Başbakan'ın gazetecileri
Başbakan önceki gün yaptığı konuşmada bazı köşe yazarlarını hedef aldı. Her gün köşe yazısı yazmanın sakıncalarına deyinerek yarım saatte yazılan yazılarla ülke meselelerinin çözülmeye çalışıldığını ima etti.
Gerçekten de günlük yazanların çoğu, hiçbir derinlik, hiçbir tefekkür kırıntısı taşımayan çalakalem yazılar. Bu yazılar bir benzetme yapmak gerekirse, siyasetçilerin ayak üstü demeçlerine tekabül eder. Ayak üstü konuşmalar ne kadar derin, ne kadar çözüm üretmeye müsaitse bu yazılar da o kadar müsaittir.
Lakin Başbakan’a sataşıp, acaba bana bir cevap vermez mi diye bekleyen bir sürü medya tosuncuğu var. Kimse bunları adam yerine koymadığı için Başbakan’ın onları hedef alan bir iki cümlesi kendilerini tatmine yetiyor.
Nitekim daha Başbakan’ın sözleri medya’ya düşmeden bazı tosuncuklar televizyon televizyon dolaşıp o adam benim, Başbakan beni şey etti demeye başladılar bile. Geçmişte de benzer bir olay olmuş, Pako’nun babası bu sayede şöhret basamaklarını üçer, beşer tırmanmaya başlamıştı. Pako’nun babası dediysem sakın yanlış anlaşılmasın, Pako yazarın gayri meşru çocuğu değil, nesebi sahih gerçek çocuğudur.
Başbakan böyle bağırıp çağırarak bu yazarlara kötülük ettiğini sanıyorsa yanılıyor. Nasıl gece aleminde, şöhreti parlak biriyle halvet edenin birden bire reytingi yükseliyor, çevresindeki vatandaşların profili değişiyorsa yazı aleminde de sizi bir Başbakan’ın hedef alması birden bire kaleminizin reytingini yükseltir. Çünkü yazı alemi biraz da gece alemine benzer. Oturup kalktığınız insanlar fiyatınızı belirlemeye yarar. Öyle olmasaydı bir sürü medya maymunu başbakan beni hedef aldı diye kavgaya tutuşur muydu. Erdoğan ortaya tükürse, bu tükürük banaydı diye bazı tosunlar meydan savaşı çıkarırlardı.
Erdoğan’ın sözlerini de en çok Vatan gazetesinin tosunu sahiplendi. Aynı akşam Tv ekranlarında salya sümük o tosun benim, Başbakan beni şey etti(eleştirdi) diye neredeyse amuda kalkacaktı. Meğer bir Başbakan tarafından adam yerine konulmak bu tosunlar için ne kadar önemliymiş. Senelerdir eleştiriyorlar, küfür ediyorlar, aşağılıyorlar ama millet onları kaale almıyor. Bütün davaları birilerinin kendilerini dikkate almasıymış. Başbakan bu psikolojiyi iyi anlamalı, arada bir bu yazar esnafını hatırlamalıdır. Çünkü beyler hiç ihmale gelmiyorlar. Unutuldukça daha da saldırganlaşıp, ben buradayım, beni fark et muhalefeti yapıyorlar.
Pako’nun babası göksünü kaşıyanlar, çubuk pijamalılar diye yazmasaydı kim onu tanır, adam yerine koyardı. Baktı ki o kadar muhalefete rağmen kimse kendini dikkate almıyor, çareyi millete küfürde buldu. Bu tosunlar ihmale gelmez, en büyük korkuları şu fani dünyada onca dürtüklemeye rağmen kimsenin adlarını hatırlamamaları. Başbakan bu tosunların şifrelerini çözdüğü için arada bir onları da ihmal etmiyor. Adamların bundan ne kadar mesut oldukları Başbakan’ın eleştirilerini sahiplenmelerinden belli oluyor. Mümkün olsa bu eleştirileri kimse üstüne almasın diye paratöner takıp, hepsi benim diye dolaşacaklar. Böyle bir medya’dan ne beklenir?