Bruney’de Altın Kubbe’nin altında
28 Şubat’ın ülkeyi içine soktuğu karanlık tünelin açtığı yaraların tartışıldığı bugünde, bendeniz, Kur’an’da Cennetin adlarından birisi olarak zikredilmiş “Darusselam” (Selâm ve Huzur Diyarı) adını taşıyan bir beldeden söz edeceğim.
Efendim, Bruney Darusselam’daki Sultan Şerif Ali İslâm Üniversitesi (UNISSA) tarafından “İslâm ve Dünya Barışı” konulu konferansta bir tebliğ sunmak üzere dâvet edilmiştim. Bu nedenle geçen haftayı Bruney’de geçirdim.
Konferansı değerlendiren bir yazıdan önce bu şirin ve oldukça küçük beldeye dair gözlemlerimi paylaşmak istiyorum izninizle.
Bruney Sultanlığı (Negara Brunei Darussalam) adından da anlaşılacağı üzere krallıkla yönetilen bir yer. Daha doğrusu meşruti monarşi. Güneydoğu Asya’da Borneo adasında yer alan bu ülkenin başkenti Bandar Seri Begavan’dır.
Toplam nüfusu 400 bin civarında. Ülkenin tek kara komşusu Malezya. Malay halkının egemen olduğu Müslüman bir toplum. Çok az sayıda Hıristiyan ve Budist’in de yaşadığı ülkenin resmi dili Malayca ve İngilizce.
Buraya giriş yaptığımda kendimi Malezya’nın farklı bir bölgesine gitmiş gibi hissettim. Nüansları saymazsak coğrafyaya rengini vuran tipik Malay kültürü. Ama daha temiz. Sokaklarda ve alışveriş merkezlerinde çok az insan var. Büyük şehirlerde yaşamaya alışmış kişiler için tenha sayılacak bir yer.
Bağımsızlığını 1 Ocak 1984 yılında İngiltere’den almış. Lâkin Milli Gün olarak 23 Şubat’ı kutluyor. Bizim ülkeye ayak basmamız da bu 23 Şubat gününe denk geldi.
Hukuk sistemi olarak İngiliz ve İslâm hukukunu uyguluyor. İslâm hukuku daha çok evlilik ve mirasla ilgili meseleleri tanzim eden medenî hukukla sınırlı tutulmuş.
Küçücük bir yer, neredeyse herkes herkesi tanıyor. Otel’de İngilizce ve Malayca yayım yapan yerel kanalları takip ediyorum. Günlük gazeteleri okuyorum. Birkaç gün içinde edindiğim izlenim, bu ülke medyasının haber yapmakta zorlandığı. Zira haber yok.
En ufak bir olayda haber bulmakta zorluk çeken medyanın konusu olabilirsiniz. İyi mi kötü mü, siz karar verin.
Biraz da bu sebeple olsa gerek, bizim konferans, hem bu iki televizyon kanalında hem de günlük gazetelerde çok geniş yer buldu.
Küresel dünyada küçük devletler çaplarından çok daha büyük projelere soyunabiliyor. Meselâ Katar ve Singapor’un coğrafik ve nüfus çaplarını aşan küresel projelerde yer alması gibi. Singapor ve Katar’la çok iyi ilişkilere sahip Bruney Sultanlığı da böylesi bir rol üstlenmek niyeti taşıyor olabilir mi acaba?
“İslâm’ın dünya barışına yapabileceği katkıyı” dünyanın farklı ülkelerinden dâvet edilen akademisyenlere tartıştırmak ve bir sonuç bildirisi yayımlatmak bende biraz böyle bir izlenim bıraktı diyebilirim.
Buraya yerleşen yabancılar için en zor iş kiralık ev bulmak. Bu yüzden oteller özel bir düzenlemeyle odalarını kiralık daire niyetine hizmete açmış. Hayatın erken başladığı ve erken bittiği bu beldede hem otantikliği hem de suyun hâkim olduğu bir hayat tarzı içermesi bakımıyla “Su Köyü” çok hoşuma gitti.
Daha önceden bir benzerini Taylant’ta görmüş olduğum Su Köyü, Okyanus sularıyla nehir sularının buluştuğu bir alanda su üzerine inşa edilmiş ahşap evlerden, câmilerden, alışveriş dükkanlarından ve tabiî ki okullardan müteşekkil. Buranın tarihi yerleşim alanlarından. Evler ve mahalleler arasındaki ulaşım kayıklarla sağlanıyor.
Dünyanın en güzel câmilerinden sayılan altın kubbeleriyle meşhur Kiarong ve Ömer Ali Seyfüddin Câmileri de Bruney’de bulunuyor.
İlk gün uzaktan temaşa ediyorum câmileri. İkinci günün akşamı Kiarong Câmi’ne akşam namazını kılmaya gidiyoruz. Sonrasında ise inceleme faslı başlıyor. Benim dikkatimi altın kubbeden ziyade aynı câmi sahası içerisinde, belli bir mesafeyle biri erkekler diğeri de hanımlar için inşa edilmiş birbirinden müstakil iki mabed mimarisi çekiyor. Kıble cihetiyle erkekler bölümü önde, ama aynı imamın arkasında namazlarını cemaatle kılıyorlar.
Bize rehberlik yapan UNISSA’da eğitim görevlisi fıkıh âlimi Cezayirli dostum Dr. Numan Ceğim’e fıkhî olarak “Bu caiz mi?” diye soruyorum. “Şafiî mezhebine göre caiz” diyor. Şafiî olan Malay toplumu bu mezhebin fıkhî imkânlarını câmi mimarisine yansıtmış.
Cuma namazını ise Ömer Ali Seyfüddin Câmi’sinde kılıyoruz. Altın kubbe açısından müşterek bir üne sahip olsalar da mimarisi farklı. İlkinin mimarisi daha özgün.
Son söz, Bruney kalabalıktan hoşlanmayan, sâkin hayat isteyenler için ideal bir yer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.