Velev ki yok!
Yıllardan beri ‘Var mı yokmu?’ diye tartışılan JİTEM hakkında yine bir ‘yalanlama açıklaması’ yapıldı. Genel Kurmay’ın yaptığı, muhtevası yeni olmayan son açıklamaya göre JİTEM diye bir kuruluş hiç olmamış.
İsterseniz konu ile ilgili bilgilerimizi bir tazeleyelim:
Ergenekon soruşturması çerçevesinde başlattığı soruşturma neticesinde JİTEM’le (Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele) ilgili ilk kez dâvâ açıldığı görülmüştü.
Soruşturma sonunda Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve sadece itirafçıların yargılandığı dâvâda yeni bir gelişme yaşandı. Genelkurmay Başkanlığı mahkemeye gönderdiği yazıda, JİTEM’in olmadığını belirtti. Mahkemeye ulaşan ve Genelkurmay Ceza Hukuk İşleri Şube Müdürü imzalı yazıda, “Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulmuş (JİTEM) adında herhangi bir birim mevcut değildir” denildi. (Vatan, 31 Aralık 2009)
Genelkurmay Başkanlığı bu yönde açıklama yaparken, konu ile ilgili olarak ‘uzman’ kabul edilenler aksini iddia ediyor. Meselâ, eski bir emniyet istihbarat şube müdürü, aynı dâvâ için talimatla verdiği ifadede; “JİTEM Güneydoğu’da yasadışı öldürme ve kaçırma eylemleri yapıyordu” demiş. (agg.)
Bizim bu konudaki ‘şahit’liğimizin bir kıymeti harbiyesi olmaz, ama yedek subay olarak askerliğimizi yaptığımız dönemde ‘ordu evi’nde tanıştığımız bazı astsubaylar kendilerini “JİTEM’de çalışıyoruz” diye tanıtmışlardı. Tabiî o dönemde bu konular bugünkü gibi gündemde değildi. Dolayısıyla “JİTEM var mı yok mu?” tartışması da yapılmıyordu ve biz de “Olmayan bir kurumda nasıl çalışırsınız?” diye sormamıştık...
Aslında JİTEM’in var olması, ya da yok olması neticeyi pek değiştirmez. Çünkü biliyoruz ki “isimlerin değişmesiyle hakikatler değişmez.” O halde “JİTEM var mıydı, yok muydu?”dan önce, yaptığı iddia edilen hadiselerin olup olmadığını tartışmalıyız. Meselâ, onlarca ya da yüzlerce “Fail-i meçhul cinayet” işlendi mi? Mahkeme kararlarına konu olduğuna göre -sayısı tartışılsa bile- bu cinayetlerin işlendiği görülüyor. Öyle ise bu cinayetlere sebep olanların ortaya çıkarılması lâzım. Farz edilsin ki JİTEM yok. Peki, onlarca ya da yüzlerce fail-i meçhul çözülmüş oluyor mu? JİTEM diye bir kuruluşun olmaması, neticeyi değiştiriyor mu? İnsanları sorgusuz sualsiz kurşuna dizenler varsa ve bunlara hesap sorulmuyorsa problemi çözmüş oluyor muyuz?
“JİTEM maaş bordroları”nın gazetelerde (Taraf, 30 Aralık 2009) yayınlandığı günlerde “JİTEM yoktur” açıklaması insanları ikna etmiyor. Bu açıklamalardan önce, JİTEM’e atfedilen yanlışların yapılıp yapılmadığının açıklanması gerekmez mi? Meselâ, “JİTEM ya da benzeri kuruluşlar vardır, ama hiçbir kanunsuz işe bulaşmamıştır, kanunların gereği yerine getirilmiştir” denilebiliyor mu? Bu açıklamanın yapılabildiği gün, problemleri geride bırakmış oluruz. Aksi halde “Var mıydı, yok muydu?” tartışması daha uzun süre devam eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.