Osman Bey’den yöneticilere öğütler...
Aşağıda maddeler halinde okuyacağınız tavsiye ve öğütler, Osman Bey’in, oğlu Orhan Bey’e nasihatıdır. Bu nasihat, her ne kadar ilk nazarda devlet yönetimiyle ilgili olduğu zannedilse de sadece devlet yönetenleri değil, zamanımızda âmir durumunda olan bütün yöneticileri de ilgilendirmektedir. Dikkatle okunursa, bu nasihatın içinde birçoğumuzu ilgilendiren mühim noktalar olduğu görülecektir. İnsanları yönetme durumunda olan, hatta şirket ve holdinglerde söz sahibi olanlara kadar herkesin dikkatle okumasını arzu ederim. Ehemmiyetle arzediyorum:
¥ “Dinî vazifelere daimâ diğer işlerden daha fazla önem ver. Zira buna dikkat etmek, dinin ve devletin düzgün olmasına sebep olur.
¥ Dinî hususlara ehemmiyet vermeyen, dinsizliğe, itikadsızlığa meyleden, büyük günahlardan kaçınmayıp sefahate ve israfa dalan şahıslara devletinde iş verme. Zira Cenab-ı Hak’tan korkmayan, kullarından hiç korkmaz. Büyük günah işleyenin sadâkatı olsa, ümmeti olduğu Peygamber-i Zîşan’ın doğru tebliğleri üzere hareket edip şeriatın dışına çıkmaz.
¥ Zulümden ve bid’attan (dine sonradan sokulan şeylerden) son derece kaçın. Seni zulüm ve bid’ate teşvik edenleri devletinden uzaklaştır. Çünkü öyle kimseler, seni elindeki imkanı kaybetmeye yönlendirirler.
¥ Dâima cihad ederek memleketini genişlet. Çünkü uzun müddet sefere çıkılmazsa, askerin kahramanlığında ve kumandanların (harbe ait) ilim, tedbir ve bilgilerinde noksanlık olur. Sefer işlerini bilenlerin vefat etmeleriyle yerlerine tecrübesiz kimseler gelecektir. Onların acemiliklerinin sebep olacağı noksanlıklar sebebiyle yaşanacak utanç ve görülecek mağlûbiyet, devlet için büyük bir ayıptır.
¥ Devlet hazinesini koruyarak devletin servetini çoğaltmaya çalış. Gerekli masrafların dışında para harcamamaya çok dikkat et.
¥ Cenab-ı Hakk’ın rızasını kazanmak için doğrulukla ve devlete bağlılıkla çalışarak ömrünü harcayan devlet adamlarına değer ver. Bu kimseler vefat ettikten sonra, onların evlat ve âilelerini de koru.
¥ İhtiyaç sahiplerinin her türlü ihtiyaçlarını karşıla ve idaren altında bulunan hiçbir kimsenin malına el uzatma.
¥ Yardım edilmeye muhtaç olanlara yardım ve ikramda bulun. Bunların yakınlarının da ihtiyaçlarını gör.
¥ Askerler devletin ruhu ve en önemli birimidir. Onları vazifelerinde en güzel şekilde kullanmaya çalış.
¥ Âlimler, değerli kimseler, edipler ve kâtipler devlet bedeninin kuvveti durumundadır. Onlara değer ver.
¥ Bir yerde değerli bir kimse olduğunu duyduğunda, onu gönül alıcı bir şekilde memleketine getir; dirlik (toprak, rahat geçim imkanı) ver, ihsanda bulunarak memleketinde yerleşmesini temin et.
¥ Hükümdarlığın müddetince âlimler, fâzıllar ve bilgi sahipleri çoğalsın ki, şeriat işleri ve devletin siyaseti nizam bulsun.
¥ Kesinlikle askerinin çokluğuna ve mala gururlanma.
¥ Şer’i şerif (din) ehlini kendinden uzak tutma.
¥ Benim halimden ibret al. Ben buralara zayıf bir karınca gibi geldim. Hak etmediğim halde Allahü Teâlâ’nın bunca yardımlarına kavuştum. Sen de benim yolumdan git.
¥ İslam dinini ve yönetimin altındakileri koru.
¥ Hem Allah’ın hem kullarının hakkını yerine getir.
¥ Hazineyi devamlı olarak kontrol altında tut. Sana ait olana ve şeriatın müsaade ettiği kadarına kanaat et. Devletin ihtiyaçları dışında mal harcamamaya gayret et.
¥ Senden sonrakilere de bu şekilde nasihat etmeyi ihmal etme.
¥ Adaletli olmaya ve zulmü kaldırmaya devam et.
¥ Teşebbüs ettiğin her işte Cenab-ı Hakk’ın yardımını iste.
¥ Yönetimin altındaki insanları, düşmanların ve zâlimlerin tasallutlarından koru.
¥ Haksız yere, hiçbir kimseye lâyık olmadığı muâmelede bulunma.
¥ Kin ve garazdan uzak dur.
¥ Doğru yoldan ayrılmaktan kaçın.
¥ Halkı hoşnut et...”
(Târih-i Atâ, 1, İstanbul, s. 8-10.)