Zurnanın ‘zırt’ dediği yer...
Bendeniz zurna çalmayı bilmem, bilmem de gerekmez; pek sevmem zaten. Ama yapılmakta olan işin en hassas en can alıcı yerinde karşılaşılan bir aksaklığı ifade etmesi manasına 'zurnanın zırt dediği yer' sözü, Mısır Devlet Başkanı'nın ve yönetimin son zamanlarda düştüğü hali güzel ifade ediyor.
Sen kalk ta İngiltere'den yola çıkıp Fransa, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Suriye ve Ürdün üzerinden geçip; uğradığı her ülkede ulaştırılacak yardım malzemeleri ve gönüllü sayısı açısından biraz daha zenginleşerek Mısır kapılarına dayanan Gazze'ye Özgürlük Konvoyu'nu önce Akabe Limanı'nda günlerce beklet, ardından: 'Sizi Kuzey'den alacağım' diye tekrar Suriye'ye gönder ve El-Ariş Limanı'na tıktıktan sonra tekrar bekletmeye başla...
Gazze'ye yönelik ambargoyu birazcık olsun kırmak amacıyla, geçen sene İsrail'in yaptığı saldırıların yıldönümünde orada olmayı hedefleyen; Filistinlilere çoğu ambulans olmak üzere kullanabilecekleri araçlar ve sağlık malzemesi taşıyan konvoyda, 20 değişik ülkeden Müslümanlar, Hıristiyanlar ve bildiğimiz kadarıyla Yahudiler var...
Gazze'ye Yol Açık Konvoyu, tamamen insani amaçlar taşıyan ve bütün dünya tarafından da ilgi ve merakla takip edilen bir konvoydu ve ortak kanaat, Mısır'ın konvoyu heyecanla karşılayıp, Refah Kapısı'ndan Gazze'ye girmesine gereken kolaylıkları göstereceği şeklindeydi...
Ama olmadı, olamadı...
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, tamam, 'hassas' Müslümanlar tarafından pek sevilmez. Ama yine de kendisi ve yönetimi için mülahazat hanesinin açık olduğu, hoşa giden ve gidebilecek davranışları olduğu zaman kendisine hayır dualar edilebileceği söylenebilir.
Gazze Konvoyu, böylesi bir durum için büyük bir fırsattı aslında.
Ama nedense, Müslümanların ve hatta insanlığın kendisi ve yönetimi ile alakalı olumlu hisler besleyebileceği bu fırsatı da kaçırmayı tercih etti, Mübarek yönetimi.
İsrail ya da ABD'nin baskısı sebebiyle mi ya da Mısır'ın çok aktif olmadığı bir hareketin başarı kazanmasını istemedikleri için mi, bilmiyoruz. Sebepler çok önemli de değil zaten.
Tamamen insani amaçlarla yola çıkan bu konvoyun hedefine ulaştırılmasından başka çare olmadığını biliyorduk sadece...
Ve Mısır Yönetimi tarafından çıkarılan bir sürü problemden sonra netice olarak olan da bu oldu.
Binlerce kilometre yol kat edip Akabe Limanı'na vasıl olunca sebepsiz yere günlerce bekletilen; neden sonra El Ariş Limanı için söz alınca tekrar Suriye'ye taşınıp oradan bahsedilen limana vardıkları halde, tekrar sıkıntılarla karşı karşıya bırakılan yüzlerce insan ve onları heyecanla takip edenlerin duyguları, Mısır yönetimini ilgilendirmiyordu belki.
Ama ya Mısırlıların duygu ve düşünceleri?
El Ariş Limanı'nda gönüllüleri taş yağmuruna tutan ve birçoğunu yaralayan güruh hariç, Mısırlıların tamamının konvoydakiler gibi düşündüklerine eminiz.
Mısır yönetiminin Gazze'ye Özgürlük Konvoyu'na reva gördüğü muamele, İslam Alemi'nin çeşitli ülkelerinde halen hükümferma olan, halkına ve onun değerlerine yabancı yönetici zihniyetin, eninde sonunda nasıl davranabileceğini göstermesi açısından bir ibret vesikasıdır.
Mısır'ı yöneten zihniyet, tamamen insanı amaçlarla gerçekleştirilen Gazze Konvoyu olayında, eninde sonunda Gazze'ye ulaşmasına müsaade etmiş olsa da, sınıfta kalmıştır.
Yönetimlerinin Gazze Konvoyu olayındaki tavır ve davranışlarını değerlendirmek de, artık Mısırlıların işi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.