Açılım ve terör
Metodun yanlışlığı, açılım gayretlerini zora sokmuştur. Bundan sonra hedeflerin tutturulup tutturulmayacağını zaman gösterecek.
Zamanında çerçevenin çizilmemesi, herkesin ağzına geleni söylemesine sebep olmuş, toplum nereye götürülüyoruz korkusuna kapılmıştır.
AK Parti sözcüleri de bu süreçte iyi imtihan verememişlerdir. İpin ucu kaçırılmış, uçuk kaçık fikirler demokrasinin gereği ve matah bir şeymiş gibi ileri sürülebilmiştir.
Bazıları demokrasiyi –her yolun mübah- olduğu bir yönetim biçimi zannediyor. Ağzınıza geleni söyleyecek, içinizden geleni yapacak, hiçbir kural tanımayacaksınız, bunun adı da demokrasi olacak.
Yok böyle bir şey. Demokrasi kuralsızlık değildir.
İnsan gibi yaşamak, eşit muamele görmek herkesin hakkıdır. Demokrasi bunu sağlamaya yararsa görevini yapmış olur.
Açılımlara verilen desteğin sebebi, daha gelişkin bir demokrasiye sahip olma düşüncesi ve akan kanın durmasıdır.
Kanın devam etmesi her geçen sürenin milli bütünlüğümüz aleyhine işlemesidir. Terör dünyaya bir sesleniş biçimidir. Terör olaylarının olduğu yerde bir arızanın olduğunu duyurma, dikkat çekme gayretidir. Kemal Kirişçi ile Winrow’un birlikte kaleme aldığı Kürt sorunu isimli kitapta bu gerçeğe şu şekilde işaret edilmiştir: ”(…) böylesi eylemler uluslararası dikkati üzerine çekmek ve destek sağlamak için yapılır. Devlet yetkilileri, şiddet eylemlerine çok büyük olasılıkla aynı karşılığı vereceği ve böylece yükselen bir çatışma sarmalını harekete geçireceği için bu amaca ulaşılabilir. O zaman söz konusu grup kendi kaderini tayin istemini baskıcı bir devlete karşı haklı bir ulusal kurtuluş savaşı verdikleri bahanesine dayandırabilir.” PKK-DTP çizgisinin şiddette ısrarının ve bundan niçin vaz geçemeyeceğinin sebebi bu tespitte gizlidir. Şiddet hem bir propaganda vasıtası hem de ayrışmayı gerekçelendirme ve haklılaştırmanın aracı olarak kullanılmaktadır. Siyasi iradeye düşen bu tuzağı ve ileride sebep olabileceği sonuçları görmek gereken tedbirleri önceden almaktır. Terör ve şiddetin sonuçları sadece Uluslar arası topluma mesaj ulaştırmaktan ibaret değildir. ”Askeri operasyonlar, ile toplumsal kutuplaşmanın birleşmesi, iyice asimile edilmiş Kürtlerin bile bilincini uyandırmakta, bir çok insanın kendi kökenini yeniden keşfetmesine sebep olmaktadır. Öyle ki bu diğer guruplar arasında da etnik bir bilincin uyanmasına zemin hazırlamaktadır.” Nitekim son yıllarda kökenlerini araştırma gereği duyan farklı etnik grupların tavrı bu dürtüden beslenmektedir.
Şiddetin devam etmesi, her geçen dakikanın Türkiye’nin aleyhine işlemesi demektir. Terörün etkisiz hale getirilmesi bu ayrışma, farklılaşma sürecinin durduracak, uluslararası kamuoyunda bölgede Kürtlerin ezildiğine dair kanaatleri ortadan kaldıracaktır. Bu bakımdan şiddeti durdurma maksadına matuf her hamle güçlü bir şekilde desteklenmelidir. Hükümetin açılım hamlesi bu maksada hizmet içindir. Bölücülerin elindeki en büyük silah şiddettir. Bu silah susturulmadığı müddetçe bu ayrışma, çözülme, farklılaşma sürecini durdurmak mümkün değildir. Hükümet bu defa çerçeveyi iyi koymalı, açılımın sulandırılmasına, tam tersi maksatlara hizmet etmesine fırsat vermemelidir.