Cemal Nar

Cemal Nar

Darbe Ortamı II

Darbe Ortamı II

…Evet, rahmetli babam 27 Mayıs’ı yaşamıştı. Darbe hazırlığı aşamasındaki taktikleri bilmesi gerekirdi. Askerin işin ne derece içinde olduğunu görmesi gerekirdi. Üniversitenin nasıl kışkırtıldığını, cemselerle öğrencilerin gösteri yapılacak yerlere taşındığını, öğle yemekleri için tayinlerinin askeriyeden geldiğini,basın ve yayının vs. bilmesi gerekirdi. Bu anarşi ve terörün kargaşa ve kaos çıkarmak için yem olarak oltaya takıldığını bilmesi gerekirdi. Ama işte onu görememişti.

Bu yüzden o sıralarda Kayseri’de bir paşanın emir eri olarak askerlik yapan abim aracılığıyla o paşaya “Paşam daha ne bekliyorsunuz, vatan elden gidiyor” ifadeli mektuplar yazardı. Derken 12 Mart muhtırası ve ülkeye çekidüzen verme darbesi geldi.

Babamla aramızdaki en önemli görüş ayrıldığımız herhalde buydu. Aradan 12 Eylül de geçti. O evlatlarını koruma refleksi ile olsa gerek, bu anarşi ve terörün bitmesi gerektiğini söylerdi.

İyi de kim bitirecekti?

Demirel ve hükümeti askere her imkanı veriyor ve “bitir” diyordu. Sıkıyönetim, para, imkan… her şey ordunun emirlerine amadeydi. Ama terör bitmiyordu. Sonra 12 Eylül oldu ve bir günde bıçak gibi kesildi terör. Haklı olarak soruldu: “11 Eylülde var olan terör 12 Eylülde, yani bir gün içinde nasıl bitti?”

Sırrı sonra anlaşıldı. Sağcılara da, solculara da silahı veren aynı eldi. Hatta aynı silah sabahleyin bir sağcıyı, akşamleyin de bir solcuyu vuruyordu. Nasıl oluyordu bu?

Sonra anlaşıldı ki, bunlar darbe yapmanın meşruiyeti için planlanmış ve uygulanmış organize işlermiş. Hatta Bedrettin Demirel açıkça söylemişti: “Darbe daha önce planlanmıştı ama, ortam iyice olgunlaşsın diye biraz daha bekletildi.”

Yani daha çok ölüm olsun da babam gibi devletine, hükümetine, kurumlarına ve ordusuna inanıp güvenen zavallı halk, “Nerdesin ordu? Gel bizi kurtar” desin.

Bu günlere bakıyorum da tam da 12 Mart, 12 Eylül’e benzer günler yaşıyoruz. Birileri vuruyor, kırıyor ve halkın “nerdesin ordu, gel bizi kurtar” demesini, “ordu göreve” diye pankart açmasını bekliyor.

Tertipli mitingler de olmadı değil. “Ordu Göreve” pankartları da açılmadı değil. Ama yeterli olmadı. Çünkü halk yoktu orada. O pankartı şu malum üniversiteliler açmıştı. Onlar halktan sayılmazdı. Kendileri saymazlardı çünkü. Halka gelince, zaten hiç olmamıştı zaten bu tür oyunlarda.

Çok bekler!..

12 Eylül nasıl bir cehennem yaşattı bunu unutmadık. Canlar, mallar, ırzlar, namuslar, şeref ve haysiyetler, haklar ve hukuklar nasıl ayaklar altına alındı, ezildi, çiğnendi biliyoruz. O nazik, kibar ve centilmen görünen adamların aslında nasıl bir canavar olduğunu çok iyi biliyoruz. Allah bir daha göstermesin!..

En kötü sivil idare ve en kötü demokrasi, en iyi darbeden (!) daha iyidir. Sözün gelişi “en iyi darbeden” dedik. Bakmayın siz bazı beyinsizlerin dediğine, hiçbir darbe iyi değildir ve asla olamaz da. “Bizim darbe” alçaklığı sanırım hüsn-ü kabul görmüyor artık.

Ey halkım!

Tarihten ders alalım ve merhum babalarımızın düştüğü tuzağa artık biz düşmeyelim. Sokulduğumuz yılan deliğine parmağımızı tekrar sokmayalım. Sakin ve ağırbaşlı olarak sorunlarımızı çözmeye çalışalım. Devletin gücü isterse her kötülüğü ezmeye yeter. Bunu talep edelim. Maşa varken elimizi yakmayalım.

Bunun ötesi cehennemdir. Darbe yapmayı planlayan adamların içinde bu sefer çok büyük kin ve nefretler vardır. Allah korusun, eğer başarılı olursa, ne ülke kalır, ne halk kalır, ne de din iman kalır.

Onun için aman dikkat edelim, aman anarşiden uzak olalım, aman sorunlarımızı siyasetle ve akıllıca çözelim.

Evet, Ergenekon ve cunta iş başında olabilir, puslu havaya bakarak kurtlar sokaklara saldırabilir, balık avlamak için suyu bulandıracaklar çıkabilir, herkes üstüne düşeni yapsın, düşmeyene karışmasın ve bol bol dua etsin.

Allah Teâlâ bu belayı da kaldırsın üstümüzden ve bizi birbirini seven kardeşler eylesin. Bunun gereğini görmemiz için basiretimizi açsın.

Amin.

Bu son dalga da atlatılırsa, bizi kimse tutamaz biiznillah. Üstad’ın dediği gibi “taş bağırda, sular dizde” gidiyoruz. “Tekerlek tümsekte kalmayacaktır.” Bu bela ve imtihanın arkasında “ebed bizimdir.”

İnşallah!..

www.cemalnar.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi