Duvarı nem, insanı gam çürütür!..

Duvarı nem, insanı gam çürütür!..

Ey sevgili dost;
Muhatabını dinlerken, iç sesini kontrol etmeyi öğrenmelisin.. İşitmek, dinlemek değildir.. Muhatabını anlamadan ona geri bildirim sunamazsın..
Temizlik, tertip, düzen, güzeldir, ama ifrata gitme ve kendini imajın kulu haline getirme.. İmajın değil takvanın sahibi ol.. İmajı kullar, takvayı Allah (cc) değerlendirir!..
İnsanlara yaranamazsın ey kardeşim!.. İnsanların rızası erişilmeyen bir makamdır.. Ne yaparsan yap, insanlar aleyhte olabilirler.. Rıza-yı İlahi’yi esas maksat yapmaya bak!.. Allah senden razı olduktan sonra, bütün insanlar seni beğenmese ne gam!.. Allah senden razı olmadıktan sonra bütün insanlar senden yana olsa, ne fayda!..
Önemli olan, üzerine düşeni yapmandır.. Bazı peygamberlerin bir tane bile tâbisi yoktu ama Allah katında peygamberdiler.. Bazı ideâllerin gerçekleşmiyor diye üzülme.. Dünyada her istediğine sahip olamayabilirsin.. Bilemeyiz, belki bu da ayrı bir nimettir.. Öyle ideâller vardır ki, o yolda mağlup olmak bile, şereflerin en büyüğüdür..
Kaçamayacağın en büyük otorite, vicdanındır.. Vicdanın seni mahkûm ettiyse, hiçbir mahkeme sana beraat veremez, ama vicdanının “o vicdan” olması gerekir!..
Davranışlarını sürekli kılmak istiyorsan, onlara yüklediğin anlama bakmalısın.. Güçlü anlamlar yüklediğin davranışlar süreklidir ve fevkalâde iz bırakır..
Para için dövüşen boksörle namus için dövüşen boksör bir olur mu?.. İşte o zaman, hayatın mahiyetini iyi anlamalısın..
İmâm-ı Şafi Hazretleri şöyle buyurur; “Kimin batınınaysa himmeti, batınından (midesinden) çıkan kadardır kıymeti”..
Eğer, öküzlerle inekler konuşabilselerdi, mevzuları “yem” olurdu.. Hayat, kendisi için lâzım olan şeylerin özü değildir.. Araçları hayat zannetmek, samanı ideâl haline getiren ineğe yakışır.. Bir hedefe gitmek için lâzım olan araçlar, hedefin kendisi değildir..
Bir de şu husus çok önemlidir: Hedefe ulaştığında sevin, ama hedefe yapışma!.. Hedefe varmakla hedefe yapışmak, farklı şeylerdir..
Ey güzide insan;
Zalimlerin her tarafı kana buladığı çağlarda, zamanın gücü olmak, vaktin vacibidir.. Aksi halde, kendi evinde esir alırlar seni!.. Güçlüler başka ülkelerde bile ev sahibidir.. Güçsüzler, kendi ülkelerinde bile misafirdir..
Zayıflar hep eşitlik ve adalet ister ancak bu güçlülerin umurunda değildir.. Hakkını koruyamazsan, hiç olmazsa zalimlerin önünde eğilme!.. Aksi halde, ruhun cesedinden önce ölür.. Kahramanlar bir kere ölürler fakat kahramanca ölürler.. Korkaklar ise, her an ölmektedir..
Allah (cc) büyüktür.. İslâm büyüktür.. 1400 küsür senedir, ezanlar, “Allahü Ekber” (Allah en büyüktür) diye haykırıyor.. Bu büyük dinin müntesiplerine zillet, cebanet, meskenet yakışır mı? Büyük dinin müntesipleri, nasıl küçük kalabilir?..
İnsan hayatının en önemli kilometre taşlarından olan evlilik için de birkaç söz edelim..
Mutluluk parfüm gibidir.. Kendine bulaştırmadan başkasına bulaştıramazsın..
Evlilikte muvaffakiyet için, önce kendini iyi tanımalısın.. Aldatmanın en kötüsü, insanın kendini aldatmasıdır.. Hiçbir insan, ihsanını ucuza satmaz.. “Sığınmanın adını evlilik koyma, evlilik adı altında da sığınma!..” Aksi halde, tek kişilik bir esir kampı kurmuş olursun..
250 gram ağırlığındaki bir taşı elimize ilk aldığımızda, onun gerçek ağırlığı 250 gramdır.. Bir saat boyunca elimizde tuttuğumuzda, ağırlığı 500 gram gibi gelir.. Süre uzadıkça ağırlığın yükü daha da artar. Enerjimizi tüketen çeşitli ilişkileri sürdürdükçe de, ağırlıkları misâldeki gibi artacaktır.. Enerjini tüketecek ve adına “evlilik” denen bir beraberliğe yakanı kaptırmamaya özen göster.. Bir insan hatır için çiğ tavuğu yiyebilir, ama hatır için uyumsuz bir evliliğe katlanamaz.. Şu sözü aklından çıkarma; “duvarı nem, insanı gam çürütür”..
Sevgi, sebep değil neticedir.. Bir başka ifadeyle; sevgi, uyumun neticesidir.. Uyum, doyum getirir.. Uyumsuz birlikteliklerde sevgi yoktur, sürekli katlanmak, sürekli sineye çekmek vardır.. Aşırı ve uzlaşmaz farkları tahammülle kapatamazsın.. “Bir uçurumu binlerce kamyon taş, toprak ve kum yığarak belki kapatabilirsin ama, fıtratlar arasındaki uçurumu, ömrünün her salisesini dolgu maddesi olarak kullansan yine de dolduramazsın”.. Uçurumlar dolmadan, sen kapkara bir kederle dolaşır durursun!.. Aşırı uzlaşmaz farkları tahammülle, sineye çekmekle kapatacağını sanmak, safdilliktir.. Farklar mutlaka farkını gösterir.. İhmâl ettiğin farklar, seni ihmâl etmez.. Koca bir ömrü imha ederek, seni ihmâl etmediğini sana gösterir..
Yanlış hesap Bağdat’tan, yanlış tercihler ise fıtrattan geri döner.. Ayrıca, duygular sürekli bakım ister.. Bakımı sürekli yapılmayan her kıymet gibi, duygular da kaybolmaya mahkûmdur..
Netice-i kelâm;
Denginin altında bir evlilik yapsan da bedel ödersin, denginin üstünde bir evlilik yapsan da!..
O zaman, her işte olduğu gibi evlilikte de “orta yolu” denemelisin..
Yani; dengi dengine mutlu bir izdivaçın yollarını aramalısın..
Unutma; herkes nasihat dinler ama yalnız akıllılar yararlanır..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi