Asya’da Yeni Dengeler
Türkiye’de son günlerde önemli bir üçlü toplantı gerçekleştirildi. Uzun süreden beri yoğun hareketliliğe ve çatışmalara sahne olan iki önemli Asya ülkesinin, Pakistan ve Afganistan’ın cumhurbaşkanı Türkiye’deydi. Bu ülkelerdeki mevcut yönetimlerin önemli bir yanları da şu ana kadar izledikleri ve hâlen izlemekte oldukları çizgide her ikisinin de ABD tarafından yönlendirilmelerine ve girdikleri silahlı çatışmalarda büyük ölçüde ABD’nin bölgeyle ilgili hesaplarına hizmet etmelerine rağmen kendi aralarındaki ilişkilerinde soğuk bir hava içinde olmalarıdır. Bu açıdan Türkiye’nin öncülüğünde aynı masaya oturup ortak meselelerini yüz yüze görüşmek için kar yağışının ve şiddetli soğuğun devam ettiği günlerde Türkiye’de kendi açılarından sıcak bir ortam bulabilmeleri dikkat çekiciydi. Böyle bir ortam bulmalarına tabii ki Türkiye’nin girişimleri ve son dönemde izlediği bölgesel politika imkân sağlamıştır.
Toplantıyla ilgili olarak dikkat çeken önemli bir gelişme de Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai’nin açıklamalarında ABD’yi ciddi şekilde karşısına alma cüretkârlığı gösterebilmesi oldu. Bu belki ilk bakışta büyük ölçüde göstermelik ve Afgan halkına yönelik çıkartmaların, siyasi hesapların malzemesi olarak görülebilir. Ama bizim gördüğümüz kadarıyla tamamen siyasi hesaplarla ilgili değil biraz da değişen global ve özellikle de bölgesel dengelerle ilgilidir.
Karzai’yi Afganistan’da iş başına getiren gücün bu ülkeyi işgal eden ve hâlen de işgal altında tutan, şimdiye kadar onun iş başında kalmasını sağlayan hâlen de sağlamakta olan gücün ABD olduğu biliniyor. Bununla birlikte açıklamalarında kendilerinin ABD’nin hizmetçisi değil ortağı olduklarını dolayısıyla Amerikan yönetiminin kendilerine talimat veremeyeceğini vurgulayan ifadelere yer verdi. Önemli bir açıklaması da Taliban’la ilgili olanıydı. Bu konudaki açıklamalarında da uzun süreden beri ABD hesabına kendilerine karşı savaş halinde olduğu Taliban’a göz kırparak onların Afganistan halkının içinden çıktığına dikkat çekti.
Bilindiği üzere ABD’nin yeni başkanı Obama iş başına gelirken Irak’taki askerî gücünü kademeli bir şekilde çekerek Afganistan’a yükleneceğini ve burada askerî gücünü artırıp hâkimiyeti sağlamak için elinden geleni yapacağını ifade etmişti. Nitekim iş başına gelmesinden sonra bu yöndeki planını hayata geçirmek için faaliyetleri başlattı. Fakat onun başkanlık koltuğuna oturmasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Afganistan’da kontrolü sağlayabileceğinin işaretlerini veren herhangi bir gelişme olmuş değildir. Tam aksine direnişçilerin etki alanları genişlemiş ve gerek işgal güçleri gerekse onlarla işbirliği içindeki yerel güçler kontrol alanlarını günden güne daraltma ihtiyacı duymuşlardır. Bütün bunlar Obama’nın hesaplarının tutmadığını ve ileriye dönük gelişmelerin de onun planlarının lehine değil aleyhine olacağını gösteriyor.
ABD’nin Pakistan’la ilgili hesapları da tutmamıştır. Burada özellikle Afganistan direnişine lojistik destek verdiğinden şüphelenilen bölgeye yönelik resmî savaş eski cunta lideri Perviz Müşerref döneminde başlatıldı. Müşerref Lal Mescid katliamı dâhil pek çok önemli saldırı gerçekleştirmesine rağmen bölgede ABD’nin istediği derecede bir kontrol sağlayamayınca onunla yola devam edilemeyeceği kanaatine varıldı ve görünüşte askerî cuntadan sivil yönetime geçildi. Fakat sivil yönetimden istenen de askerî gücün söz konusu bölgede aktif bir şekilde kullanılması ve sıkı bir kontrolün sağlanmasıydı. Bu amaçla yürütülen savaşa ABD işgal güçleri de zaman zaman hava saldırılarıyla iştirak ederek çok sayıda sivil savunmasız insanı katletti. Fakat gelinen noktada hesapların daha da karıştığı askerî şiddetin kullanılmasında ısrar edilmesinin ülkeyi daha büyük sıkıntıların içine iteceği anlaşılıyor.
Öte yandan bizim bu hafta yazdığımız ilk yazıda da dile getirdiğimiz üzere global ekonomik krizin ABD ekonomisinde açtığı yaralar günden güne büyüyor. Bu yaraların büyümesi Amerikan emperyalizmini kademeli bir şekilde kendi kabuğuna çekilmeye zorlayacaktır. Şimdilik her ne kadar Afganistan ve Pakistan’la ilgili hesaplarında ısrarlı görünüyorsa da, ekonomik krizinden dolayı kendi kabuğuna çekilme zorunluluğunun onun bu ısrarındaki yaptırım gücünü kaybetmesine sebep olduğu da açık ve bölge ülkelerinin yönetimleri bunun farkında. Gelişmeler Afganistan ve Pakistan’ın içinde bulunduğu bölgede dengelerin değiştiğini gösteriyor ve yeni hesapların da yeni dengelere göre yapılmasına ihtiyaç duyuluyor. Yeni hesaplarla ilgili kanaatlerimi de inşallah müteakip yazıda dile getirmeye çalışacağım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.