Anayasa değişikliği, en öncelikli meselemizdir
Kısmi anayasa değişiklik paketi hazır. Milletimiz ve insanlık için hayırlı, mübarek olsun. Eksik-fazla bulabiliriz. Yeterli görmeyebiliriz. Fakat muhakkak ki bu tasarı, mevcut durumla kıyaslanamaz. Acil ve zaruri ihtiyaçtır. Başlangıç olarak, esasa dönük önemli bir ilktir. Darbe anayasaları her zaman, “darbe halinin devamından kötüsü olmaz” bilinciyle kabul edilir. Bu teklif öyle değildir ama, eksik görenler için aynı gerekçe, bin defa vardır. Bu değişim, darbe halinden çıkışın ilk adımıdır.
Temel insan haklarını, keyfi tasarruflardan kurtarmanın ilk adımıdır. Eksiklerine rağmen, ülkenin, sağlıklı, istikrarlı, güvenli bir zemine doğru ilerlemesinin ilk şartıdır. Açık ve net olan odur ki, bu değişiklik çok geç kalınmış, mutlak bir zarurettir. Yalnız AKP’nin değil, bütün milletin özlediği ve beklediği bir değişikliktir. Milletin el ele, gönül gönüle kabul için gayret edip, bayram yapacağı bir imkandır.
Niçin “Fazlalık” dedim? Kanun adil olmalıdır. Ayrımcılığın müspeti olmaz. Giderek menfiye döner. Ayrımcılıktan hayır gelmez. Bu, batı kafasıdır. Batılı, “Hak” nedir; “Batıl” nedir bilmediklerinden, günlük çözümle şaşırırlar. Sırf reklam için slogan üretip, karışık kafalarını hepten karıştırırlar. Peşlerine düşmeye gerek yok. Güç haktadır. Bu konuya niçin girdim? Bu pakette bir de “kadınlar için müspet ayrımcılık” var. Ben, ayrımcılığın her türüne karşıyım. Fakat paketin önem ve aciliyeti karşısında, “bu müspet ayrımcılığın” lafı bile olamaz. Benim gibi, kendince bir eksik-fazla gören kardeşlerimden şunu rica için söyledim. Takıldığımız noktaların önemini, ret edeceğimiz zaruretlerin önemiyle kıyaslayalım. Pire için yorgan yakılmaz.
Milletsiz devlet olmaz. Millet iradesi, meşruiyetin temelidir. Milletin ihtiyaçlarıyla savaşan devlet de, devlet kurumu da olmaz. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlük yolunda yapılan çalışmalar, bu gereklilikleri, kurallara bağlama çalışmalarıdır. Bu anayasa paketi, bu yolda atılan önemli bir adımdır.
Meslek okullarının, dolayısıyla gençliğin, sanayinin, kalkınmanın önünü tıkayan, işsizliğin artmasına yol açan, katsayı keşfi gibi akıl almaz keşiflerden bir an önce kurtulabilmek için;
Okuma ve iş edinme hakkı gibi temel insan haklarını, başörtüsü gibi, bir dini yasaklama şekline getirme; ikna odaları zulmü gibi dünyayı hayrete düşüren zulümlerin hiç olmazsa akli bir zemine taşınabilmesi için;
Yargısız, sorgusuz sualsiz YAŞ kararlarına yargı yolunun açılabilmesi için;
İktidarların, partilerin, millet iradesinin, 3-5 kişinin iki dudağı arasında kalmaması için; bu kanun gereklidir.
Millet ne kadar dinamik ve çalışkan olursa olsun, devletin çarkı bozuksa, yönetim imkan vermiyorsa huzur da olmaz, kalkınma da olmaz.
Yıllardır konuşulan, TBMM’de 411 oyla mutabakata varılan, milletin beklediği bir kanunu, büyük kısmını tek kişinin atadığı 3-5 kişilik bir heyet, millet huzuruna aykırı olarak bir anda ters yüz edebiliyorsa istikrara güven mi kalır, yatırım ve kalkınma mı?
Bir anekdot:
Sayın Necmeddin Erbakan, “Gümüş Motor” fabrikasını kurmuş. Fabrikayı ziyaret eden bir Alman teknik heyeti, çok hassas taşlamalar yapan makinelerin zemine sabitlenmediğini görünce, “Bunları sabitlerseniz daha verimli olur” diyor. Erbakan, “Biliyor ve istiyoruz. Ama o zaman ağır sanayiye giriyoruz. Vergiler artıyor. Rekabet imkanımız kalmıyor” deyince, heyet başkanı biraz düşündükten sonra:
“Haa.. Anladım. Türkiye kalkınacak da, mevzuat imkan vermiyor.”
NETİCE: Afganistan ve Irak, devam eden darbelerden kendi gayretiyle kurtulamadı, bu acı neticeye geldi. Biz, bu anayasa paketimizle, darbe atmosferinden çıkışın, çekingen de olsa, mevzuat yönünden ilk adımını atacağız. Hayırlı ve mübarek olsun.