Rahim Er

Rahim Er

Özür Açılımı

Özür Açılımı

Kenan Evren dönemiydi. Ağzından dökülen kanundu. Atatürk gibi fötr giyinir, onun gibi baston kullanır, kadehi onun gibi tutar, onun gibi tren penceresinden sarkar, onun gibi trenle yurt gezisine çıkardı. Bir defasında Edirne’ye gitmişti. Selimiye Camiini de ziyaret etti.
Selatin camii yıllardır tamirdeydi.
Paşa sordu:
-Bu restorasyon kaç yıldır devam etmekte?
-12 yıldır efendim.
-Cami kaç yılda yapılmıştı?
-4 yılda.
-İşte aradaki fark!!!
İşaret ettiği, camiin yapıldığı ve tamir gördüğü dönemler arasındaki farktır. O Evren ki tasvirde görüldüğü gibi katıksız Atatürkçü ve her zerresiyle cumhuriyetçidir.
“İşte aradaki fark!” çarpıcı bir tesbit.
İki yıl kadar evveldi. Bir akşam Harbiye Orduevi’ndeki yemekte masamızda iki de tümgeneral bulunuyordu. Güneydoğuyu konuşurken onlara şunu söyledik:
-Osmanlı ecdadımız, birçok, ırk, din, mezhep tarikat, cemiyet ve cemaati 650 yıl adaletle idare etti. Onun torunları olan bizler bir Kürt’ü idare edemedik...
İki generalin dedikleri şu oldu:
-Doğru söylüyorsun.
Günü kurtarma yönetimlerindeki basiretsizlik, alevi yangına çevirdi. Ucuzculuk, ufuksuzluk ve hamaset gerçekleri gölgeledi. Hadise âdeta TSK’ya ihale edildi. Kendileri çözüm yerine laf ürettiler. Bir terör örgütü durduk yere azmanlaşmadı. Sen onlara yanlışlarınla dolaylı destek verdin. Bazılarıysa terörü rant kapısı yaptı. Baskın yapılan köyde karısı-kızı askere arattırılan bir erkek delirirse onu deli eden mi, deliren mi suçludur?
Edirne’de işte aradaki fark diyen Kenan Evren Diyarbakır’da aradaki farkı göremiyordu.
Dağlara ne mutlu Türk’üm diye yazılmaktaydı.
Sloganla terör bitirilecekti...
Bir bataklık ve sivrisinek bayatlığından öte dağarcıkta fikir yoktu.
Ankara’da ise en kötü film gibi en kötü kanun çıkartılıyordu:
-Kürt yoktur!
Peki Muhteşem Süleyman’ın “ben ki Kürdistan’ın...” diye devam mefahirini ne yapacağız?
Osmanlı levhaları gibi onu da mı mermerle kapatacaksınız? Kalem erbabı, yıllarca Kürt kelimesi ambargosu yaşadık. “Güneydoğulu” diyebiliyorduk. “İmralı’yı muhatap alın” diyen Kürt, bu problemin çözümünden yana değildir. Sürtüşmenin çıkış noktasıyla bugün arasında illiyet rabıtası kurmamak da yüzeyde dolaşmaktır. Aynı köyden, aynı mahalleden Türk, Kürt analar, birbirini öldürsün diye askere evlat yollamıyor. Düşman düne kadar ne Türk’tü ne de Kürt.
Sonun başına gelindiğinde çok garip bir şekilde bir yol kazası yaşandı...
Şevkler kırılmamalı.
Açılım her şeye rağmen devam etmeli.
Bir açılım da Özür Açılımı olmalı.
Kürtler hatalarını ikrar ederek Türklerden, Türkler de hatalarını ikrar ederek Kürtlerden özür dilemeli. Bu vatan bölünmeyecek, parçalanmayacak, akıllı Türkler ve akıllı Kürtler eliyle bilakis büyüyecektir.
Zamanın bizi doğrulamasını istemez misiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi