Serdar Arseven

Serdar Arseven

VAKİT varken sahip çıkın!..

VAKİT varken sahip çıkın!..

Bir sene kadar oluyor...
Yurt dışındaki bir camide namazımızı kıldıktan sonra, avluda bekleyen meslektaşlarımızın yanına gittik...
Birkaç gazeteden yazar ve bendeniz...
Sohbet halindeyken, vatandaşlarımızdan bir grup bize doğru yöneldi.
¥
İçlerinden en iri yarı olanı gözünü bana odaklamıştı... Hızla üzerime doğru geliyordu... İyice yaklaştığında, ellerini havaya kaldırdı ve gür sesiyle “Allah sizlerden razı olsun!..” dedi; “Allah VAKİT’e hayat veren bütün kardeşlerimden razı olsun!..”
Böyle dedi...
Ve bana yıllardır hasretini çektiği kardeşine sarılırcasına sarıldı.
Bu mübarek kardeşimizin heyecanına, coşkusuna diğerleri de katılınca, VAKİT okuyucularıyla sohbet toplantısına dönüştü hava.
Hemen bütün yöneticilerimizin, yazarlarımızın isimleri zikredildi, hepsine kucaklar dolusu selamlar gönderildi.
VAKİT’in attığı manşetlerden misaller verildi.
Bu güzel sohbetin bir yerinde, aklıma kenara çekilmiş bulunan meslektaşlarım geldi.
Vatandaşlarımıza teker teker tanıttım...
Galiba bu hata oldu; zira tanıttıklarımdan biri de “mütedeyyin” vatandaşlarımızın hiç de hazzetmediği... Hatta nefret ettiği bir gazetenin mensubuydu. O arkadaş, son derece sıkıntılı bir durumda kaldı.
Şahsına değil de, mensubu bulunduğu medya grubunun “Din Karşıtlığına” sert tepki vardı. Grup; milletin diniyle, mukaddesatıyla uğraşmakla, vatana ihanetle suçlanıyordu.
Tepkilerden dolayı bir hayli bunalan meslektaşımın gönlü de, yine bir “sarılış” ve “Kardeş; lâfımız size değil. Sizinki ekmek davası... Bizim lafımız sizin o (p!!!...) patronunuza!..” cümlesiyle alındı.
¥
Bu böyle bir gazetedir.
Okuyucusu olmak da çalışanı olmak da büyük ayrıcalıktır...
Niçin böyledir?.. Birçok sebebi var...
Öncelikle VAKİT, bir yerlerde hazırlanmış “proje gazetesi” değildir!..
Tamamen, Anadolu’ya has o “kıyam ruhu”yla ortaya çıkmıştır!..
Ne bir hükümet, grup, ne bir cemaat... Holding, dernek, vakıf, think tank kuruluşu, asker, polis.. Arkasına bu ve buna benzer “odaklardan” hiçbirini almamıştır... Almaya çalışmamıştır.
Bu tamamen bir Anadolu Hareketi’dir. “Anadolu’nun Kıyamı”dır!..
Elli yıl sonra, yüz yıl sonra, beş yüz yıl sonra;
“Bu memlekette ne alçaklıklar, ne hırsızlıklar yapılmış...
Milyonlarca Müslüman; zorbalıkların, yasakların, iftiraların, hortumların, hırsızlıkların kurbanı olmuş da... Kimse çıkmamış mı bunlara dur diyecek!?” sorusuna verilecek karşılıktır!..
¥
VAKİT, her zorlu dönemde “direnişin kıvamını koyu tutan” güçtür!..
VAKİT, namuslu vatan evlatlarının, “süngü düşürmek” üzere olduğu bir anda “kıyama kalkan” ve alçak taarruzu püskürten Anadolu ruhudur!..
Anadolu ruhu, her zorlu dönemde bir “sembol” çıkartır...
“Darbelerle yere serilen” bu ülkeye...
“Ayağa kalk Türkiye!..” komutunu veren sembol, VAKİT’tir.
¥
Yıllardır neler yaşandı, neler yaşadık.
Tarihin en ağır davaları VAKİT’e açıldı, en ağır taarruzları VAKİT’i hedef aldı, en yaman komplolara VAKİT uğradı.
Bu gazeteye bilirsiniz ya da tahmin edersiniz mutlaka;
her ay en az 50 mahkeme tebligatı gelir.
“Moğultay ruhu”nun “oralardaki” temsilcileri “VAKİT’i kıstırdığı yerde bitirmeye” Kemalizm dinince yeminlidir!..
¥
Bütün bunlar ve çok daha fazlası bizim yaşadığımız...
Sizlere çok küçük bir bölümünü yansıttığımız zorluklar...
“Global ekonomik kriz var” diyorlar... Bu, Türkiye’yi de büyük ölçüde etkiliyormuş... Ve onun için de birçok işyerinin adam çıkartması gerekiyormuş...
VAKİT başka bir dünyada mı yaşamaktadır?..
Birilerinin bir yerlere “yaslanarak” malı götürdüğü bu medya dünyasında, VAKİT nereden destek görmektedir?..
¥
Bu gazete, hükümetlerden herhangi bir talepte bulunmuyor.
Bu gazetenin filanca güçten maddi destek sağladığını ve yayın politikasında bu durumun etkili olduğunu hangi vicdan, izan sahibi söyleyebilir?..
Yok öyle bir şey. Asla olmadı.
Ve hatta...
Belki birilerinin tuhafına gidecek ama bu gazete;
“VAKİT haricindeki” bütün ulusal medya organlarında yer alan bazı ilânları “reddetme tavrından” vazgeçmedi.
Adam hazır para getiriyor...
Varsın; darbeleri desteklemiş olsun, varsın bu millete yıllar yılı otomobil görünümlü “konserve kutularını” kakalamış olsun!..
Varsın, “Siyonizmle bağlantılı” olsun!..
Bunu kim bilecek, orasına kim bakacak?..
Ve kim bakıyor?!..
Evet... VAKİT, araya nice “dostumuzu” sokmuş olmalarına rağmen... O ilânları yani hazır paraları reddetmekte...
Sadece o paraları mı?..
VAKİT’in davalardan dolayı “uçurumun kenarına geldiği dönemlerde” (Allah eksikliklerini göstermesin) nice okuyucumuzdan ne bağış teklifleri geldi.
Mesela... Benim yaşadıklarımdan yalnızca biri:
Bir büyük inşaat firmasının sahibi (ismini kendilerine rahatsızlık vermemek için mahfuz tutuyorum), bana gelerek; “Bu memlekete büyük hizmetleriniz dokundu. Allah sizlerden razı olsun. Batırılmanıza asla gönlüm razı olmaz. Alın bu anahtarlar da benden” dedi de, (İstanbul) sağ olsun reddetti.
Bunun gibi ne bağış teklifleri geri çevrildi.
Okuyucularımızın “bağış kampanyası” tekliflerine de bin bir teşekkürle “hayır” dedi yayın kurulumuz.
VAKİT, büyük imkanlar içinde yüzmüyor... Ve hatta, bu yöndeki sıkıntılardan dolayı bazı hedeflerine ulaşmakta çok büyük güçlükler çekiyor.
Lâkin, O bir gazete;
Okuyucusuna yük olmak, derdini okuyucuları arasında bölüştürmek durumunda değil. Buna hakkının olmadığını düşünüyor.
Ama bir şeye hakkı var:
VAKİT okuyucularından daha fazla destek, daha fazla gayret istiyor.
Bu ruhun daha fazla vatandaşımıza ulaşması için biraz daha gayret...
İşte efendim; bunun için bir vesile.
VAKİT’in OSMANLI PADİŞAHLARI ALBÜMÜ.
Ben inceledim, son derece kaliteli bir eser. Kütüphanenizde mutlaka bulunmalı. Lâkin VAKİT okuyucuları, bu albümü “vesile” kılarak VAKİT ruhunu mümkün olan her vatandaşımıza aşılamaya gayret sarf etmeli.
Elimizden geleni ardımıza koymayalım, VAKİT varken!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi