Ergenekon-PKK ve tuzağa düşmemek
Hatip Dicle Apo’ya ev hapsi verilerek serbest bırakılmasını istedi. Benzer beyanlar daha önce DTP sözcüleri ve bazı gazeteci-yazarlar tarafından da dile getirilmişti.
Bu beyanlardan,bölücü örgütün bütün stratejisini liderini kurtarma üzerine yapmış olduğu anlaşılıyor.Hangi demokratik açılım yapılırsa yapılsın örgüt İmralı cani’si için mücadeleye devam edecektir. Esasen bugünkü görüntüsüyle örgütün başka bir hedefi de kalmamış durumda.
Ama onu kullananlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Bugün demokratik açılımların içine en konulmayacak husus Apo’nun affedilmesidir. Bu talebi yapanlar siyasi iradenin buna evet demeyeceğini, böyle bir düşünceyi tartışmak bile istemeyeceklerini biliyorlar. Muhali talep ederek açılımları çıkmaza sokmak, kargaşayı devam ettirmek istiyorlar. Örgütü Apo’nun serbest bırakılması hedefine kilitlemek bunun dışındaki her şeyi örgüt açısından kabul edilemez ve yetersiz hale getirmek içindir.
Kısacası örgüt veya arkasındaki irade mevcut durumun devamını istiyor.
Kanın akması, gerilimin tırmanması,kavganın büyümesi bazılarının işine yarıyor.
Terör devam ettikçe siyaset kurumunu ablukaya alarak, daha özgürlükçü bir demokrasinin önünü kesmek mümkün.
Kışkırtmalar sonucu oluşan duygusallığı kullanarak siyaseti şekillendirmek, daralan hareket sahasını genişletmek mümkün. Yani tek taraflı çalışan bir süreç yok, iki tarafa da hizmet eden bir süreç söz konusu. Böyle devam ettikçe hem demokrasi düşmanları kazanıyor hem de PKK.
Terörü yaymak kavgayı örgütle güvenlik güçlerinin arasından, örgütle hedef kitle arasına çevirmeye yarıyor. PKK uzun zamandır kavgayı Güvenlik güçleriyle kendi arasında bir kavga olmaktan çıkarıp, Kürt’le, Türk arasında bir kavga haline getirmeye çalışıyor. Bunun için karşı milliyetçiliği kışkırtacak her yola baş vuruyor. Kavgayı kitlelere sirayet ettirmenin bir sebebi de Uluslar arası toplumun dikkatini bölgeye çekmek, iki toplumun bir arada yaşayamayacağına dünya kamuoyunu ikna etmek içindir. Onun için kışkırtmaların tuzağına düşenler darbecilerle, PKK'nın ekmeğine yağ sürmekten, bölücülerin değirmenine su taşımaktan başka bir iş yapmış olmazlar. Vatan,millet diye bağırmak her zaman vatana, millete hizmet etmez.
Sokaklardaki kışkırtıcı görüntüler hepimizi rahatsız ediyor.Örgütün kavgayı yaymak, toplumu istikrarsızlaştırmak, yeni militanlar kazanmak için yaptığı eylemler elbette hoş görü ile karşılanamaz. Ancak, uzun soluklu mücadeleler dizginsiz heyecanlarla değil, akılla,mantıkla,soğuk kanlılıkla kazanılır. Türkiye’nin bu çok yönlü kuşatma karşısında her zamankinden çok akıl ve itidale ihtiyacı vardır. 30 yıldır ülke meselelerini çözmek yerine gevezelikten başka bir şey yapmayanların, bir 30 yılımızı daha çalmalarına fırsat verilmemelidir. Ergenekon’la PKK'yı aynı yerde buluşturan bu sinsi oyunun bozulması bizim, yani hepimizin ferasetine bağlıdır.