Katsayı Zulmü Katmerlendi
Katsayı Zulmüne Danıştay devam demiş.
Desin.
Bu da geçer.
Zulüm payidar olmaz.
Akıl var mantık var.
Kararın gerekçesi “eşitliğe aykırı imiş”.
Nasıl oluyormuş bu?
Düz liseler üniversite için okuyormuş da, daha çok oraları onların hakkı imiş.
Bu insanlar hangi ülkede yaşıyorlar?
Tarafgirlik bu kadar mı duygularını iptal etmiş acaba?
* * *
Önce şunu söyleyelim: kaç tane düz lise var?
Bir düz lise ile fen lisesi, Anadolu liseleri, özel liseler, kolejler eğitimde eşit mi?
Hayır?
Peki aynı sınava beraber nasıl sokarsınız bunları? Aynı soruları nasıl ikisine de sorarsınız eşitce?
Hadi, cevap verin!
* * *
Hakkari ile İstanbul’daki eğitim eşit mi?
Hadi, cevap verin!
Özel ders alan, dershaneye giden zengin çocukları ile, alamayan fakir fukara, gariban çocukları eğitimde bir mi, eşit mi?
Hadi, cevap verin!
* * *
Başka bir şey söyleyeceğim.
Düz lisede mesela on tane ders varsa, meslek liselerinde onbeş ders var. Yani nerdeyse yarı yarıya daha fazla ders görüyorlar. Ama sorular düz lisedeki on dersten sorulur. Meslek liselilerin fazladan gördükleri derslerden sınavda hiç soru çıkmaz.
Bu eşitlik midir?
Peki öyleyse fazladan beş ders gören meslek dersleri çocuğunun gördüğü derslerden neden soru sorulmaz?
Bu derslerin değeri nerde kaldı sınavda soru çıkmazsa?
Bu eşitlik mi?
* * *
Diyelim sorulmadı.
Onbeş ders gören çocuk daha fazla derse çalışmak zorunda kalıyor. Çünkü bir yanda sınav dersleri, bir yanda meslek dersleri. Üstelik düz lise öğrencisinin ders saati olarak daha çok gördüğü derslerden, kendisi daha az sayıda ders gördüğü halde aynı sınava girmesi eşitlik değil, amma mecburen girer. Bu takdirde normalde düz liseli öğrenci daha baştan yüzde elli avantajlı. Çünkü mesela matematiği biri haftada beş saat görüyorsa, diğeri iki saat görüyor. Aynı soruya muhatap olması nasıl adalet olur?
Bütün bunlara rağmen meslek liseli ondan daha fazla puan aldıysa, aklı ve mantığı olanlara soralım?
1- Bu “aferin” diyecek bir başarı değil midir?
2- Başarı ise ödüllendirmek mi gerekir, cezalandırmak mı?
Aklı ve mantığı olanlar “ödüllendirmek gerekir” diyeceklerdir.
Ne acıdır ki Türkiye’de bu başarılılar yıllardır cezalandırılıyorlar.
Şimdi YÖK buna bir son vermek istedi. Fakat Danıştay “zulüm devam etsin” diyerek cezalandırdı işte. Hem de eşitlik ve adalet diyerek…
Daha çok çalışmanın ve nerdeyse imkansızı başarmanın cezası mı bu?
Başarılı olmanın cezalandırılmasından başka nedir bu?
Yediğimiz kendi evladımız yahu?
* * *
Burada ne hak ve hukuk vardır, ne de adalet.
Burada bal gibi hukukun siyasallaşması vardır. Hukukun ideolojik davranması vardır.
Nasıl oldu biliyorsunuz. Ön sıralarında daima CHP nin yürüdüğü İstanbul Barosu şikayet etti, Danıştay da isteklerini yaptı.
* * *
Hukuk eğitimden anlamaz. Bilirkişi olarak YÖK e sorar. Ona göre karar verir.
Peki olan ne?
YÖK ün kararının tam tersi!
Hani bilimsellik?
Hani branşa saygı?
Hani bilirkişiye değer verme?
* * *
Burası Türkiye.
Burada “devletin âlî menfaatleri” karşısında hukuk da hikaye.
Varsa yoksa derin devlet.
Ama olsun.
Haksızlıklar, zulümler kamçılar insanları.
Zulmün sonu da böyle gelir zaten.
Her zaman olan, yine olacaktır.
Yaktıkları ateşte kendileri yanacaklardır.
Birazcık daha sabır.
www.cemalnar.com