Rüşvet iddiaları ve Bahçeli'nin tavrı

Rüşvet iddiaları ve Bahçeli'nin tavrı

Aytaç Durak’ın bu defa işi zor. MHP Genel Başkanı –partilisine- arka çıkmak gibi bir hataya düşmedi ve Durak’ın ipini çekerek istifaya davet etti.
Bu köşede MHP Genel Başkanı'nı eleştiren bir çok yazı yayınlandı. Ama bu defa Bahçeli’nin tavrını alkışlamak gerekiyor.
Türk siyasetinin en büyük handikapı yolsuzluklar karşısında alınan tutumdur. Parti taasubu bir çok arızalı tipin kurumsal korumaya alınmasına,hesap vermesinin engellenmesine yol açmıştır.
Şimdi Bahçeli farklı bir üslupla, tüm siyasetçilere bu alanda ders olacak bir tavır takınıyor. Yolsuzluk, usulsüzlük iddiasının muhatabı olana, benimle siyaset yapamazsın diyerek kapıyı gösteriyor.
Bu hiç şüphesiz diğer partilere de sirayet edecektir. Bahçeli’nin tavrı Bahçeli’nin tavrı olarak kalmayacak, aynı tavrı benzer durumlarda öteki partilerde koymaya mecbur olacaklardır.
Siyaseti köşe dönmenin aracı olarak gören geniş bir kesim var. Bunun için özellikle mahalli seçimlerde aday olmak için milyonları sokağa döken adaylar çıkıyor. Bir başkanlık maaşıyla sokağa dökülen parayı geri almak mümkün değil. Para harcayan, daha çoğunu almak için harcıyor.Bunun tabii sonucu da rüşvet çarkının devreye girmesidir.
Uluslararası araştırmalarda Türkiye rüşvetin en yaygın olduğu ülkelerin başında geliyor.
Bazı belediyelerin borç batağında olmasının sebebi de rüşvet almak için kaynakların yanlış kullanılmasından kaynaklanıyor.İhalelerin çoğu kılıfına uydurularak belli kişilere veriliyor. Belediyelere ait işlerin çoğu belediye çalışanlarının(Başkan, yardımcıları ve belediye meclis üyeleri)-gizli ortak- olduğu şirketlere veriliyor. İşveren ile işi alan aynı olunca ihalelerde hem rekabet şartları oluşmuyor, hem de daha çok rant için eksik kırım yapılarak belediyeler zarara uğratılıyor.
Rüşvet, devleti kemiren, toplumun kanını emen en önemli hastalıklardan biri, belki de birincisidir. Büyük meblağların döndüğü belediyelerin bu bakımdan çok dikkatli ve titiz bir şekilde denetlenmesi gerekiyor. Bahçeli’nin kendi Belediye başkanı ile ilgili tavrı elbette ki takdire şayandır. Ancak sadece böyle münferit tepkilerle yetinmek,rüşveti önleyecek denetim mekanizmalarını kurmamak bataklığın yeni sivri sinekler üretmesine vesile olur.
Rüşvet sadece MHP'nin meselesi veya bir MHP'li belediyenin adının karıştığı bir olay değil. Meseleye MHP'li belediye başkanı suçüstü yakalandı gibi bir mantıkla bakarsak, olayın vahametini gözden kaçırmış, siyasi rekabete kurban etmiş oluruz. Her partide bu tip kirli işlere karışan insanlar olabilir. Nitekim Aytaç Durak’ da sadece MHP'li değil, aynı zamanda, ANAP’lı, DYP’li, AK Partili kısacası dönemine göre her partilidir.Bu dört partinin dördünde birden belediye başkanlığı yapmış belki de tek kişidir. Eğer iddialar doğruysa, bunun sadece bu döneme ait olmadığı bizzat kendi yardımcısının ifadeleriyle sabittir..
Üzerinde asıl durulması gereken nokta, olayın ortaya çıkış biçimidir. Durak’la yardımcısının arası açılmasa kamuoyu bugün bu konuyu bilmeyecekti. Geçmişte İstanbul belediyesindeki İSKİ skandalı da Ergun Göknel’in gönül ilişkileri yüzünden eşinin ihbarı ile ortaya çıkmıştı. Demek ki işin içinde olan birileri konuşmadığı müddetçe rüşveti yakalayıp, zanlıları mahkeme önüne çıkarmak pek mümkün olmuyor. Onun için Bahçeli’nin tavrı önemli ama daha önemlisi bu tip ilişkilerin gölgede kalmasını engelleyecek yasal düzenlemeleri yapmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi