benzer düşünceler taşıdığı CHP ile MHP yi yakınlaştırarak muhayyel bir koalisyonun taşlarını örüyor. AK partiden kurtulmak için başka yol bulamayan derin muhalefet şimdilik CHP ve MHP üzerinden bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor.
Böyle bir koalisyonda, CHP ye bir şey olmaz. Çünkü devlet hala CHP çizgisinde hareket eden güçlerin elinde. Ama tek başına CHP ile statükonun korunamayacağı, bunun yedek bir güçle tahkim edilmesi gerektiği görülüyor. Böyle bir koalisyonda MHP ye biçilen rol, devletin derin iktidarın elinde kalması için, CHP'ye destek olması, bir anlamda derin iktidarın payandası olmasıdır.
MHP koalisyona girecek ama CHP iktidar olacak, plan bu.
ANASOL-M koalisyonunda da MHP ye biçilen rol aynıydı. Sol’un değirmenine su taşımak.Bir zamanlar komunizme geçit vermemek için kanlarını sebil eden Ülkücülerin, milliyetçilerin kısa zaman içinde sol iktidarların taşeronu haline getirilmesi manidardır. Bahçeli’yi Ülkücüleri sokaktan aldı diye alkışlayanlar, aslında ülkücüleri Sol’un karşısından alıp, yanlarına koyduğu için alkışlıyorlar.Milliyetçiliğin içi hızla boşaltılıyor. Sağdan-soldan devşirilen kadrolarla MHP gittikçe geleneksel tabanından ve onların hassasiyetlerinden uzaklaşıyor.
Bu toplum mühendisliğinin ne kadar tutacağını önümüzdeki aylarda göreceğiz. Ama Milletin, milliyetçileri CHP nin yumruğu yapmaya çalışanlara kolay, kolay icazet vereceğini sanmıyorum. Türk milleti Milliyetçileri darbecilerin, andıçcıların, başörtüsü düşmanlarının, 28 Şubat artıklarının yanında değil, kendi yanında görmek istiyor. Şimdi Milliyetçileri seviyor görünenlerin 12 Eylül’de ülkücülere yaptığı zulümleri hatırlamasını, bu karanlık oyunda figüran olmamasını istiyor. Eleştiri, tenkit her partinin en tabii hakkıdır. Kimsenin AKP'yi beğenme, icraatlarını onaylama mecburiyeti yoktur. AK parti eleştirilebilir, hatta eleştirilmelidir de. Ama önemli olan bunu başkaları adına yapmamak, herkesin kendi adına yapmasıdır.