İran’ın hataları

İran’ın hataları

Ne Suruş’un Hamaney’i ağır bir dille eleştirdiği mektubunu yazacağım...

Ne de El-Kuds El-Arabi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülbari Atwan’ın “İran Irak’ı karıştırabilir” başlıklı makalesini...

Ayetullah Muntazari’nin vefatının ardından Kum’da, İsfahan’da ve Necefabad’da yüzlerce muhalifin polisle çatıştığından veya Üsame Bin Ladin’in ailesinin İran’da rehin tutulduğundan da bahsetmeyeceğim.

Bugün, Arap Dünyası’nda İran’ı savunduğu için bazı kesimler tarafından ‘İran kalemi’ olmakla suçlanan Filistin asıllı yazar Yasir Ez-Zeâtira’nın değerlendirmelerine yer vereceğim.

Yasir Ez-Zeâtira ne Siyonistlerin ne de Amerika’nın adamı...

Arap rejimlerine muhalif tavrıyla ve direnişi destekleyen duruşuyla bilinen bir isim...

El-Cezire’nin internet sitesinde geçenlerde “Ahtaau İran tusaahimu fii azlihaa Arabiyyen” (İran’ın hataları Araplar tarafından soyutlanmasına yardımcı oluyor) başlığıyla bir analizi yayınlandı.

İşte bu makaleden bazı alıntılar yapacağım.

Arapça bilenlerin makalenin tamamını okumasını öneririm.

Arap ülkelerinin İran’a karşı tavırlarının sadece Amerika’ya yaranmak maksadıyla olmadığı değerlendirmesinde bulunan Yasir Ez-Zeâtira, Arap ülkelerinin İran’dan gerçekten korktuğunu ve İran’ın da yanlış politikalarıyla bu korkuları beslediğini söylüyor.

Bu noktada Ez-Zeâtira; ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral David Petraeus’un İran ile ilgili sözlerini hatırlatıyor.

Petraeus, Fox News kanalına yaptığı açıklamada, “Ortaklıklarımızı geliştirdiğimiz bu dönemde, İranlılar hâlâ Ortadoğu’yu ve Orta Asya’yı kapsayan Merkez Kuvvetler Komutanlığı için en iyi asker sağlayıcılar” demiş ve İranlı liderlerin Körfez’in karşı yakasındakileri kaygılandırdığını söylemişti.

Filistinli yazarın işaret ettiği bu konuda Araplar arasında gerçekten şöyle bir inanç var:

“Av köpeğinin avı ürkütüp avcının eline düşmesini sağladığı gibi, İran’ın Körfez ülkelerini tehdit eden açıklamaları ve politikaları da bu ülkelerin Amerika’nın kucağına düşmesine neden oluyor.”

Petraeus’un sözleri işte bu inancı doğruluyor.

Yasir Ez-Zeâtira’nın İran politikalarını hatalı gördüğü bir konu da Irak...

İran’ın ısrarla Irak’ı kendisine bağlı mezhepçi bir devlet olarak görmek istemesine ve işgalden bu yana Sünni Arapların hedef alınmasında İran’ın rolüne değindikten sonra İran’ın Irak’ta mevcut politikalarına devam etmesi halinde Arapların ve Sünnilerin de İran’a karşı hassasiyetlerinin devam edeceği uyarısında bulunuyor.

İran’a, Irak’ta mezhepçiliği bir kenara bırakan ve vahdeti öne çıkaran daha olumlu bir politika izlemesini öneriyor.

Yasir Ez-Zeâtira, Şii mezhebini yayma faaliyetleri etrafında koparılan fırtınayı mübalağalı bulduğunu söyledikten sonra, İran’ın etekleri altından çıkan bu tür faaliyetleri dizginlemesi gerektiğini belirtiyor.

Filistinli yazara göre İran’ın işlediği hatalardan biri de Husiler...

Husiler konusunun karmaşık olduğunu ifade ettikten ve bu sorunla ilgili en büyük günahın Yemen rejimine ait olduğuna inandığını söyledikten sonra İran’ın bu konudaki hatalarını şu şekilde sıralıyor:

“Zeydilerden küçük bir grubun Caferi mezhebine geçirilmesi, Husilerin silahlandırılması ve savaşa açıkça müdahale anlamına gelecek siyasi söylem...”

Yasir Ez-Zeâtira, İran’ın Husiler konusundaki mezhepçi söyleminin, bölge ülkelerindeki Şii azınlıkları ‘Tahran’ın truva atı’ gibi gösterdiğine de dikkat çekiyor.

Filistinli yazarın “dost acı söyler” prensibiyle dile getirdiği bu hatalar ve uyarılar, Tahran’daki yönetim tarafından ne derece kabul görür bilemeyiz...

Fakat en azından, kara propagandanın etkisiyle gözleri kapananların belki bir ölçüde gözlerinin açılmasına vesile olur.




Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi